Son Mühür- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Haziran 2025 tarihinde sosyal medya üzerinden yayımlanan bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeler nedeniyle Fatih Altaylı hakkında re’sen soruşturma başlattı. Başsavcılık, söz konusu yayında "tehdit içerikli söylemler" bulunduğu gerekçesiyle Altaylı’nın gözaltına alınmasına karar verdi.

"Tehdit veya hakaret kastım yoktur"

Halk TV’den İsmail Saymaz’ın aktardığı bilgiye göre Altaylı, "Cumhurbaşkanına tehdit ve hakaret" suçlamasıyla emniyette ifade verdi. Söz konusu yayındaki cümlelerin kendisine ait olduğunu belirten Altaylı, ifadelerinde şunları kaydetti:

“Söz konusu yayın ve cümleler bana aittir ancak Cumhurbaşkanını ne tehdit ne de hakaret kastım vardır. Bir kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı anket üzerine, Türk halkının tarihsel olarak seçim yoluyla yönetime katılmayı benimsediğini ifade ettim.”

Altaylı, tarihsel referanslarla yorum yaptığını ve bunu daha önce de tarihçilerle birlikte dile getirdiğini vurgulayarak, konuşmasından herhangi bir tehdit algısı çıkarılmasının mümkün olmadığını belirtti.

“Sözlerim çarpıtıldı”

Altaylı ifadesinde, sözlerinin bağlamından koparılarak farklı bir şekilde yansıtıldığını savundu. "Yalnızca tarihi bilgi vermeye çalıştım. Bu açıklamalarımdan Cumhurbaşkanına yönelik bir tehdit çıkarılması niyetim dışında bir algı yaratmaktır" diyen Altaylı, konuşmasının ilk cümlesinde “Türk halkı sandığı sever” dediğini ve bunun da demokratik niyetini açıkça ortaya koyduğunu belirtti.

“Tehdit geçmişimde yok”

Yaklaşık 45 yıllık gazetecilik kariyerine vurgu yapan Altaylı, bugüne kadar kimseye yönelik tehdit içerikli bir ifadede bulunmadığını söyledi:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı şahsen tanırım, kendisine yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret düşüncem asla olmadı. Eleştiri hakkımı kullandım ancak tehdit benim üslubum değildir.”

“Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilsin”

Altaylı, savcılık sevk yazısında yer alan TCK 310/2 maddesinin uygulanabilmesi için somut ve fiili bir tehdit unsurunun bulunması gerektiğini ifade ederek, söz konusu suçun unsurlarının oluşmadığını savundu. Hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini talep etti.

Kaynak: Haber Merkezi