Son Mühür- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, bütçe görüşmeleri ve yoğun gündem nedeniyle verilen bir aylık aranın ardından ilk kez partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı. 2025 yılının bu son buluşmasında Özel, Türkiye gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulunurken, geride bırakılan yılın siyasi ve toplumsal muhasebesini yaptı. Salonun hınca hınç dolduğu toplantıda, hem parti içindeki kayıplar hem de TBMM gündemindeki tartışmalı yasal düzenlemeler ana gündem maddelerini oluşturdu.
CHP Lideri’nden duygusal veda: "Yüreğimizdeki boşluk büyük"
Konuşmasına 2025 yılında hayatını kaybeden partilileri anarak başlayan Özgür Özel, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ve Türk siyasetinin duayen ismi, eski Genel Başkan Altan Öymen’in vefatından duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Özel, özellikle Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın genç yaştaki kaybına dikkat çekerek, Durbay’ın partiye kattığı ivmeyi ve kazandığı tarihi zaferi şu sözlerle vurguladı: "Henüz 21 yaşındayken bayrağı devralan, o dönemde oy oranımızı yüzde 6’lardan yukarılara taşıyan ve son seçimde ittifaksız bir şekilde rekor oyla belediyeyi kazanan Gülşah kardeşimizi, evladımızı kaybetmenin derin sancısını yaşıyoruz. 2025, bizim için büyük kayıpların ve ağır sınavların yılı oldu."
"Baş veririz ama baş eğmeyiz"
Grup toplantısının Menemen Katliamı’nın 95. yıl dönümüne denk gelmesi nedeniyle tarihi bir hatırlatmada bulunan Özel, Cumhuriyet değerlerine yönelik saldırılara karşı tavizsiz duruşlarını yineledi. Asteğmen Kubilay ile bekçiler Hasan ve Şevki’nin katledilişlerinin yıl dönümünde Menemen’de olması gerektiğini belirten CHP Lideri, "Cumhuriyete ve kurucu iradeye meydan okuyanlara karşı Kubilayların gösterdiği o sarsılmaz irade bizim rehberimizdir. Onlar baş verdiler ama asla baş eğmediler; biz de aynı kararlılıkla bu mirası savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
11. Yargı Paketi ve deprem mağdurlarının çığlığı
Toplantının en sıcak başlıklarından biri ise TBMM’ye sunulması beklenen 11. Yargı Paketi oldu. Düzenleme kapsamında yer alan COVID-19 iznine dair maddelerin, 6 Şubat depremlerinde ihmali bulunan ve yıkımlardan sorumlu olan kişileri de kapsama ihtimali salonda tansiyonu yükseltti. Meclis koridorlarında seslerini duyurmaya çalışan depremzede yakınlarının protestolarına değinen Özel, grubuna şu talimatı verdi: "Burada 52 bin canımızın vebali var. Enkaz altında 'Sesimi duyan var mı?' diye haykıranların katillerine bir af kapısı aralanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Deprem mağdurlarının çığlığı bizim grubumuza emanettir; onların önünde saygıyla eğiliyor, haklarını savunacağımızın sözünü veriyoruz."

Bütçe ve rejim tartışmaları: "Millet tek başına hesap soracak"
Pazartesi günü Meclis’ten geçen 2026 bütçesi üzerinden hükümetin ekonomi ve hukuk politikalarını eleştiren Özgür Özel, OHAL döneminden bu yana süregelen yönetim anlayışına sert tepki gösterdi. 3 aylık diye ilan edilen OHAL’in 3 yıla yayıldığını ve bu süreçte anayasanın hileli bir referandumla değiştirildiğini savunan Özel, "Demokrasiyle bağdaşmayan bu sistemde, millete dayatılan bu rejimin bedeli ağır olmuştur. 3 ay dedikleri ohal içine bir rejimi sığdıranlar, bugün ülkeyi sürükledikleri bu tablonun hesabını demokratik yollarla halka verecektir" dedi. Özel, konuşmasının sonunda 2026 yılının Türkiye için acılardan arınmış, hukukun ve refahın egemen olduğu bir yıl olması temennisinde bulunarak sözlerini noktaladı.
"19 Mart Sivil darbesi ve ekonomik çöküşün miladı"
Konuşmasında 19 Mart tarihine özel bir parantez açan Özgür Özel, bu tarihte yaşananların Türkiye demokrasisi için bir kırılma noktası ve sivil bir darbe olduğunu savundu. Hükümetin enflasyon hedeflerinin kağıt üzerinde kaldığını belirten Özel, halkın gerçek enflasyonunun yüzde 60’ların üzerinde seyrettiğini vurguladı. Vatandaşın kiralara ve temel gıda maddelerine yetişemediğini ifade eden CHP Lideri, "Geçen yıl 600-700 lira olan kıymanın fiyatı bugün 800 lirayı aşmışsa, bu zam yağmurunun müsebbibi 19 Mart’ta iradeye kastedenlerdir. Eğer o sivil darbe gerçekleşmeseydi, bugün emeklimiz de işçimiz de bu ağır zam yükü altında ezilmeyecekti" şeklinde konuştu.
Atanmışlar dönemi ve devlet onuru tartışması
Devlet yönetimindeki liyakat krizine ve güvenlik politikalarına değinen Özgür Özel, Türkiye’nin kurucu partisinin ve ülkeyi yönetmeye aday isimlerin güvenlik kaygısı taşıdığı bir döneme girildiğini belirtti. Atanmış isimlerin 6 bin polis koruması eşliğinde göreve getirilmesini sert sözlerle eleştiren Özel, "Bu güzel ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük, devletin haysiyetini ve milletin güvenliğini bu derece zedelemektir. Bugün dondurucu soğukta günlük 200-300 lira yevmiye ile geçinmeye çalışan, soğuk odalarda yaşam mücadelesi veren vatandaşımız varken, bu israf düzeni kabul edilemez. Emekliye reva görülen bu maaşlar, iktidarın kendi halkına yabancılaştığının en somut kanıtıdır" ifadelerini kullandı.
Sandığa sırt dönene "Hürmet" uyarısı
AK Parti seçmenine de doğrudan seslenen Özgür Özel, iktidarın halkın güvenine ihanet ettiğini savundu. Vatandaşın oyuna hürmet edilmediğini belirten Özel, "Siz Tayyip Erdoğan’a ülkeyi yönetsin diye oy verdiniz ancak bugün geldiğimiz noktada sandığa sırt dönen, milletin en güvendiği isimleri her seferinde harcayan bir yapı var. Eğer milli iradeye saygı duyulsaydı, bugün maaşlarınız daha yüksek, karnınız daha tok olurdu. Siyasetin kuralı bellidir; oyu alana hürmet edilir. Bir tarafa demokrasi, diğer tarafa otokrasi dayatılarak bir ülke yönetilemez. Hakemin sizin takımın formasını giydiği bir maçı kazansanız bile sevinebilir misiniz?" diyerek adaletsizliğe dikkat çekti.
Anadolu irfanı ve Milli Mücadele ruhuyla kurtuluş çağrısı
Türkiye’yi içinde bulunduğu bu karanlık tablodan çıkaracak gücün ne şahıslarda ne de tekil isimlerde olduğunu ifade eden Özgür Özel, asıl umudun Anadolu ve Trakya’nın kadim irfanında olduğunu dile getirdi. Geçmişteki tarihi zaferleri hatırlatan Özel, konuşmasını şu güçlü mesajla tamamladı: "Benim umudum Anadolu’nun sağduyulu, vicdan sahibi insanındadır. Bizim hafızamız, bir imza ile geçit verilen ancak Mehmetçiğin canı pahasına savunduğu Çanakkale ruhunu taşır. İstanbul’a demir atanlara karşı direnen o irade, bugün de bizi bu sarmaldan kurtaracaktır. Hangi partiye oy vermiş olursanız olun, 'gel' deyince gelecek, 'git' deyince gidecek bir siyaset anlayışından hep birlikte kurtulma vaktidir."
