Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamalarda yeni anayasa tartışmalarına açıklık getirdi. Erdoğan, yeni anayasa taleplerinin kişisel veya siyasi bir amaç taşımadığını, tamamen ülkenin geleceği ve itibarı için duyulan bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, yeni anayasa sürecinin kişisel hedeflerden ziyade milli bir vizyonla ele alındığı mesajını verdi.

Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nden önemli adımlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan'daki Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi'nin son derece verimli geçtiğini vurguladı. Zirvede Budapeşte Bildirisi'nin yanı sıra liderler düzeyinde üç, dışişleri bakanları düzeyinde ise dört önemli belgenin kabul edildiğini aktardı. Özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türk Dünyası'nın ayrılmaz bir parçası olarak çalışmalarına yaptığı katkıların memnuniyetle karşılanması ve Kıbrıs Türklerinin eşit haklarının güvence altına alınmasında dayanışma vurgusu dikkat çekti. Ayrıca, Türk Devletleri Teşkilatı'nın bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan her türlü girişimin engellenmesi konusunda mutabık kalındığı belirtildi.

Erdoğan, Gazze başta olmak üzere Filistin, Suriye ve Afganistan gibi bölgesel meselelerin de bildiride yer almasına öncülük ettiklerini ifade etti. Nevruz'a ilişkin anma ve kutlama etkinlikleri düzenlenmesi yönünde de anlayış birliğine varıldığını aktaran Cumhurbaşkanı, Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'a Türk Dünyası'nın birliğine katkılarından dolayı Ali Şir Nevai ödülünün tevdi edildiğini sözlerine ekledi. Macaristan'ın teşkilatın gözlemci üyesi olarak ilk kez ev sahipliği yapmasının önemine değinen Erdoğan, Türkiye ile Macaristan arasındaki ikili ilişkilerin de savunma sanayii, enerji ve tarım gibi alanlarda güçlenerek devam edeceğini söyledi.

"Terörsüz Türkiye" vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün fesih kararı ve silah bırakma sürecine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Bu sorunun birkaç nesli etkilediğini belirten Erdoğan, "Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras terörsüz Türkiye olacak" dedi. Şehit cenazelerinde hissettiği acıların ardından gelinen bu noktanın tarifsiz bir gurur kaynağı olduğunu dile getiren Erdoğan, güvenlik güçlerinin ve şehit ailelerinin metanetlerini takdir etti.

Diyarbakır annelerinin fedakarlığına özel vurgu yapan Erdoğan, onların da artık mutluluğu tatmalarını istediklerini belirtti. Milli İstihbarat Teşkilatı ve diğer kurumlarla iş birliği içinde terörsüz Türkiye çalışmalarının kontrollü bir şekilde devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı, Başbakanlığı dönemindeki "silahların gömülmesi" ifadesinin artık "silahların bırakılması ve teslimi" noktasına evrildiğini söyledi. Bu adımların atılmasıyla şehitlerin huzura kavuşacağına inandığını dile getiren Erdoğan, silah vesayetinden kurtuldukça DEM Parti'nin de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalayacağını ve bunun hem kendi tabanları hem de ülke için hayırlı olacağını ifade etti.

"Yeni anayasayı ülkemiz için istiyoruz"

Yeni anayasa tartışmaları konusunda net mesajlar veren Erdoğan, Türkiye'nin hızla değişen dünyada "darbe anayasasıyla" geleceğe yürüyemeyeceğini vurguladı. "Darbecilerin yazdığı anayasa ile toplumu birleştirmenin ne kadar zor olduğunu 40 yıldır yaşayarak görmüyor muyuz?" diye soran Erdoğan, siyasi hayatı boyunca sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu dile getirdiğini yineledi.

AK Parti olarak yeni bir anayasa çalışması yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı, CHP'ye "gelin el ele verelim, komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım" çağrısında bulundu. İlk dört maddeyle ilgili bir sorun olmadığını, bu konunun birçok siyasi parti için de geçerli olduğunu belirten Erdoğan, "Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz" sözleriyle bu konudaki samimiyetini bir kez daha dile getirdi.

Gazze meselesi ve küresel yalnızlaşan İsrail

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'ye yönelik saldırıların sadece bir insani kriz olmadığını, aynı zamanda uluslararası sistemin samimiyet sınavı olduğunu belirtti. Batılı kuruluşların bu sınavdan geçemediğini ve insan hakları, uluslararası hukukla ilgili kurdukları cümleleri İsrail zulmü karşısındaki suskunlukları ile boşa çıkardıklarını savundu. Erdoğan, "Düşünün bebeklerin kurşunlarla, bombalarla ve şimdi de açlıktan öldüğü bir dünyada susulur mu?" diye sorarak, Gazze'deki zulme sessiz kalmanın körlük ve sağırlık olduğunu vurguladı. Türkiye olarak insanlığın ve insan onurunun yanında yer almaya devam edeceklerini, bölgeye gıda yardımını sürdüreceklerini ifade etti. İsrail'in insani yardımların girişini engellemesiyle küresel düzeyde yalnızlaştığını ve Avrupa ülkelerinde İsrail'e karşı bir aydınlanma ve hareketlilik yaşandığını gözlemlediklerini dile getirdi.

Suriye'deki gelişmeler ve Türkiye'nin diplomatik etkisi

ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesi ve Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması kararına da değinen Erdoğan, Trump ile görüşmelerinde bu konuyu ele aldıklarını belirtti. Riyad Zirvesi'ne çevrimiçi katılımıyla oluşan vizyonun dışişleri bakanları görüşmeleriyle hayata geçtiğini söyledi. ABD ve ardından AB'nin yaptırımları kaldırma kararının Suriye'nin bölgede istikrara kavuşması için önemli adımlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun Türkiye'nin yapıcı ve çok katmanlı diplomasisinin sonuç ürettiğini gösterdiğini ifade etti.

YPG konusunun birkaç bileşeni olduğunu belirten Erdoğan, DEAŞ tutukluları meselesi için Amerikalılarla, Suriye ve Irak yönetimiyle bir komite oluşturulduğunu, bu konudaki çalışmaların devam ettiğini aktardı. PKK'nın silah bırakma ve fesih sürecinin örgütün Suriye kolunu da kapsadığını belirten Erdoğan, Şam yönetiminin ve Irak'ın kamplar meselesine odaklanması gerektiğini söyledi. Bu sorunlar çözüldükçe YPG'nin öneminin azalacağını ve entegrasyonunun daha kolay olacağını kaydetti.

"Meclis'te boş sandalye sayısının 30'a yaklaşması durumunda anayasal çerçevede ara seçim kaçınılmaz olur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel'in "Meclis'te boş sandalye sayısının 30'a yaklaşması durumunda anayasal çerçevede ara seçim kaçınılmaz olur" açıklamalarına yanıt verdi. CHP'nin her yenilgi sonrası erken seçim borazanını öttürmeye başladığını belirten Erdoğan, bu durumun yeni bir tez olmadığını ve CHP'nin milletin verdiği ödevi yerine getirmek gibi bir niyetinin olmadığını söyledi. Özgür Özel'in bahsettiği durumun ara seçim olduğunu, erken seçim olmadığını vurgulayan Erdoğan, TBMM'deki tablonun ara seçimi gerektiren bir durum da olmadığını belirtti. Türkiye'nin tarihinin en istikrarlı ve güçlü zamanlarını yaşadığını dile getiren Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için bu istikrara zarar verilmesine müsaade etmeyeceklerini net bir şekilde ifade etti.

Türkiye'nin artan gücü ve uluslararası ilişkiler

Newsweek dergisinde hakkında yayımlanan makaleyi değerlendiren Erdoğan, Türkiye'nin güçlendikçe etkinliğinin arttığını ve bunun siyasetteki istikrarın bir neticesi olduğunu söyledi. Son 23 yılda ülkenin ekonomi, siyaset, dış politika, ulaşım ve sağlık gibi alanlarda nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, Türkiye'yi güçlendirmeye devam edeceklerini vurguladı. Trump ile yüz yüze bir görüşme gerçekleştirebileceğini düşündüğünü dile getiren Erdoğan, Türkiye-Amerika ilişkilerinin karşılıklı saygı ve samimiyete dayalı güçlü bir ilişki olduğunu ifade etti.

Doğal Gaz keşifleri ve belediyelerin yüksek su faturası fiyatları

Muhalefetin doğal gaz keşfini ve faturalardaki devlet sübvansiyonunu itibarsızlaştırmaya çalışırken, kendi belediyelerinin suya fahiş zamlar yapmasını eleştiren Erdoğan, muhalefetin milleti kandırmayı adet haline getirdiğini savundu. Kendi iktidarları döneminde milletle verilen sözlerin tutulduğunu ve yapamayacakları hiçbir şeyi vadetmediklerini belirten Cumhurbaşkanı, enerji alanında devrim niteliğinde adımlar atıldığını ve Türkiye'nin enerjide bağımsızlığını kazanması için mücadele edildiğini vurguladı.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin ülkeyi farklı bir lige taşıdığını, Sakarya Gaz Sahası'ndaki keşfin ise millet için bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Daha fazla doğal gaz çıkararak vatandaşa daha ucuz şartlarda doğal gaz sağlamayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, yeni sismik araştırma ve sondaj gemileriyle sadece Karadeniz'de değil, dünyanın değişik yerlerinde araştırmalar yapacaklarını açıkladı. Oruç Reis gemisinin şu anda Somali'de çalışmalarına devam ettiğini bildiren Erdoğan, muhalefet ne kadar karamsarlık yayarsa yaysın, milletle yol yürüdüklerini ve onlara hep doğruları söylediklerini dile getirdi.

Kredi Garanti Fonu hakkında açıklama

Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Erdoğan, ekonomi programının kararlılıkla uygulandığını ve enflasyonda düşüşün dikkat çekici biçimde görüldüğünü belirtti. Kredi Garanti Fonu'nu önemsediğini ve yeni dönemde bu konuda çok daha farklı adımlar atılacağını ifade eden Cumhurbaşkanı, ekonomi reçetesinin olumlu sonuçlar verdiğini ve doğru yolda olduklarının göstergesi olduğunu söyledi. Enflasyondaki düşüşün öngörülebilirliği artırdığını ve son 40 ayın en düşük seviyesine gelindiğini belirten Erdoğan, bu gelişmelerin yurtiçinde beklentileri iyileştirirken dış finansmana erişim açısından Türkiye'nin kredi notuna olumlu yansıdığını sözlerine ekledi. Fiyat istikrarının yanı sıra finansal istikrar ve büyüme dinamiklerine de büyük dikkat ettiklerini vurguladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

"Kredi Garanti Fonunu ben de önemsiyorum. Yani bu noktada adım atıp Kredi Garanti Fonundan tulumbaya suyu dökmekte fayda var ki hareketlensin. İnşallah yeni dönemde çok daha farklı bir adımı atacağız. Bu konuyla ilgili olarak da ilgili arkadaşlarımıza gerekli uyarıları da yaptım. Şu anda bunun hazırlığı içerisindeyiz. Bu adımı atmaya mecburuz. Ekonomide uyguladığımız reçetenin olumlu sonuçlar vermesi doğru yolda olduğumuzun göstergesi. Enflasyondaki düşüş öngörülebilirliği artırıyor. Son 40 ayın en düşük seviyesini gördük. Bu gelişmeler yurtiçinde beklentilerin iyileşmesini sağlarken dış finansmana erişim açısından Türkiye'nin kredi notuna olumlu yansıyor. Bu olumlu tablonun devamı için fiyat istikrarına olduğu kadar finansal istikrar ve büyüme dinamiklerine de çok dikkat ediyoruz"

Kaynak: İHA