Son Mühür - Osman Günden / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İçişlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Avukat Murat Bakan, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci ve Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Gezi Davası tutuklusu Tayfun Kahraman ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı ziyaret etti.
Bakan’dan ‘Düşman hukuku’ vurgusu
Bakan, ziyaretin ardından CHP Silivri İlçe Başkanlığı’nda düzenlediği basın açıklamasında önemli açıklamalarda bulundu. Ziyaret ettiği isimlerin tümünün “düşman hukuku”na tabi tutulduğunu belirten Bakan, Ahmet Özer ile Ümit Özdağ’ın aynı şekilde bu hukukun kendilerine uygulandığına dair itiraflarda bulunduğunu aktardı. Bakan, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapan bir Kürt siyasetçi Ahmet Özer, ‘düşman hukuku uygulanıyor bize’ diyor. Diğer taraftan milliyetçi bir politikacı, milliyetçi bir partinin genel başkanı Ümit Özdağ da kendisine düşman hukuku uygulandığını söylüyor. Bu iktidarın bir siyasi ideolojiye karşı değil, bu iktidarı değiştirme hedefinde olan tüm siyasi partilere, tüm siyasi düşüncelere ve tüm muhaliflere karşı topyekun bir düşman hukuku uyguladığını görüyoruz ve yaşıyoruz” dedi.
Siyasi tutuklamalar ve hukuksuzluk
Murat Bakan, ziyaret ettiği tutukluların hepsinin ortak bir noktasının olduğunu söyledi: “Tutuklamaların hukuki olmaması, politik tutuklamalar olması.” Bakan, gazeteci Suat Toktaş’ın kendisine, “Gazetecilik yaptığım için buradayım, nasıl girdiysem öyleyim” dediğini aktararak Toktaş’ın tutukluluğunun gerekçesinin, tarafı olduğu uluslararası sözleşmeler ve anayasalarla teminat altına alınmış haber verme hakkını kullanmış olması olduğunu vurguladı. Bakan, Toktaş’ın suçunun sadece yaptığı haber olduğunu, ancak Toktaş’ın tutuklanmasına neden olan bir cezayla yargılanmadığını belirtti.
Bakan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı da ziyaret ettiğini ve Özdağ’ın tutukluluğuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan, Özdağ’ın tutukluluğunun gerekçesinin Kayseri olayları ve Cumhurbaşkanı’na hakaret olduğu bilgisini verdi. Ancak Bakan, Özdağ’ın dosyasındaki delillerin yetersiz olduğunu, Kayseri ile ilgili yapılan bir polis tutanağı dışında hiçbir somut kanıt bulunmadığını söyledi. Bakan, Özdağ’ın tutukluluğunun, iktidarın tüm muhalefet partilerine yönelik uyguladığı baskının bir sonucu olduğunu ifade etti.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın tutukluluk gerekçelerinin de aynı şekilde hukuki temele dayanmadığını dile getiren Bakan, bu tutuklamaların siyasi amaçlarla yapıldığını yineledi.
Rekabetçi otoriterizm: Seçimler asimetrik koşullarda yapılıyor
Bakan, iktidarın siyasi baskılar ve hukuk dışı uygulamalarına karşı bir kavram olarak “rekabetçi otoriteryanizm” ifadesini kullandı. “Siyasi literatürde buna rekabetçi otoriteryanizm deniyor,” diyen Bakan, bu terimi şöyle açıkladı: “Yani şu demek bu; otoriter bir rejim var. Basın var mı? Var ama basın yüzde seksen iktidarın kontrolünde, kalanı da ellerindeki yargı gücüyle ya cezaevinde ya da büyük cezalarla basın baskı altında. Seçim oluyor mu? Evet, seçim oluyor ama seçim asimetrik koşullarda, devletin olanaklarını kullanan bir iktidarla oluyor. Yargı var mı? Var ama yargı adil değil. Hukuku uygulamıyor, yasayı uygulamıyor, bırakın hukuku.”
Bakan, Türkiye’deki siyasi ortamın giderek otoriterleştiğini, bu süreçte siyasi parti genel başkanlarının, belediye başkanlarının ve gazetecilerin hedef alındığını ifade etti. “Hiçbir suçu olmayan Tayfun Kahraman uzun zamandır cezaevinde. Biz arkadaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. Bizimle aynı düşüncede olmasalar bile, aynı siyasi çizgide olmasak bile demokrasiyi savunduğumuz, hukukun üstünlüğünü savunduğumuz için onları yalnız bırakmıyoruz.” diyen Bakan, kahraman olarak gördükleri tutuklularla dayanışmalarını sürdüreceklerini belirtti.
Cesur olmak zorundayız
Bakan, açıklamasının sonunda, tutukluların gösterdiği direnç ve cesaretin önemine dikkat çekerek, “Herkes çok dirençli, çok cesur, hukuka aykırı olarak cezaevinde tutulduklarının bilincindeler ve hukukun uygulanmadığını söylüyorlar.” ifadelerini kullandı. Bakan, ziyaret ettiği siyasi tutukluların, hukukun ve demokrasinin savunucusu olarak mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, “Benim buradan paylaşmak istediğim, tüm kamuoyuyla paylaşmak istediğim bir şey var dikkatimi çeken; iki ayrı arkadaşımız ‘bize düşman hukuku uygulanıyor’ dedi.
Bunlardan bir tanesi Ümit Özdağ, kendisine düşman hukuku uygulandığını söylüyor. Diğeri Ahmet Özer. Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yapan bir Kürt siyasetçi ‘düşman hukuku uygulanıyor bize’ diyor ve diğer taraftan milliyetçi bir politikacı bir milliyetçi partinin genel başkanı Ümit Özdağ kendisine düşman hukuku uygulandığını söylüyor.” diyerek, bu iktidarın sadece bir siyasi ideolojiye karşı değil, tüm muhaliflere karşı topyekun bir düşman hukuku uyguladığını söyledi.
Bakan, “Bu iktidarın bu adımları karşısında daha cesur olmaktan başka yapacak, mücadele etmekten başka yapacak bir şey yok” dedi ve sözlerini, “Cesur olmak zorundayız. Cesaret bulaşıcı bir şey.” diyerek tamamladı.