Son Mühür- Geleneksel Türk el sanatlarından biri olan ve incelikli bir zanaat gerektiren filografi, İzmir'de sanatseverlerle buluşan özel bir sergiyle yeniden hayat buluyor. Emekli öğretmen ve tutkulu filografi sanatçısı Necla Karakaya, yıllar süren sanatsal birikimini ve ruhundaki estetik derinliği, adını duygusal bir dille koyduğu "Çivi ile Telin Aşkı" adlı kişisel sergisinde sergiliyor. Bu sergi, sabır, zarafet ve el emeğinin eşsiz bir uyumunu temsil ediyor.

Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nde nostaljik sanat yolculuğu

Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nde nostaljik sanat yolculuğu

Sergi, İzmir Karataş’ın tarihi dokusunu taşıyan Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nin otantik atmosferinde kapılarını açtı. Yaklaşık 35 eserin yer aldığı bu özel seçki, izleyicilere çok katmanlı bir görsel şölen sunuyor. Karakaya’nın eserleri, bazen hat sanatının mistik ve zarif hatlarıyla birleşirken, bazen kadın figürlerinin güçlü iç dünyasını yansıtıyor. Öte yandan, müziğin akıcı ritmi ve doğanın dingin güzelliği de sanatçının teline yansıyarak tuvalde yeniden hayat buluyor. Necla Karakaya’nın parmak uçlarından çıkan her bir metal tel, adeta bir bestekârın notaları gibi ahşap zemine işlenerek, metalin soğuk yapısını sıcak ve derin bir ifadeye dönüştürüyor; çiviler kararlılığı, teller ise umudu ve yaşam enerjisini çağrıştırıyor.

Sanat galeri dışına taşıyor: Gündelik objelerde filografi zarafeti

Sanat galeri dışına taşıyor: Gündelik objelerde filografi zarafeti

Sanatçı Necla Karakaya, filografiyi yalnızca tablo formunda sunmakla kalmıyor. Sergide, sanatsal inceliğin gündelik yaşam nesnelerine nasıl entegre edilebileceğine dair yaratıcı örnekler de bulunuyor. Tepsi ve sehpa gibi fonksiyonel objelerde filografi desenlerinin kullanılması, estetiğin sadece galerilerin sınırları içinde kalmaması gerektiğini, hayatın her anına ve köşesine nüfuz edebileceğini gösteriyor. Bu yaklaşım, sanatı yaşamın ayrılmaz bir parçası haline getirerek izleyicilere ilham veriyor.

Sanatçının gözünden filografi: "Her tel bir dua gibidir"

Emeklilik sonrası tanıştığı filografiyi bir hobi olmaktan çıkarıp, artık bir "yaşam biçimi" olarak gördüğünü belirten Necla Karakaya, bu sanatı çiviyle teli mekanik bir şekilde birleştirmekten ziyade, bireyin kendi iç dünyasıyla derin bir yolculuğa çıkması olarak tanımlıyor. Sergisine adını veren güçlü duyguyu ise şu etkileyici sözlerle dile getiriyor: "Filografi, sabırla zanaatin bir araya geldiği bir dildir. Benim için çakılan her çivi bir nefesi, gerilen her tel ise kalpten çıkan bir duayı temsil ediyor. Zaman geçtikçe, o ince teller arasında benliğimin bir parçasını buluyorum; bazen hüzünlü bir kadın siluetinde, bazen neşeli bir nota aralığında... Aslında benim her eserim, içimden geçen ve dile getirilemeyen bir cümlenin sessiz bir yansımasıdır."

"Çivi ile Telin Aşkı" sergisi, meraklıları için tüm Ekim ayı boyunca, hafta içi ve hafta sonu fark etmeksizin her gün sabah 09.00 ile akşam 17.00 saatleri arasında Cumhuriyet Eğitim Müzesi'nde ziyarete açık olacaktır.

Kaynak: HABER MERKEZİ