Deutsche Bank Araştırma Enstitüsü’nün hazırladığı raporda, Bitcoin’in uzun vadede altının izlediği yolu takip ederek merkez bankalarının rezervlerinde yer alabileceği öngörüldü.
Bitcoin altının yolunu mu izliyor?
Raporda, Bitcoin’in benimsenme oranı yükseldikçe ve düzenleyici çerçeveler netleştikçe dalgalanmasının azaldığına dikkat çekildi. Analistler, bu sürecin altının yaklaşık 100 yıl önceki gelişim sürecine benzerlik taşıdığını vurguladı.
Tarihsel benzerlik: Altın ve Bitcoin
“Bitcoin gibi altın da bir zamanlar spekülatif bir yatırım aracı olarak görülüyordu” ifadelerine yer verilen değerlendirmede, altının erken dönemlerinde sert fiyat dalgalanmaları yaşandığı, ancak zamanla istikrar kazandığı hatırlatıldı. Bu sürecin Bitcoin için de tekrarlandığına işaret edildi.
ETF ve kurumsal yatırımın rolü
Deutsche Bank, Bitcoin’in özellikle ETF’ler ve kurumsal yatırımcıların ilgisi sayesinde ana akım finans sistemine daha hızlı entegre olduğuna dikkat çekti. ABD ve İngiltere’deki düzenleyici gelişmelerin bu süreci desteklediği, spot fiyat ile volatilite arasında belirgin bir ayrışmanın başladığı kaydedildi.
2030’a kadar rezerv varlık senaryosu
Raporda, Bitcoin’in 2030 yılına kadar merkez bankalarının bilançolarında altına ek olarak rezerv varlık olarak tutulabileceği öngörüsü yer aldı. Analistler, “2030 yılına kadar merkez bankalarının bilançolarında hem altın hem Bitcoin bir arada bulunabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Avantajlar ve sınırlamalar
Bitcoin’in sınırlı arzı ve hükümetlerden bağımsız yapısı altınla benzerlik taşıyor. Ayrıca taşınabilirlik ve erişim kolaylığı gibi avantajlar öne çıkıyor. Ancak raporda, yüksek volatilite, siber saldırı riski ve altına kıyasla düşük likiditenin Bitcoin’in rezerv varlık olma yolunda kısıtlayıcı faktörler olduğu belirtildi.
Psikoloji ve tarihsel perspektif
Deutsche Bank’a göre finansal piyasaların tarihi, yatırımcıların geleneksel varlıklardan yeni seçeneklere yönelme eğilimini ortaya koyuyor. ABD’nin öncülüğünde Bitcoin’in kabul görmesi, kripto paraların spekülatif yatırım algısından çıkıp küresel finansın meşru bir bileşeni haline gelmesini kolaylaştırabilir.





