Son Mühür / Yağmur Daştan - DİSK/Genel İş Sendikası İzmir 6 No’lu Şubeye bağlı kadın komisyonu üyeleri 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle ülkemizde yaşanan kadın cinayetleri, kadına yönelik baskı ve zulme karşı mücadeleyi büyütmek ve okullarda yürütülen ÇEDES projesine bir kez daha tepki göstermek için alana indi.

Konak’ta SGK önünde toplanan sendika üyeleri, Cumhuriyet Meydanı’na doğru alkış, slogan ve ıslıklarla yürüyüş gerçekleştirdi. Kadınlar hep bir ağızdan, ‘Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz’, ‘Birleşe birleşe kazanacağız’, ‘Bir kişi daha eskilmeyeceğiz’ sloganları attı.

Yürüyüş sırasında kadınlara, pek çok vatandaş ve görevi başındaki inşaat işçileri de alkışlarla destek oldu.
‘Kadınların korunması ortak sorumluluktur’

Şiddetin tüm toplumun ortak meselesi olduğunun altını çizerek kadınlar adına basın açıklamasını okuyan DİSK Genel İş 6 No’lu Şube Kadın Kolları Başkanı Burcu Karahan, “Kadınla dünyanın dört bir yanında milyonlarca kadın ve kız çocuğunun maruz bırakıldığı şiddete dikkat çekmek toplumsal farkındalığı arttırmak ve çözüm için kararlılığı yinelemek amacıyla bir araya geldik. Kadına yönelik şiddet yalnızca fiziksel saldırılarla sınırlı olmayan psikolojik, ekonomik sizi sadece cinsel şiddetine kapsayan insan hakları ihlalidir. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya genelinde her üç kadından biri yaşamı boyunca en az bir kez şiddete maruz kalmaktadır. Pek çok kadın saldırıya uğradığında, tehdit edildiğinde ya da yaşam hakkı elinden alınmak istendiğinde çoğu zaman yalnız bırakılmakta ve uzaklaştırma kararları uygulanmamaktadır. Oysa kadınların korunması, devletin ve toplumun tüm bileşenlerinin ortak sorumluluğudur” dedi.
‘Her alanda eşit fırsat’
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinin sadece cezai yaptırımların artırılmasından değil aynı zamanda eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları, ekonomik bağımsızlık, güçlü sosyal destek ağları ve etkili kurumsal iletişimle mümkün olduğunu söyleyen Karahan, “Mücadelenin okullarda, işyerlerinde, sokaklarda, dijital platformlarda yani hayatın her alanında sürdürülmesi gerekir. 25 Kasım bizlere kadına yönelik şiddetin sıradanlaştırılmayacağını, her bir şiddet vakasının aslında toplumsal bir çığlık olduğunu hatırlatmaktadır. Kadınların hayatlarını savunmak için değil, özgürce yaşamak için mücadele etmeleri gereken dünyayı kabul etmiyoruz. 2025 yılının ilk altı aylık verilerine göre 136 kadın öldürülürken 145 kadın şüpheli şekilde yaşamdan koparılmıştır. Bu nedenle şiddete maruz kalan tüm kadınların yanında olduğumuzu, şiddeti önleyici politikaların hayata geçirilmesi ve uygulanmasında kararlılık talep ettiğimizi, toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendiren her adımı desteklediğimizi, Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara tanıdığı eğitim hakkı, hukuksal eşitlik, ekonomik haklar ve benzer haklardan vazgeçmediğimizi, Cumhuriyet ve laikliğe sahip çıktığımızı ve laikliğin kadının özgürlüğü olduğunu, kadının güçlenmesinin eğitimden iş hayatına, siyasetten sivil topluma kadar her alanda eşit fırsatlar yaratılmadan mümkün olamayacağını bir kez daha vurguluyoruz. Kadına yönelik şiddet değil, önlenebilir bir toplumsal sorumluluktur. Sessiz kalmak, bu şiddete zemin hazırlamaktır. Bugün ve her gün, kadınların yaşam haklarını, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.





