Son Mühür- Berivan Kaya/ İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZENERJİ A.Ş'de direniş ikinci gününde devam ediyor.
Bugün sabah 08.30'da İZENERJİ önünde toplanan işçiler, Kültürpark'ta bulunan başkanlık makamı önünde Büyükşehir Belediyesi'ne TİS taslağını kamuoyuna duyurduğu için tepki göstererek, 'masa pazarlık masasıdır' dedi.
BİR REKLAM UĞRUNA...
Basını hedef alarak sözlerine başlayan Genel-İş 3 Nolu Şube Başkanı Serap Yılmaz, "Yandaş medya, basın danışmaları, koordinatörleri, bürokratları az önce toplu sözleşme taslağımızı basına vermişler. Yazılan tüm maddeleri sanki bize vermişler gibi anlatmışlar. Vermek istiyorlarsa bugün gelsinler imzalayalım. Basın önce gelin onları yazanlarla görüşün, işçinin talebini dinleyin. Bir reklam uğruna bilmediğiniz şeyleri yazmayın. Basın, siz de emekçisiniz, siz de maaşla çalışan insanlarsınız. Toplu sözleşme taslağını birlikte yaptık. Taleplerimiz hala geçerli. Günlerce hesap kitap yapmışlar. Toplu sözleşme masasının pazarlık masası olduğunu hala bilmiyorlar. Cemil Başkan, basın danışmalarını değiştirsin. İşçi kıyımından bahsetmiyorlar. 163 kişinin işten çıkarıldığını söylemiyorlar, ESHOT'un İZULAŞ'a devrini söylemiyorlar. Halkı, 'Toplu Sözleşmede bizden bu kadar para istiyorlar' diye kandırmaya çalışıyorlar. Biz ekmeğimizi geri alana kadar alanlardayız. Toplu sözleşme geldiğinde masalarda olacağız. Bizler nerede ne iş yapacağımızı biliyoruz. Biz ekmeğimizi de büyüteceğiz, işimize de geri döneceğiz" ifadelerine yer verdi.
İŞÇİNİN BÜROKRATTAN FARKI NE?
İşyerlerinde asgari ücret verildiğini iddia eden Genel-İş 1 Nolu Şube Başkanı Engin Topal ise, "Kamuoyuna taslağı çarşaf çarşaf dağıtmışlar. İyi yapmışlar. Biz o taslağı hazırlarken birlikte hazırladık. Ancak o taslağa sadece istekleri eklemedik. Üçüncü şahıslar kimdi? Sendika, işçi ve CHP Genel Merkezi'nin TÜİK'e yaptığı açıklama sonucunda biz Toplu Sözleşmeye yön vermeye çalıştık. Bu ülkede yokuslluk sınırı belli. Toplu sözleşme pazarlık masasıdır. Başladık, büyütüyoruz. İstediğimiz rakamları basına çarşaf çarşaf verdiler. Orada 100 bin lira bir rakam var. İşçinin, oturan bürokrattan farkı ne? Biz 30 bin liraya layık görülürken, işyerlerimizde asgari ücrete dönelim, siz ise 200 bin lira maaş alın. İşi yapan biz, maaşı alan siz olacaksınız. Bu hangi hakka sığar? Toplu sözleşmenin basına belediye bürokratları tarafından verilmesi belediye ciddiyetine yakışmıyor. Bitmemiş bir sözleşmenin metnini vermek ve kamuoyunda algı oluşturmak kimseye fayda getirmez. İzmir halkı TİS'in pazarlık masası olduğunu biliyor. Bunlar atom parçalar gibi kamuoyuna taslak veriyorlar. Bugüne kadar bu sürecin buraya gelmesinin tek sebebi de bu. Bize ön gördükleri rakam asgari ücret. Hep birlikte ülkeyi yönetenlere kafaya tutacağız. Ama koyduğu yasalara da İzBB olarak o rakamlara razıyız demektir. Bizim haklılığımız ortaya çıktı" ifadelerine yer verdi.
GAZETECİLİK BU DEĞİL...
