Son Mühür- İsrail ve İran arasında onuncu gününe giren savaşın en kritik aşamalarından biri yaşandı.
ABD Başkanı Trump'ın talimatıyla B-2 hayalet uçaklarından atılan sığınak delici bombalar İran'ın üç nükleer tesisini vurdu.
ABD'nin ilk kez somut olarak savaşın bir parçası olduğu olay sonrası savaşın bundan sonra alacağı seyir merakla bekleniyor.
''ABD Pasifik ve Atlantik donanmalarından intikal etmesi beklenen iki ayrı uçak gemisi darbe grubu Arap Denizi ve Akdeniz’e gelmeden Fardow’a 5-6 GBU57 sığınak bombası ile İsfahan ve Natanz’a 30 tomahawk füzesi attı.'' hatırlatmasında bulunan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ABD'nin son saldırısını mercek altına aldı.
Cem Gürdeniz'in açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle.


Kongre'nin onayı olmadan...


Bu saldırı Amerikan Kongresinin onayı olmadan icra edildi. O nedenle süreç tamamen Trump ve dolaylı olarak Netanyahu’nun siyasi iradesi altında gerçekleşmiş görünüyor.
Henüz hasar değerlendirmesi yapılmadı. Herhangi bir kirlenme henüz rapor edilmedi. Ancak İran’ın nükleer programının uzun bir süre geriye itildiği İsrail tarafından iddia ediliyor.
İran bu saldırı sonrası Amerikan hedefleri artık meşru hedefimizdir ve nükleer programa uluslararası hukuktan doğan haklar paralelinde devam edeceğiz dedi.

ABD ilk kez İran'ı hedef aldı
Şimdi gözler İran'ın tepkisinde...


Şimdi İran’ın tepkisi bekleniyor. İran bu aşamadan sonra çok düşük olasılıklı da olsa geri adım atıp müzakerelere geri dönebilir. Ancak bu seçeneğin yerine büyük bir olasılıkla tırmanmayı artırabilir. Bu olursa İsrail ile savaşa devam etmek ve bu çerçevede bölgedeki Amerikan hedeflerini vurmak/Hürmüz’ü kapatmak ve GCC ülkelerindeki petrol/doğal gaz üretim tesislerine saldırı düzenlemek gibi askeri seçenekleri düşünebilir.


Trump için büyük bir kumar...


Bu saldırılar Trump için büyük bir kumar oldu. Şu andan sonra bu saldırılarla ABD artık fiilen batı Asya’da savaşan taraf oldu. İran’ın Elindeki füze stokları ve Hürmüz’ü kapayacak deniz kuvvetleri unsurları söz konusu 13 tonluk bombaların atılmasıyla yok olmadı. İran’ın nükleer programı geriye itilmiş olabilir ancak savaşa devam azim ve iradesinin yok edilmesi pek kolay değil.
Tepki verilmemesi geçici barış sağlar gibi görünse de rejim değişikliği sürecini güçlendirir. O nedenle İran savaşa devam kararı alabilir.
Gazze’de yaşanan soykırım devam ederken İran’a yapılan bu saldırı kolektif batı hükümetleri dışında ABD ve İsrail aleyhine kamuoyu oluşturacaktır.

Trump kongrenin onayı olmadan saldırı için düğmeye bastı
ABD'nin işi bu kez daha zor...


ABD geçmiş savaşlarda sürekli bombardıman ile bir sonuç hiç bir zaman alamadı. Bu kez durum daha da zor.
Halihazırda aşağıda AIS haritasından görüleceği üzere 50 büyük tankerin alışılmışın dışında Hürmüz boğazından geçmek üzere biriktiğine bakılırsa yakın zamanda Hürmüz’ün kapanabileceği tahmininde bulunabiliriz. Uzmanlar Bu durumun petrol varil fiyatlarını 200 $’a kadar çıkarabileceğini belirtiyor.
ABD bu saldırı ile Pandora’nın kutusunu açtı. İran kolay kolay geri adım atmayacaktır. Bölgedeki Irak ve Yemen gibi müttefiklerinde ABD ve İsrail karşıtlığı dramatik şekilde artacaktır. Bu durum ayrıca Rusya ve Çin’in küresel jeopolitik duruşunda ABD karşıtlığını üst seviyeye taşıyacak ve gerek Ukrayna gerekse Tayvan Boğazında yaşanacak senaryolar Amerikan çıkarlarını oldukça zorlayacak konuma getirecektir.


Türkiye ne yapmalı?


Türkiye bu aşamadan sonra ABD’nin İran’a yönelik savaş sürecine ortak olmamak için Kürecik radarını kapatmalı ve NATO’ya tahsisli unsurlarının harekat kontrolünü milli kontrole almalıdır. Büyük bir enerji krizine karşı Rusya’dan petrol ithalatının artışı için tedbirleri yürürlüğe koymalıdır.
Sonuç olarak ABD’nin İsrail kontrolündeki neocon ve siyonist çevreleri ile küresel finans kapital oligarşisinin sürekli savaş paradigması yeni bir cepheyi açıyor. Bu cephe insanlığa kan ve gözyaşı getirecektir.

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı