Son Mühür- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 11. Tıp Kurultayı ve TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni'ndeki konuşmasında ülkenin sağlık alanında çığır açan bir dönüşüm gerçekleştirdiğini ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin artık sadece yakın coğrafyadaki komşularına değil, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada birinci sınıf sağlık hizmeti sunabilen bir konuma yükseldiğini dile getirdi.

İnsan hayatının değeri, kapitalist çıkarların önündedir

Konuşmasının temelinde, yeryüzünde hiçbir değerin insan hayatının önüne geçemeyeceği ilkesine değinen Cumhurbaşkanı, şunları söyledi: "İnsanın varoluşuna musallat olan hastalıkları bertaraf etmek ve bireyin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını temin etmek, insanlık tarihi kadar köklü bir uğraştır." Erdoğan, tıp bilimindeki tüm ilerlemelerin, buluşların ve keşiflerin hangi milletten veya kurumdan gelirse gelsin, tüm insanlığın ortak kazancı ve sevinci olması gerektiğini belirtti. Ne var ki, günümüzün kar odaklı sisteminin, bu kadim ilkeyi maalesef geçmişe nazaran aşındırdığını gözlemlediklerini ifade etti.

Kar hırsını, ranta dayalı çıkarları ve ekonomik bilançoları teşvik eden kapitalist anlayışın, yaşamın birçok alanında olduğu gibi tıp paradigmasını da dönüştürdüğüne işaret eden Erdoğan, kadim tıp ilminin sadece finansal tablolara sığdırılamayacağının altını çizdi. Atasözlerine atıfta bulunarak, sağlığı olanın umudu, umudu olanın ise her şeyi olduğunu; dolayısıyla sağlığın mutlu ve huzurlu bir hayatın temeli olduğunu yineledi. Hastalanan her bireyin tedaviye erişim imkanı bulamadığı, tıbbi gelişmelerin eşit dağıtılmadığı bir dünyanın adil ve yaşanabilir olamayacağını da vurguladı.

Sağlıkta büyük devrim: 1 milyonu aşan personel gücü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin mevcut sağlık altyapısını ve insan kaynağını paylaştı. Toplam 1 milyon 470 bini aşkın sağlık çalışanıyla 86 milyon vatandaşa birinci sınıf sağlık hizmeti sunduklarını söyledi. Tüm aksaklıkları giderdikleri iddiasında olmadıklarını, zira sağlık gibi dinamik bir sektörde ihtiyaçların sürekli devam edeceğini kabul ettiklerini; ancak sağlık alanında büyük bir devrim gerçekleştirdiklerinin tartışmasız bir gerçek olduğunu dile getirdi. İnsan hayatının sömürülmemesi gerektiği gibi, insan sağlığının da ticari bir meta veya pazar olarak görülüp sömürülemeyeceğini vurguladı.

Şehir hastaneleriyle küresel sağlık üssü konumu

Erdoğan, özellikle pandemi döneminde hayati bir rol üstlenen Şehir Hastaneleri projesine değindi. Bugüne kadar 25 şehir hastanesinin hizmete girdiğini, 13 hastanenin inşaatının sürdüğünü ve 9 yeni sağlık kampüsünün ihale, proje ve arsa çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Bu devasa yatırımlar sayesinde Türkiye'nin, sadece yakın çevresindeki ülkelerin yurttaşlarına değil, özellikle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, küresel çapta sağlık hizmeti sunabilen bir merkez haline geldiğini bir kez daha yineledi.

Son yirmi üç yıl içinde sağlık sektörüne verilen önemin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geniş erişimli, yüksek standartlı ve ekonomik bir sağlık sistemini artık bir hayal olmaktan çıkarıp, vatandaşların kullanımına sunduklarını belirtti. Ekonomik durumu ne olursa olsun, tüm vatandaşların sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanabilmesini temin ettiklerini söyledi. Vatandaşların ilaç almak için sabaha karşı yola çıktığı, muayene sırası için saatlerce kuyrukta beklediği zor günlerin bir daha geri gelmemek üzere tamamen sona erdiğini ifade ederek konuşmasını tamamladı.

Kaynak: HABER MERKEZİ