Son Mühür- Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle Doğu Akdeniz'deki dengeleri sarsacak adımı atan Lübnan, deniz yetki anlaşması sonrası yeni bir siyasi kaosa doğru elken açmışa benziyor.
Kıbrıs Rum yönetiminin İsrail ve Lübnan'la zengin doğal gaz ve petrol yataklarının bulunduğu bölgeyle ilgili anlaşmaya varması, uluslararası kaynaklara göre Türkiye'nin tepkisini toplamış durumda.
2007'de iki ülke arasında varılan taslak metin Türkiye'nin de bastırmasıyla 18 yıldır rafta bekletiliyordu.
Gazze'de yarattığı soykırımın ardından Türkiye'ye yönelik hamlelerini hızlandıran İsrail, Güney Kıbrıs'a savunma sistemleri tedarikinin ardından bu kez 18 yıldır rafta bekleyen projenin hayata geçirilmesi konusunda perde arkasındaki güç olduğu belirtiliyor.
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun'un imzaladığı anlaşma hassas dengelere sahip Lübnan iç siyasetinde de tartışma yarattı.
Parlamentoyu bypass ettiler...
Katar'ın önde gelen siyasal analistlerinden akademisyen Dr. Ali Bakır,
''İronik bir şekilde, birçok Lübnanlı da memnun değil. Onlar, anlaşmanın parlamentoyu bypass ettiğini, ki bu teknik olarak Lübnanlıların kendi bakış açısından yasadışı kıldığını savunuyorlar.

Üstelik, anlaşmanın Kıbrıslı Rumların Lübnan sularının 5.000 km²'sini ele geçirmesine izin verdiğini savunuyorlar. Lübnan'ın karşılığında ne aldığı açık değil, ancak AB'nin bir kaldıraç olarak kullanıldığı çok olası.'' hatırlatmasında bulundu.
Türkiye'den uyarı gelmişti...
Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi arasında imzalanan anlaşmayı değerlendiren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli,
''Lübnan veya bölgedeki diğer kıyıdaş ülkelerin GKRY'yle bu tür bir anlaşma imzalaması, Kıbrıslı Türklerin Ada üzerindeki eşit hak ve çıkarlarını yakından ilgilendirmektedir.
GKRY'nin, Kıbrıslı Türkleri veya Ada'nın tümünü temsil etmediğini ve Ada'nın tümünü ilgilendiren bu tür tasarruflarda bulunmaya yetkisi olmadığını hatırlatmak isteriz.
Bölge ülkeleri başta olmak üzere, uluslararası toplumu GKRY'nin bu tek taraflı adımlarına destek vermemeye ve Ada'nın egemen ve eşit unsuru olan Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını gasp etmeye yönelik girişimlere alet olmamaya davet ediyoruz.'' açıklamasında bulunmuştu.