Topal açıklamasının devamında, " Yandaş medya günlerdir direnen işçileri haber yaptınız mı? Belediyenin bürokratlarının verdiği sözleşmede bulunan rakamları kamuoyunu işçinin üzerine saldınız. Gazetecilik bu değildir. Sizin yaptığınız doğru haber değil, yandaşlıktır. Onların havuzuna su taşıyanlar bir gün havuzda su kalmadığını fark edecekler. Gezi olaylarının ardından 12 yıl geçti. 12 yıl öncesinin hesabını sormaya başladılar. O hesabın onlara da sorulmayacağını mı sanıyorlar? Bunun kaçısı yok. Haykırdığımız ses belli. Siz belediyenin parasını keserek belediyelere değil işçilere ceza kesiyorsunuz. Bunun için sokağa inmiştik. Tüm ilçe belediyeleri ve Büyükşehir'e çağrı yaptık ve kesintiye karşı durmak istedik. Bugün buna sebep verenler bize karşı direndiler. Buna anlam veremiyoruz. Karşı durulması gereken işçi sınıfı değil. Karşı durulması gereken yer ülkeyi bu hale getirenlerdir. Ceza yine bize kesiliyor" ifadelerine yer verdi.
DİĞER SENDİKALARIN TASLAĞINI DA YAYINLAYIN!
Belediye yönetimine çağrıda bulunan Topal, "Bir bürokrat gelsin, işçi arkadaşlarımıza paranın neden yatmadığını, ne zaman düzeleceğini ve işten atılan arkadaşlarımızın durumunu izah edin biz de işyerlerimize dönelim. Siz bu insanların akşam evine götüreceği ekmeği nasıl kesersiniz? Tutup kamuoyuna TİS taslağımızı veriyorsunuz. Belediye yönetimine şunu sormak istiyorum, TİS taşlığını iyi ki paylaştınız kamuoyu gördü ama diğer örgütlü sendikanın da taslağını yayınlayın" dedi.
CEMİL BAŞKANI KAÇIRDILAR
DİSK/Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül ise açıklamasında, " Cemil Başkan’ı buradan kaçıran bürokratlar var, onlar bizle masaya oturamazlar. Bizden kaçacaklarını hep beraber gördük ama şunu bilsinler bugün kaçtılar. Yarından itibaren onlar nerede biz orada. İzmir’de kaçacak yer bırakmayacağız. Korkunun ecele faydası yok, bir gün bizleri karşılarına alıp süreci toparlayacaklar. TİS taslağımızı göstermişler, Tunç Soyer zamanında ek protokol ile yüzde 11 eklendi. 6 aylık enflasyon ile yüzde 24 fark aldık. Üzerine Cemil Başkan yüzde 7 ek protokol yaptı. Açıklanan ücretler bir yıl önce aldığımız. Bizim bugünkü kavgamız TİS değil. On gün nasıl başkan yanlış bilgilendiriyorlarsa bugün de yanlış bilgilendiriyorlar. Başkanın bizim neden sokağa çıktığımızdan bilgisi yok ki TİS maddelerini ortaya koyuyorlar. Bizim kavgamız TİS değil ekmeğimiz için sokaktayız. Mayıs’a kadar TİS sürecimiz var önce bu süreci sonra TİS sürecini tamamlayacağız. Bugün kimse bizim önümüze TİS’i getirmesin. Bizim için 148 insanın ekmeği önemli ama 22 bin emekçinin de evine götüreceği ekmeğin büyüklüğü hepimiz için önemli.
