Son Mühür - Merve Turan / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Sevda Erdan Kılıç, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçunun kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) kanun teklifi sundu. Kılıç, partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ardından Cumhurbaşkanının tarafsızlığını kaybettiğine dikkat çekerek, siyasal iktidarın bizzat kendisi haline gelmiş bir Cumhurbaşkanlığı makamının, hukuk sistemi üzerinden korunmaya çalışıldığını ve eleştirinin suç haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

"Cumhurbaşkanına hakaret suçu yürürlükten kaldırılmalı"

Sevda Erdan Kılıç, kanun teklifinin gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Siyasal iktidarın bizzat kendisi haline gelmiş bir Cumhurbaşkanlığı makamı, hukuk sistemi üzerinden korunmaya çalışılıyor. Eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi, ‘hakaret lehine’ yargısal bir sopa olarak kullanılıyor.” Kılıç, bugüne kadar Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan davaların sayısının on binlerle ifade edildiğine dikkat çekti ve bu durumun, toplumun farklı kesimlerinden, öğretmenlerden gazetecilere, öğrencilerden sanatçılara kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını belirtti. “Memlekette on değil, yüz değil, bin değil… On binlerce dava. Öğretmeninden öğrencisine, gazetecisinden sanatçısına, milletvekilinden parti liderine, 16 yaşındaki çocuktan 78 yaşındaki kadına kadar yediden yetmişe on binlerce sanık Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanıyor. Artık yeter!” diye ifade etti.

SEVDA ERDAN KILIÇ

"Gözünün üstünde kaş var davaları"

Sevda Erdan Kılıç, eleştirilerin ve yanıtların suç haline getirilmesini de sert bir şekilde eleştirerek, AKP Genel Başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanının muhalefete yönelik söylemleri ve eleştirileri kabul etmeme yaklaşımına da dikkat çekti. Kılıç, Cumhurbaşkanının her fırsatta muhalefeti dışlayıcı, ötekileştirici söylemlerle hedef alırken, Cumhurbaşkanına yanıt vermenin ya da icraatları üzerinden eleştirmenin de suç haline geldiğine vurgu yaptı. “Her kürsüye çıktığında AKP Genel Başkanı sıfatıyla kendisinden olmayan herkesi dışlayıcı, ötekileştirici söylemlerle isnat eden, muhalefete demediğini bırakmayan Cumhurbaşkanına yanıt vermek de O’nu icraatları üzerinden eleştirmek de suç!” ifadelerini kullandı.

1961 Anayasası’ndan 2017 Anayasası’na geçiş: Partili Cumhurbaşkanlığı

Sevda Erdan Kılıç, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun geçmişteki uygulanışına da değindi. 1961 Anayasası’na göre Cumhurbaşkanının, tarafsız bir makam olarak görülmesi nedeniyle partisinden ayrılmak zorunda olduğuna işaret etti. Ancak 2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanının hem bir siyasi partinin genel başkanı hem de yürütmenin başı olduğuna dikkat çekti. Kılıç, 2017 Anayasası’ndan önceki Cumhurbaşkanlığı sisteminin “bütün toplumu kucaklayan ve tarafsız” bir anlayışa dayandığını, ancak 2017 değişikliğiyle Cumhurbaşkanının siyasal iktidarın merkezi bir figürü haline geldiğini belirtti. Şu anda, Cumhurbaşkanının hem siyasi partinin genel başkanı olması hem de yürütme görevini üstlenmesi nedeniyle, siyasal mücadelede aktif bir taraf olduğunu vurguladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin uyarısı: “Eleştiriler engellenemez”

Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, “Hiçbir devlet başkanına, eleştirilere karşı özel bir koruma sağlanamaz” şeklindeki açık tavrına da değindi. Türkiye’ye, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen maddeyi değiştirme çağrısında bulunan AİHM’in kararının önemine dikkat çeken Kılıç, “Ancak biz, TCK’nın 299. maddesiyle eleştiri özgürlüğümüzü daraltmaya devam ediyoruz” dedi. Kılıç, Türkiye’nin bu konudaki durumu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasa’ya açıkça aykırı olan bu düzenlemenin acilen kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık

Sevda Erdan Kılıç, TBMM Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılığa da dikkat çekti. 1961 Anayasası’nın 95. maddesinde yer alan Cumhurbaşkanı’nın partisinden ayrılması gerekliliği, 2017 Anayasası’ndaki değişiklikle kaldırılmış ve Cumhurbaşkanının hem bir siyasi partinin genel başkanı hem de yürütme başı olduğu bir sistem getirildi. Kılıç, bu değişiklikle birlikte, Cumhurbaşkanının tarafsız bir makam olmaktan çıkıp, aktif bir siyasi figür haline geldiğini ifade etti. Kılıç, eski Cumhurbaşkanlığı anlayışının bu düzenleme ile uyumsuz hale geldiğini ve Cumhurbaşkanına hakaret suçunun artık yanlış bir şekilde kullanılmakta olduğunu söyledi.

"Cumhurbaşkanına hakaret suçu, AİHM ve Anayasaya aykırıdır"

Kılıç, kanun teklifinin gerekçesinde Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ile Anayasa’nın 26. ve 90. maddelerine açıkça aykırı olduğunu belirtti. Kanun teklifinde, “Cumhurbaşkanına hakaret suçunun ilgası” talep edilerek, ilgili düzenlemenin Anayasa ve AİHM’ye uygun hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Kılıç, bu düzenlemenin, halkın ifade özgürlüğünü boğan, eleştiriyi suç haline getiren, anti-demokratik bir anlayışa dayandığını belirterek, söz konusu düzenlemenin kaldırılması gerektiğini ifade etti.

Sevda Erdan Kılıç, sunmuş olduğu kanun teklifiyle, Türkiye’deki hukukun ve demokrasinin güçlendirilmesi için bu anti-demokratik uygulamanın ortadan kaldırılmasını talep etti.

Muhabir: Merve Turan