Asgari ücret çıkmazı: "Alan için yetersiz, veren için ağır"
Milyonlarca çalışanın gözü kulağı olan asgari ücret tespit sürecine dair çarpıcı bir uyarıda bulunan Özgür Özel, hükümetin "beklenen enflasyon" üzerinden bir hesaplama yaparak işçiyi mağdur etmeye hazırlandığını belirtti. Asgari ücretin 27-28 bin lira seviyelerinin bile altında tutulmak istendiğine dikkat çeken Özel, bu durumun hem işçiyi hem de küçük esnafı karşı karşıya getirdiğini ifade etti. Bu ücretin geçinmek isteyen için çok düşük, ödemek zorunda olan küçük esnaf için ise çok yüksek olduğunu belirten Özel, "Kefenin cebi yok diyerek halkı teskin etmeye çalışanlar, asgari ücretliyi açlık sınırının altında bir yaşama mahkum ediyorlar. Bu adaletsiz denklemi kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.
Mehmet Şimşek’e sert eleştiri: "Türkiye, Kenya kadar bile itibar görmüyor"
Türkiye’nin uluslararası finans piyasalarındaki konumuna ve kredi risk primine dair çarpıcı bir kıyaslama yapan Özgür Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarını hedef aldı. Türkiye’nin borçlanma maliyetlerinin emsal ülkelerin çok üzerinde olduğunu vurgulayan Özel, çarpıcı bir örnek vererek şunları söyledi: "Türkiye’nin kredi risk primi öyle bir noktaya geldi ki, bugün Kenya’dan iki buçuk kat daha fazla faizle borçlanmak zorunda kalıyoruz. Uluslararası piyasalar, Mehmet Şimşek’in yönettiği Türkiye’ye bir Kenya kadar bile güvenmiyor; 'Sana daha fazla faizle veriyorum' diyor. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığına ve saygınlığına vurulmuş büyük bir darbedir."

Kabinedeki cinsiyet temsili ve hukuki keyfiyet üzerine mesajlar
Hükümetin yönetim yapısına ve yargıdaki tartışmalı uygulamalara da değinen CHP Genel Başkanı, kabinedeki tek kadın bakanın söylemlerine yönelik bir hatırlatmada bulunarak, yetkililerin ağzından çıkan sözlerin toplumsal sonuçlarını iyi tartması gerektiğini vurguladı. Öte yandan, bir belediye başkanının emekli maaşına el konulması üzerinden hukuk sistemindeki çarpıklıklara dikkat çeken Özel, suçun şahsiliği ilkesinin ayaklar altına alındığını savundu. Babayla evladın hukuki bağının mülkiyet haklarını gasp etmek için kullanılmasını "keyfiyetin zirvesi" olarak niteleyen Özel, bu tür uygulamaların devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını ifade etti.
"Milli irade ve sandığa dönüş" çağrısı
Konuşmasının son bölümünde siyasi etik ve demokrasi vurgusu yapan Özgür Özel, iktidarın sandıktan çıkan iradeye sırt çevirdiğini iddia etti. Özellikle büyük kentlerdeki yönetim anlayışının vatandaşı cezalandırmaya yönelik olduğunu belirten Özel, halkın oy verdiği liderlerin baskı altına alınmasını eleştirdi. "Eğer sandığa ve milli iradeye hürmet edilseydi, bugün halkın ekmeği bu kadar küçülmezdi" diyen Özel, tüm siyasi görüşlerden vatandaşları, demokratik haklarına sahip çıkmaya ve Türkiye’yi bu kaotik yönetim anlayışından kurtarmak için birlik olmaya davet etti.
