Son Mühür/ Beste Temel- Türkiye'nin bilimsel gelişimine öncülük eden Ege Üniversitesi, kuruluşunun 70. yıl dönümünü "Geçmişten Geleceğe Bilim ve Kültürde Köklü Mirasa Yolculuk Sempozyumu" ile taçlandırdı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan'ın başkanlığında gerçekleşen açılış paneli, üniversitenin farklı disiplinlerindeki emektar öğretim üyelerini ağırladı. Prof. Dr. Hakkı Ata Erdener (Tıp Fakültesi emekli), Prof. Dr. İsa Durmaz (Tıp Fakültesi emekli), Prof. Dr. Zeynep Mercangöz (Edebiyat Fakültesi emekli), Prof. Dr. Aynur Türeyen (Hemşirelik Fakültesi) ve Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran (Spor Bilimleri Fakültesi), kendi akademik perspektiflerinden Ege Üniversitesi'nin kat ettiği uzun soluklu bilim ve kültür yolculuğunu katılımcılarla içtenlikle paylaştılar.
Duayenlerden üniversitenin tarihsel seyrine ışık tutan anlatılar
Ege Üniversitesi, zengin tarihsel birikimini aktaran anlamlı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ege Üniversitesi'nde Geçmişten Geleceğe Bilim ve Kültürde Köklü Mirasa Yolculuk Sempozyumu"nun ilk oturumu büyük bir ilgiyle takip edildi. Oturum başkanlığını üstlenen Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan'ın moderatörlüğünde, üniversitenin farklı alanlarda iz bırakmış kıdemli öğretim üyeleri, Ege Üniversitesi'nin kuruluşundan bugüne uzanan serüvenini, kişisel deneyimleri, unutulmaz anıları ve geleceğe dair vizyonlarıyla harmanlayarak dinleyicilere aktardılar. Katılımcılar, Ege Üniversitesi'nin bilimsel araştırmalar, eğitimdeki yenilikler ve topluma sunduğu hizmetler bağlamında geçirdiği evrimi, samimi bir sohbet ortamında dinleme fırsatı buldular.
Prof. Dr. İsa Durmaz: "Her nesil çıtayı bir üst seviyeye taşıdı"
Prof. Dr. İsa Durmaz, Ege Üniversitesi'nin kuruluşundan itibaren kaydettiği dikkate değer ilerlemeye vurgu yaparak, üniversitede görev alan her bir çalışanın, çıtayı sürekli olarak daha yükseğe taşıma gayreti içinde olduğunu belirtti. Kendi öğrencilik yıllarındaki sınırlı fiziki koşulları hatırlatan Prof. Dr. Durmaz, bugünkü modern Ege Üniversitesi kampüsünü düşündüğünde o günlerin zorluklarının daha iyi anlaşıldığını ifade etti. Üniversitenin o dönemki kısıtlı imkanlarına rağmen, kendilerini donanımlı bir şekilde yetiştiren hocalarının, altı yıllık eğitimleri boyunca kendilerine aşıladıkları özgüvenin mezuniyetlerinde önemli bir rol oynadığını dile getirdi. Anabilim Dalı Başkanlığına atandığı dönemdeki vizyonunu da paylaşan Prof. Dr. Durmaz, dünyada kendi alanında ne tür gelişmeler yaşanıyorsa, aynı düzeyde çalışmaların kendi kliniklerinde de yapılması ve Türkiye'de çözülemeyen her türlü sağlık sorununun burada çözüme kavuşturulması gerektiği inancını taşıdığını söyledi.
