Son Mühür/ Emine Kulak- İzmir genelinde yaşanan su krizi nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni su kuyuları açmak için çalışmalara başladığı bir dönemde, Ödemiş’te yapılması planlanan katı atık bertaraf ve enerji üretim tesisiyle ilgili ÇED olumlu kararı yeniden tartışma konusu oldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Örnek Çiftliği Mahallesi’nde yer alan 70 ve 71 nolu parseller için verdiği karar, bölgedeki yer altı su kaynaklarının güvenliği açısından soru işaretlerini artırdı.
12,480 MWe / 12,840 MWm / 52 MWt kapasiteli olarak planlanan tesis, çevre örgütleri ve vatandaşların tepkisini çekti.
Büyükşehir su kuyuları açıyor, riskler yeniden gündemde
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin su krizine çözüm bulmak amacıyla kırsal bölgelerde sondaj çalışmalarını hızlandırdığı belirtilirken, Ödemiş Karakova Mahallesi Muhtarı Zafer Yiğenli’nin yaptığı açıklamalar dikkat çekti. Yiğenli, geçmişte kırsal alanlarda katı atık depolama tesislerinin bulunmadığını ve bunun yer altı suları açısından ciddi bir risk yarattığını ifade etti.
Muhtar Yiğenli: “Katı atıklar yıllarca dere yataklarına aktı”
Muhtar Zafer Yiğenli, geçmişte kırsal mahallelerde katı atık depolama altyapısının olmadığını belirterek, vatandaşların kendi imkânlarıyla evsel atıkları dere yataklarına yönlendirmek zorunda kaldığını söyledi. Yiğenli, “Yıllar önce katı atık depolaması yoktu. Halk, evindeki katı atıkları dere yataklarına akıtıyordu. Bu atıklar ya toprak tarafından süzülüyordu ya da dere sularına karışıyordu” dedi.
Bu durumun, özellikle yer altı sularında kalıcı kirlilik oluşturduğunu savunan Yiğenli, bugün açılması planlanan su kuyularının bu geçmişten bağımsız değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
“Yer altı suları temiz kabul edilmemeli”
Yiğenli, Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü sondaj çalışmalarında bu tarihsel kirliliğin yeterince dikkate alınmadığını ileri sürerek, “Bugün su kuyusu açılan bölgelerde geçmişte katı atıklar vardı. Bunlar toprak tarafından emildi. Yer altı sularının tamamı temizmiş gibi davranılıyor ama durum böyle değil” ifadelerini kullandı.
Menderes havzası ve tarım alanları endişe kaynağı
Öte yandan bölge sakinleri, katı atık bertaraf tesisinin Menderes Havzası içinde yer almasının tarım ve hayvancılık açısından ciddi risk oluşturduğunu dile getiriyor. Havzada yılın büyük bölümünde mera hayvancılığı yapıldığı, zeytinlik alanların ve tarımsal üretimin yoğun olduğu, ürünlerin doğrudan tüketime sunulduğu hatırlatıldı.
Sağlık iddiaları ve rant tartışması
Mahallede ciddi sağlık sorunları yaşandığını iddia eden Yiğenli, erkek nüfusunun yüzde 85’inin kanserden dolayı vefat ettiğini belirtti. Geçmişte yapılan tesislerin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığını savundu. Yer altı sularının ve havanın kirlenmesine rağmen yeterli önlem alınmadığını ileri süren Yiğenli, yeni tesisle ilgili rant iddialarını da gündeme getirdi.
Yiğenli, bazı arazilerin siyasi ve ekonomik bağlantılar nedeniyle değerlendirilerek bu tür projelere açıldığını öne sürerek, “Karar alınmış, onaydan geçmiş. Kuru kuruya tepki göstermenin bir anlamı yok” dedi.