KAVGADAN GERİ DURMAYACAĞIZ
Genel-İş 9 Nolu Şube Başkanı Sedat Kenar ise, " Bugün direnişimizin ikinci günündeyiz. Neden burada toplandık, niçin buraya geldik, bu soğukta neden bu kadar insan taleplerini haykırıyor? 31 Aralık itibariyle sosyal yardım ödemelerimizde gecikmeler yaşanıyordu. Hazineden gelen payların kesileceği bize iletildiğinde biz merkezi iktidara karşı basın açıklamamızı gerçekleştirdikten sonra bu kenti yöneten belediye başkanı yerel basına biz sendikacıları yalanladı. Bir kaç gün geçtikten sonra maaşlarımız ile ilgili zamanında ödenmemesi durumuyla karşı karşıya kaldık. Müzakere masasına istişare kurmak isterken bürokrasi zafiyet gösterdi. Anayasal hakkımız olan yaptığımız eylemler neticesinde maaşlarımız ayın 9'unda ödendi. Ayın 9'un ödemeler gerçekleştirildikten sonra işyerlerimize döndüğümüzde sürekli olarak, 'siz misiniz bize eylem yapan' şekilde farklı yaklaşımlar oldu. İZENERJİ'de 148 arkadaşımız eyleme katıldığı için ücretsiz izin adı altında işçilerimiz işten çıkarıldı. ESHOT'tan 236 otobüsün bir farklı iştirak şirket olan İZULAŞ'a, ismini ağzımıza almaktan dahi almaktan imtina ettiğimiz o örgütlü yere otobüsleri aktarma noktasına gelindi. Direnişimize dün başladığımız anda Engin Başkan konuştuktan sonra ESHOT'tan 5 arkadaşımızın daha ücretsiz izne gönderildiğini duyduk. Biz biliyoruz ki bu yaklaşımlara 'dur' denilmediği takdirde işten çıkarmalar çoğalacak. Bizim derdimiz kavga etmek değil. Biz, haykırıyoruz ki, bu haksız işten atılmalara karşı sosyal anlayışla yönetilen belediye geri adım atmadığı takdirde biz bu kavgadan geri durmayacağız. Buradan belediye başkanımıza sesleniyoruz. Zor değil. Var olan sorunlar çözülemeyecek sorunlar değil. Bunların çözümü noktasında görmezden gelen gözler bu şekilde devam ederse sorun büyür. Büyüten de siz olursunuz. Haksız, hukuksuz işten atılmalara karşı siz bizlere dikta ettiğiniz bu anlayışa baş eğdiremeyeceksiniz. Biz kente hizmet etmek istiyoruz. Bu sorunu hep birlikte çözelim. Masaya davet edin ve sorunları kalıcı şekilde çözüme kavuşturalım" dedi.
FATURAYI BÜROKRATLARA KESİN...
Genel-İş 3 Nolu Şube Başkanı Serap Yılmaz, "Cemil Başkan sadece faturayı işçiye kesti. Bürokrasiye neden fatura kesilmiyor? Şirketlerin içinde paranın ceplerinden çıkıyor gibi kenarda tutan müdürlere de seslenmek istiyorum. bu para İzBB'den çıkıyorsa tek kasa vardır. Burada sadece işçiye fatura kesmek olmaz Cemil Başkan. Belediye Başkanına 6 Ocak'ta 3 sefer fikir değiştirttiler. Nerede danışmaları? Cemil Başkan, Genel-İş'e para yatırdığınız söyledi. 200 tane İZFAŞ, 100 tane de Ege Şehir'de çalışan arkadaşlara para yattı. Herkese eşit şekilde para yatırılsın. Burada bürokrasinin iş bilmezliği var. 44 tane daire başkanı var. İzmir'i tanıyan belki 4 tane daire başkanı var. Cemil Başkan, o sandalyelerinde oturanlara kessin faturayı. Eylem yaptığımız gün işe giden, senelik izinde olan arkadaşlarımız var. Bu listeyi yapanlar neye ve kime göre bu listeyi yaptı? Neden eylem yaptık, 30 gün çalışıp 1 gün cebimize giren para için yaptık. Maaşlarımızla biz kiramızı, elektriğimizi, suyumuzu ödüyoruz. Biz suçlu değiliz, bizi bu hale getiren önce hükümet sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi'dir. Bu zamana kadar 1 gün bile maaşları geç almamıştık. Ancak 4 yıl boyunca sosyal haklarımız ertelenerek ödendi. Ama bu maaştır. Bunu bilmeyen bürokrasi krizin geleceğini 6-7 aydır biliyordu. Hükümet 'silkeleyin' dediğinde çözüm üretmediniz. Vergi borçları 5 yıllık borçlar. O zaman neden konuşulmadı? O yüzden faturayı bize değil koltuklarda oturan bürokrasiye kesin" ifadelerine yer verdi.