Prof. Dr. Hakkı Ata Erdener: "Tecrübe ve gençliğin enerjisi harmanlanmalı"
EÜ Tıp Fakültesi'nin gerçekleştirdiği çığır açan gelişmelere değinen Prof. Dr. Hakkı Ata Erdener, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı'nın Türkiye'de kurulan ilk çocuk cerrahisi kliniği olma özelliğini taşıdığını vurguladı. Asistanlık yaptığı dönemde tüm ameliyatların açık cerrahi yöntemlerle gerçekleştirildiğini anlatan Prof. Dr. Erdener, 1990'lı yılların sonu ve 2000'li yılların başından itibaren kapalı ameliyat tekniklerine geçildiğini belirtti. Bugün ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi ABD'nın, Türkiye'de en fazla kapalı ve robotik cerrahi operasyonu gerçekleştiren klinik konumunda bulunduğunun altını çizerek, bu alandaki liderlikleriyle gurur duyduğunu ifade etti. Geçmiş deneyimlerden ders çıkararak geleceğe yön vermenin önemine değinen Prof. Dr. Erdener, köklü üniversitelerin geleneklerinin ve yönetimsel yapılarının büyük bir değer taşıdığını ancak yaşlanan üniversitelerin bu tecrübeyi genç nesillere büyük olanaklar sunarak birleştirmesi gerektiğini savundu. Son olarak, katıldığı her platformda Ege Üniversitesi'ni temsil ederken büyük bir saygıyla karşılandığını ve üniversitesiyle her zaman onur duyduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Zeynep Mercangöz: "Üniversite kampüsündeki tarihi köşkler birer kültür hazinesi"
Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, konuşmasını görsel sunumlarla zenginleştirerek, Ege Üniversitesi kampüsü içinde yer alan tarihi köşklerin kültürel önemine dikkat çekti. Özellikle Ballian Köşkü'nün, Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi olarak hizmet verdiğini belirten Prof. Dr. Mercangöz, bu müzenin Türkiye'de ve belki de dünya çapında bu özgün temadaki ilk ve tek müze olduğunu vurguladı. Müzenin 2012 yılında Nedim Sönmez'in değerli koleksiyonlarını bağışlamasıyla önemli bir başlangıç yaptığını ifade eden Prof. Dr. Mercangöz, müzenin iki bini aşkın eseri barındıran zengin bir kataloğa sahip olduğunu söyledi. Sunumunda dikkat çektiği iki önemli ayrıntıdan birinin, müzenin girişinde ziyaretçileri karşılayan ve 38 ülkeden 42 sanatçının bahçedeki doğal malzemelerle hazırladığı, birinde dünya diğerinde İzmir haritasının yer aldığı iki etkileyici pano olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Aynur Türeyen: "Ege Üniversiteli olmanın ayrıcalığını hissedin"
Akademik yaşamından profesyonel kariyerine kadar Ege Üniversitesi'nin hayatındaki derin etkisine değinen Prof. Dr. Aynur Türeyen, bu sempozyumun adeta bilimsel bir kongre niteliğinde olduğunu ve bu anlamlı etkinlikte bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Bunun sadece 70. yıl dönümünün festival havasında kutlanması olmadığını, aynı zamanda bilginin aktarıldığı, geçmişten günümüze kök salmış bir bilimsel yolculuk olduğunu vurguladı. Bu bağlamda kendi coşkusunu dinleyicilerle paylaşan Prof. Dr. Türeyen, Ege Üniversiteli olmanın ayrıcalığının farkında olunması gerektiğini söyledi. "İyi ki Ege Üniversitesi mezunuyum, mensubuyum ve her zaman bundan gurur duydum," diyen Prof. Dr. Türeyen, üniversiteye başladığında 21 yaşında olduğunu, şimdi ise 70 yaşında olduğunu ve bu geçen yılların her aşamasından onur duyduğunu belirtti. Akademik hayatta çaba göstermenin, ter dökmenin, yorulmanın ve uykusuz gecelerin kaçınılmaz olduğunu ancak sonuçlarının her zaman çok güzel olduğunu dile getiren Prof. Dr. Türeyen, "Zahmetsiz rahmet olmaz, bulut kararmadan yağmur yağmaz," atasözünü hatırlatarak, sabrın ve emeğin önemini vurguladı.
Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran: "Türk sporuna dünya çapında yetenekler kazandırdık"
Spor Bilimleri Fakültesi'nin elde ettiği önemli başarılara dikkat çeken Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran, sporun dünya üzerindeki en önemli olgulardan biri olduğunu ve milyarlarca insanı peşinden sürükleyen, bayrağı dalgalandıran ve İstiklal Marşı'nı söyleten nadir bir olgu olduğunu ifade etti. Kendilerinin de bu ideallerle büyümüş hocalar olduklarını belirten Prof. Dr. Özçaldıran, 1990 yılında açılan Ege Üniversitesi havuzunun, Türk sporuna kazandırdığı önemli isimleri ve yüzme sporuna yaptığı katkıları onur ve gururla anlattı. Yakın zamanda Seven Ocean (Yedi Okyanus) etabını başarıyla geçen iki Türk kızı Aysu Türkoğlu ve Bengisu Alçı'nın Ege Üniversitesi Yüzme Havuzu'ndan yetiştiğini büyük bir gururla dile getiren Prof. Dr. Özçaldıran, dünyada bu zorlu mücadeleyi tamamlayan sadece 28 kişi olduğunu ve bu 28 kişi içinde iki Ege Üniversitesi mezunu Türk kızının yer aldığını vurguladı. Bu sporcuların her yarışı tamamladıklarında Türk bayrağı açtıklarını ve o bayrağın bir köşesinde Ege Üniversitesi ambleminin bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Açılış panelinin ardından, sempozyuma katılanlar "Ege Üniversitesi 70. Yılında: Geçmişin İzinde Fotoğraflarla Ege Üniversitesi" başlıklı etkileyici fotoğraf sergisini gezerek, üniversitenin tarihi yolculuğuna tanıklık ettiler.