"Toplum sanal kumar kıskacında, yarımız bu belaya bulaştı"
Grup toplantısı yapılmayan süreçte memleketin en yakıcı sorununun yasa dışı bahis ve uyuşturucu haline geldiğini belirten Özgür Özel, devlet eliyle yaratılan kumar iklimine dikkat çekti. Yeşilay’ın verilerine atıfta bulunan Özel, yaklaşık 40 milyon kişinin sanal bahis tuzağına düştüğünü vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Anadolu irfanının yılbaşı biletini bile sorguladığı günlerden, devletin vergi uğruna her köşe başında bahis oynattığı bir döneme geldik. Milli Piyango sitesi adeta bir kumarhaneye dönmüş durumda; 5 dakikada bir bahis dönüyor, çocuklar oyun bahanesiyle bu bataklığa çekiliyor. Bir hakemin 18 bin kez bahis oynadığı bir sistemde çürümüşlük her yeri sarmıştır. Buradan toplanan 50 milyar liralık vergiyi, reklam için değil Yeşilay’ın gerçek mücadelesi için harcayın."
"Uyuşturucu baronları nerede?"
Sokaklardaki uyuşturucu trafiğine dair güvenlik politikalarını eleştiren Özel, emniyetin sadece "torbacı" olarak tabir edilen küçük satıcılarla uğraştığını, asıl büyük baronların korunduğunu iddia etti. İstihbaratı alınan gemilerin, ulaşılan limanların ve el konulan zehir miktarlarının belli olduğunu ifade eden CHP Lideri, "Zehir belli, liman belli ama bu zehri getiren lanet olası baronlar nerede? Küçük figüranları yakalayıp zafer ilan ediyorsunuz; o baronları kim koruyor, arkalarındaki güç kim?" sorusunu yöneltti. Özel, iktidar kanadının bu gerçeği örtbas etmek için yapay siyasi tartışmalarla halkı oyaladığını savundu.
"CHP'yi kendi taht savaşlarınıza alet edemezsiniz"
AK Parti içindeki kliklerin kendi aralarındaki hesaplaşmalarda Cumhuriyet Halk Partisi’ni bir araç olarak kullanmaya çalıştığını belirten Özgür Özel, bu duruma asla geçit vermeyeceklerini söyledi. Kendilerine iletilen hiçbir kirli bilgiyi gizlemeyeceklerini ancak bu bilgilerin manipülasyon amacıyla kullanılmasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Özel, "Fındık kadar aklınızla CHP’yi kendi iç kavgalarınıza çekmeye kalkmayın. Kendi düştüğünüz o çukurda boğulun; biz halkın gündeminden sapmayacağız" diyerek iktidar içine net bir mesaj gönderdi.
S-400 ve savunma sanayi krizi! "Putin rutine bağladı"
Dış politikadaki stratejik hataların Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit eder hale geldiğini söyleyen Özel, Rus İHA’larının Türk semalarında dolaşmasını ve Anadolu’nun çeşitli illerine düşmesini bir utanç vesilesi olarak nitelendirdi. S-400 hava savunma sistemlerinin alınma sürecini "tek bir kişinin inadı" olarak tanımlayan Özel, şunları kaydetti: "2016’dan beri süregelen bu yanlış stratejiyle 8 yılımızı kaybettik. S-400’ler gelirken 16 televizyon kanalı canlı yayın yapıyordu, sanki dünyayı fethettik. Sonuç ne? Şimdi Bloomberg’den öğreniyoruz ki Putin’e 'geri al' deniliyor. Ömer Çelik neden suskun, neden yalanlamıyor? Kendi F-16’mız bizi görüyor, biz onu göremiyoruz. Savunma sistemimiz o kadar 'sağlam' ki Putin kafamızda rutin şekilde İHA uçuruyor. Bu beceriksizliğin bedelini millet canıyla ve güvenliğiyle ödüyor."





