Son Mühür- CHP lideri Özgür Özel, DEVA ve Demokrat Parti'nin ardından Altılı Masa'nın diğer parçası Saadet Partisi'ni ziyaret etti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan'a konuk olan Özel ziyaret sonrası açıklamalarında gündemi değerlendirdi.
''İçinde bulunduğumuz siyasi konjonktüre ilişkin, partimizin karşı karşıya bulunduğu saldırılar, yargı tacizi ve bu sürece karşı Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetkili organlarında alınan kararlar ve yürütülen süreçler hakkında da Sayın Genel Başkanımıza ve heyetine bilgi verme imkanı buldum'' diyen Özel
''Bundan sonra da iletişim halinde olmaya, içinde bulunulan siyasi şartları birlikte değerlendirmeye karar verdik. Bu konuda karşılıklı mutabakatımızı ifade ettik'' dedi.


TÜSİAD'a açılan soruşturma... 


Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Genel Başkan Özgür Özel, TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında açılan soruşturmayla ilgili şunları söyledi: 
“Dünkü açıklamalarımda da ifade etmiştim. TÜSİAD yeni bir şey söylemiyor. 
Bunu ilk kez TÜSİAD da söylemiyor. Hepimiz söylüyoruz. Sendikalar söylüyor. İşçilerin örgütü söylüyor. 
Şimdi de patronların örgütü söyledi bunu. İşveren örgütü söyledi. 
Bu söyledikleri, ‘Bunlar yaşanıyor’ dedikleri hangisi yaşanmadı Türkiye’de? 

Özgür Özel-Mahmut Arıkan
Yaşam hakkıyla ilgili, insanların konakladıkları bir otelde bir yangın çıkıp da bu kadar kişinin hayatını kaybetmesinden tutun da yaşam hakkına dair söylediklerinden, yargı bağımsızlığına, soruşturmalara dair söylediklerine kadar TÜSİAD nerede haksız? 
Bugün açılan soruşturma, dün TÜSİAD Başkanı’nın yaptığı açıklamayı doğrulamıştır. Böyle bir açıklama dünyanın hangi ülkesinde soruşturma ile sonuçlanır? Almanya’da TÜSİAD’ın muadili kurum bu açıklamayı yapsa, hükümeti eleştirse böyle bir soruşturma açılıyor mu? 
İngiltere’de, Fransa’da, gelişmiş demokrasilerde açılıyor mu? Peki açılmayan bu ülkelerin milli geliri kaç para? 
Böyle ifadeler kullanıldığında kimi derdest ederler? Hangi ülkelerde bu olur bir bakın. 
Hangi ülkelerde oluyorsa, onların milli gelirleri o soruşturmaların açılmadığı, herkesin özgürce konuştuğu ülkelerin 10’da biri. 
Orada yönetenler mütevazi, halk zengin; burada yönetenler saraylarda oturuyor, halk korkuyor ve fakir.
Demokrasi demek zenginlik demektir. Bugün yapılan baskılar, Türkiye’de kimseye fayda etmemektedir. 
Ayrıca hukuk devletiyle ilgili talep, elbette ki en çok da iş dünyasının talebi olacak. Türkiye’ye yabancı yatırımcı gelmesinden tutun, Türkiye’ye borç verilirkenki faizin oranına kadar. 
Demokrasi endeksinde neredeyseniz, sonuç buna etki ediyor. Bu insanlar sizin hukuk tanımaz, öngörülemez tutumlarınız yüzünden yabancı ortak bulmakta da zorluk çekerler, yabancı kaynak bulmakta da zorluk çekerler. 
Bu hükümetin bu tutumu yüzünden Türkiye’de herkes daha pahalı kredi kullanıyor yurtdışından. 
Belediyesi de öyle, onaylanırsa şayet. Kamu kurumları da öyle. Özel sektördeki şirketler de öyle. 
O yüzden adalet isteyenlere ‘Sen bu işlere karışma’ diyemezsiniz, hele hele böyle soruşturmalar açamazsınız. Söyleyeceğim bundan ibaret.”


Malezya'da yok ama bizim burada var...


Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Erken seçim yok” açıklaması hakkında ise şunları söyledi: 
“Sayın Erdoğan, ‘Ülkenin böyle bir talebi, sorunu yok ki’ demiş. Herhalde geldiği ülkeleri kastediyor. 
Malezya’da falan yok herhalde. Bizim burada var. Aramıza hoş geldi. 
Bir sorsun, sokağa çıksın bakalım. Salon seven, sıcak seven Erdoğan’ı sokağa çıkmaya, seçmene sormaya davet ediyorum. 
Hazır sorulmuşu var. Hepimizin abonesi olduğu, tüm partilere giden anketler var. Bir baksın bakalım 31 Mart’ta yüzde 30’larda, 25’lerde olan erken seçim talebi şimdi nerelere tırmanmış. 
65 gösteren var, 70 gösteren var. 
Sayın Erdoğan ‘Milletin erken seçim talebi yok’ diyorsa, onu inip bir de pazarda ateş pahası etiketlerle muhatap emekliye sorsun. 
Çıksın gitsin, kasabın önünden geçemeyen asgari ücretliye sorsun. Ya da gitsin böyle veresiye defterlerini tahsil edemeyen esnafa sorsun. 
Ürettiği ürünü maliyetinin altında fiyatına satın aldığı çay üreticisine, fındık üreticisine, fıstık üreticisine sorsun. Sokağa çıksın bir bakalım. Sıcak salondan çıksın.”
 

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı