Son Mühür- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin 2025 yılının üçüncü çeyreğindeki performansına ve ülkenin makro hedeflerine odaklandı. Erdoğan, Türkiye ekonomisinin mevcut seyrini koruduğunu ve uluslararası sıralamalarda üst basamaklarda yer aldığını vurgulayan önemli verileri paylaştı.
Güçlü büyüme rakamları ve uluslararası başarılar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde kaydettiği büyümeye dikkat çekerek, "Türkiye ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 3,7 oranında büyüme göstererek istikrarlı seyrini korumuştur" dedi. Bu büyüme oranının, Türkiye'yi uluslararası arenada önemli bir konuma taşıdığını belirten Erdoğan, bu başarıyı somut verilerle destekledi: "Bu oranla, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında dördüncü, G20 ülkeleri arasında ise beşinci sırada yer aldık." Bu rakamların, küresel zorluklara rağmen Türkiye ekonomisinin dirençliliğini ve potansiyelini açıkça gösterdiğini ifade etti.
Milli gelirde tarihi eşik aşıldı
Ekonomideki olumlu göstergelerin yanı sıra, Türkiye'nin yıllıklandırılmış milli gelirinin de tarihi bir eşiği aştığını duyuran Erdoğan, "Yıllıklandırılmış milli gelirimiz 1,5 trilyon doları aşmıştır" açıklamasını yaptı. Bu gelişmenin, ülkenin ekonomik kapasitesinin geldiği noktayı işaret ettiğini belirtti. Büyümeyi destekleyen unsurlara da değinen Cumhurbaşkanı, özellikle tarım sektöründe beklenen toparlanmanın önemine işaret etti. Ayrıca, makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın altını çizerek, "Makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ise üretime ilişkin umutlarımızı güçlü bir şekilde desteklemiştir" sözleriyle, sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturan üretim odaklı adımlara olan inancını dile getirdi.
Ekonomik spekülasyonlara karşı net tavır
Konuşmasının bir bölümünde ekonomik tartışmalara ve spekülatif yorumlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasalardaki manipülatif girişimlere karşı net bir duruş sergiledi. Erdoğan, "Suyu önce bulandırıp, sonra da bulanık suda sazan avına çıkan simsarların oyunlarına gelmeyeceğiz" diyerek, spekülasyonlara itibar edilmemesi gerektiği mesajını verdi. Ekonomideki rakamsal verilerin önemini teslim etmekle birlikte, asıl odak noktasının halkın refahı olması gerektiğini vurguladı: "Elbette ekonomide rakamlar, oranlar önemlidir ama aslolan 86 milyonun kanaati, esnafın, tüccarın, emeklinin ne dediğidir." Türkiye'nin ekonomik rotasının ve temel hedefinin belli olduğunu tekrarladı: "Türkiye'nin hedefi, rotası, izleyeceği güzergah bellidir. Bu hedef, 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde artırmaktır." Bu hedef doğrultusunda yapısal reformlara devam edileceğinin sinyalini verdi.
Afrika açılımında diplomatik ve ticari derinleşme
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış politikada ise Türkiye'nin Afrika kıtasıyla geliştirdiği çok boyutlu ilişkilere odaklandı. Türkiye'nin uluslararası platformlardaki "dik ve dirayetli duruşunun" daha fazla takdir topladığını belirten Erdoğan, G20 Zirvesi'nde verilen mesajların bilhassa Afrikalı dost ve kardeş ülkeler nezdinde memnuniyetle karşılandığını gözlemlediklerini aktardı.
Türkiye'nin Afrika'daki stratejik önemine vurgu yapan Lider, son 20 yılda Afrika'daki büyükelçilik sayısının 12'den 44'e yükseldiğini belirterek diplomatik ağın ne denli genişlediğini gösterdi. Bu güçlü diplomatik altyapının, ticari ilişkilere de yansıdığını ifade eden Erdoğan, kıtayla olan ticaret hacminin 5 milyar dolardan 37 milyar dolar seviyesine yükseldiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı, bu alandaki yeni hedeflerini ise 50 milyar dolar olarak belirlediklerini duyurdu.
