Son Mühür/ Merve Turan - Ege Üniversitesi, akademik birikimini toplumla buluşturan etkinliklerine bir yenisini ekledi. EÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı, 17 Kasım Dünya Prematüre Farkındalık Günükapsamında özel bir program düzenledi. Muhittin Erel Amfisi’ndeki etkinliğe; EÜ Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Atik, Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Akisü, Prof. Dr. Özge Altun, akademisyenler ve prematüre bebeklerin aileleri katıldı.
Etkinliğin ana hedefi, prematüre bebeklerin yaşam yolculuğunu görünür kılmak ve sağlık çalışanlarının emeğine dikkat çekmek oldu.
“Prematüre doğsan da yalnız değilsin”
Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mete Akisü, prematüre doğumun aileler için zorlayıcı bir süreç olduğunun altını çizdi:
“Gebelik boyunca sağlıkla kavuşma hayali kuran aileler için prematüre doğum büyük bir belirsizlik başlatır. Yenidoğan yoğun bakıma alınan her bebek için ailelerin aklındaki soru aynıdır: ‘Bebeğime iyi bakılıyor mu?’ Ege Üniversitesi Neonatoloji ekibi olarak her zaman şunu söylüyoruz: ‘Prematüre doğsan da yalnız değilsin, Ege Tıp senin yanında.’”
Her yıl dünyada 15 milyon, Türkiye’de yaklaşık 150 bin prematüre bebek dünyaya geldiğini hatırlatan Akisü, 17 Kasım’ın bu nedenle kritik bir farkındalık günü olduğunu söyledi. Prematürenin renginin “mor” olduğunu belirterek bunun hem bebeklerin özel doğum renklerini hem de mücadelelerini simgelediğini ifade etti.
“Yaşamı mümkün kılan büyük bir ekip emeği var”
EÜ Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Atik, yenidoğan yoğun bakım hizmetlerinin yalnızca tıbbi değil aynı zamanda büyük bir özveri gerektiren bir süreç olduğuna dikkat çekti: “Bugün sağlıklı bireylerin 80 yıl yaşayabildiği bir dünyada, bunun önemli bir kısmı yenidoğan yoğun bakım çalışanlarının emeğidir. Doktorundan hemşiresine, teknisyeninden ailelere kadar herkesin ortak katkısıyla bu bebekler hayata tutunur. En zorlu eğitim dönemlerim bu ünitede geçti ve prematüre bakımının değerini birebir gördüm.” Atik, tüm ekibe ve etkinliği duygusal bir buluşmaya dönüştüren organizasyon ekibine teşekkür etti.
“Müzik, prematüre bebek gelişimi için güçlü bir destek”
“Prematüre Bebekler ve Müzik” başlıklı sunumunda Prof. Dr. Özge Altun, müziğin prematüre bebekler üzerindeki olumlu etkilerini anlattı: “Prematüre bebekler duyusal açıdan çok kırılgandır. Uygun müzik; beyin bağlantılarını güçlendirir, kalp ritmini ve solunumu düzenler, stresi ve ağrıyı azaltır. En etkili müzik ise annenin sesiyle söylediği ninnidir.”
Altun, müziğin yalnızca bebeklere değil, anne-babalara ve yoğun bakım atmosferine de iyi geldiğini vurguladı.
17 yıl önce prematüre olarak tedavi edildiği hastanede sahne aldı
Etkinliğin en duygusal anı, 2008’de Ege Üniversitesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi gören Defne Kırıcı’nınsahneye çıkması oldu. Bugün konservatuvar öğrencisi olan Kırıcı, “Ay Işığından Ezgiler” adlı konseriyle katılımcılara müzik ziyafeti sundu. Kırıcı’ya, prematüre olduğu dönemde takibini yapan Prof. Dr. Özge Altun flütle eşlik etti. Etkinlik, çiçek ve Teşekkür Belgesi takdimi ile sona erdi.