CHP'ye eleştiri
Konuşmasının devamında muhalefete sert eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin siyasi istikrarsızlığını ve iç sorunlarını gündeme taşıdı. Muhalefet partilerine seslenerek, "Siz gidin kurultay üstüne kurultay yapın, siz gidin içinizde yolsuzluk yapanları ayırın, gırtlağınıza kadar battığınız pisliklerden arının" çağrısında bulundu. Hükümetin ise yıllardır birikmiş sorunları çözme gayesinde olduğunu belirterek, "Bizim varlık gayemiz budur" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, DEM Parti'nin siyasi süreçlere verdiği desteği eleştirirken kullandığı "Stockholm sendromu" benzetmesine sert tepki gösterdi. Erdoğan, bu benzetmeyi yapan Özel'in öncelikle kendi siyasi geçmişini ve "kara sicilini" hatırlaması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "DEM Parti'nin sürece destek vermesi Stockholm sendromuymuş. İnsan kendi geçmişini, kendi kara sicilini bilir" ifadelerini kullandı. Muhalefet liderine hitaben, "Beyefendiye sormak lazım; sen ömrün boyunca hiç mi CHP'nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın?" sorusunu yönelterek, eleştirinin kendi partilerinin geçmişine bir gönderme olduğunu ima etti.
"Cellat görmek istiyorsa kendi tarihine baksın"
Konuşmasında Kürt meselesi ve tarihsel sorumluluk konularına odaklanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt vatandaşların kanının kimin tarafından döküldüğünü milletin çok iyi bildiğini dile getirdi. Erdoğan, bu hassas konuda CHP liderini "hedef saptırmakla" suçladı.
Muhalefet liderine yönelik meydan okumasını sürdüren Erdoğan, "Sayın Özel, hedef saptırmasın. Bir cellat görmek istiyorsa kendi tarihine baksın" diyerek, CHP'nin geçmiş politikalarına ve tarihi sorumluluklarına işaret etti.
Diplomatik adımlar atıldı
Erdoğan, Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi hedef alan saygısız açıklamaları da kesin bir dille kınadı. Bu tür ifadeleri "kabul edilemez" bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı, söz konusu saygısızlığa karşı gerekli diplomatik adımların atıldığını kamuoyuna duyurdu. Bu tavır, ittifakın siyasi figürlerine yönelik dış kaynaklı eleştirilere karşı ortak ve güçlü bir duruş sergilediğini gösterdi.
"Mezhep üzerinden kan dökülen batı tarihi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının dış politika ve kültürlerarası ilişkilerle ilgili bölümünde, Avrupa'dan gelen din azınlıklar üzerinden Türkiye ve İslam ülkelerine ders verme girişimlerine tepki gösterdi. "Avrupa'da zaman zaman birileri çıkıyor Türkiye ve İslam ülkelerine dini azınlıklar üzerinden ders vermeye kalkıyor" diyen Erdoğan, Batı'nın bu eleştirilerinin tarihi gerçeklerle örtüşmediğini savundu.
Türkiye'nin coğrafyasının bin yıldır kesintisiz İslam hakimiyeti altında olmasına rağmen, onlarca farklı inanışın asırlardır huzur içinde yaşadığını belirten Erdoğan, Batı tarihini ise bununla karşılaştırdı. "Ama Batı'da tarih boyunca mezhep üzerinden kan dökülmüştür. Bizimle Batı arasındaki en temel zihniyet farkı işte budur" sözleriyle, Türkiye'nin tarihi hoşgörü ve çok kültürlülük mirasını ön plana çıkararak Batı'nın din ve azınlık politikalarını eleştirdi.
AYRINTILAR GELECEK...





