Son Mühür/Merve Turan- Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programına konuk olan Geleceğe Işık Vakfı Başkanı Burcu Dereci, Tunç Erciyas’ın sorularını yanıtladı.

“Her çocuğun bir hayali olmalı”

1981 İzmir doğumlu olduğunu belirten Burcu Dereci; eğitimci bir anne ve bankacı bir babanın kızı olduğunu, bugün ise iş yaşamında farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini söyledi. İki çocuk annesi olduğunu dile getiren Dereci, uzun yıllardır İzmir’de kent konseyi ve çeşitli kadın derneklerinde görev aldığını belirtti.

Geleceğe Işık Vakfı’nın kurulmasının eğitimci bir arkadaşının hayali olduğunu söyleyen Dereci, “Eğitim camiasından olan çok kıymetli bir arkadaşımın çocukluk hayaliydi, o hayali gerçekleştirdi. Ben de birbirinden değerli arkadaşlarımla birlikte kurulmasında yardımcı oldum. Aslında sadece onları temsilen buradayım” diye konuştu.

Geleceğe Işık Vakfı’nın bu birikimlerin ardından doğduğunu söyleyen Dereci, “Her çocuğun gelecek için bir umudu ve hayali olmalı. Biz bu vakfı kurarken öncelikle kız çocukları için yola çıktık ama sonra bunun tüm çocuklar için olması gerektiğini anladık. Bir çocuk okursa gelecek değişir” dedi.

Temel ilke: Şeffaflık

Vakfın en temel ilkelerinden birinin şeffaflık olduğunu söyleyen Dereci, bağışçıların sadece maddi katkı değil, gönüllü olarak projelere katılmalarını da istediklerini dile getirdi. “Bir kahve fiyatıyla bir çocuğun hiç bilmediğiniz bir hayaline dokunabilirsiniz” diyen Dereci, destek çağrısında bulundu.

Hedef: İlk yılda 200 çocuğa ulaşmak

Mart ayında kurulan vakfın çok yeni olduğunu söyleyen Dereci, ilk yıllarında 200 çocuğa ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti. Vakfın internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden başvuruların alınabileceğini belirten Dereci, başvuruların bir heyet tarafından değerlendirildiğini kaydetti.

Dereci, burs sistemlerinin yalnızca nakdi yardımla sınırlı olmadığını vurgulayarak, “İlkokuldan üniversiteye kadarki süreçte ihtiyaç sahibi olan tüm çocuklarımızın yanında olmayı hedefliyoruz. Bugün maalesef envanteri eksik olduğu için okula gidemeyen ya da ulaşım zorluğu yüzünden bir yerden başka bir yere gidemediği için okuyamayan çocuklarımız var. Kiminin yol parasına, kiminin barınma ihtiyacına, kiminin bilgisayara ihtiyacı var. Biz çocuğun özel durumuna göre hareket ediyoruz” dedi.

“Çocuğu tebessüm ettirmek en önemli sadakadır”

Deprem bölgelerinde aktif olarak çalıştığını belirten Burcu Dereci, yaşadığı bir anıyı şöyle aktardı:

“Bir konteyner kentte bir çocukla sohbet ettim. Çok üzgündü. Ona neden mutsuz olduğunu sordum. ‘Evden bağlamamı alamadım’ dedi. Ailesini kaybetmişti ama en büyük üzüntüsü bağlamasıydı. Ertesi gün ona bir bağlama hediye ettik. Çocuk inanılmaz güzel çaldı. Ona bu müzikleri nasıl öğrendiğini sorduğumuzda internetten kendi kendine öğrendiğini söyledi. Aslında başarı çok kolay ulaşılabilir. En önemli sadakanın tebessüm olduğunu bildiğimiz şu günlerde bizim tek yapmamız gereken şey çocuklara dokunmak, onların gözlerinin içine bakıp neye ihtiyacı olduğunu sormak çok kıymetli”

Bir Dilek Bin Hayal Projesi

Hatay’da depremzedeler için yürüttükleri “Bir Dilek Bin Hayal” projesinden söz eden Dereci, 100 çocuğun dileklerini öğrendiklerini ve bunları yerine getirmek için gönüllü gençlerle çalıştıklarını anlattı. Çocukların isteklerinin çok masum olduğuna dikkat çeken Dereci, “Bir Barbie bebeği isteyen de vardı, ailesini kaybetmiş olmasına rağmen tek dileği oyuncağına kavuşmak olan çocuklar da vardı” diye konuştu.

“Vakıf bir mirastır”

Vakıf olarak eğitimde fırsat eşitliğine büyük önem verdiklerini belirten Dereci, LGS ve üniversite hazırlık kurslarının maddi zorluklar nedeniyle bazı çocuklara kapalı hale geldiğini söyledi. Bu nedenle her çocuğun evine öğretmen gönderecek şekilde bir yazılım hazırlığı yaptıklarını, aynı zamanda kişisel gelişim kursları açmayı planladıklarını ifade etti.

Dereci, “Vakıf bir mirastır, nesiller boyu aktarılır. Biz de bu mirasın bekçisiyiz. En büyük hayalimiz önümüzdeki iki yıl içinde ilkokuldan üniversiteye kadar uzanan bir eğitim kurumu açmak” dedi.

“Kendi çocuklarımız da gelişiyor”

Vakıf çalışmalarına kendi çocuklarının ve arkadaşlarının da katıldığını belirten Dereci, dezavantajlı bölgelerde yapılan çalışmaların gençler için de büyük bir gelişim fırsatı sunduğunu söyledi. “Ramazan'da aileleri, yaşlılarımızı ziyaret ettik. Onları ziyaret ederken de ufak hediyeler götürdük. Biz bu hediyeleri götürdüğümüzde bizim kendi çocuklarımızın da aslında buna çok ihtiyacı olduğunu gördüm. Çünkü oradaki yaşamlardan haberleri yoktu. Örneğin; Karabağlar’ da bir bölgeye gitmiştik. Bir tane çocuğumuz dedi ki ‘Ben burayı hiç görmedim, bilmiyorum.’. Sonradan biz o çocuğumuzu geri getirmekte zorlandık. O kadar keyif aldı ki! Oradaki çocuklarla oyunlar oynadılar. Bu aslında kendi çocuklarımızın da gelişimi için önemliydi” ifadelerini kullandı.

“Birlikte daha çok çocuğa ulaşabiliriz”

Geleceğe Işık Vakfı’nın merkezinin Alsancak Gündoğdu Meydanı’na çok yakın olduğunu ve burayı aynı zamanda bir gençlik merkezine dönüştürmeyi planladıklarını söyleyen Dereci, çocuklara bilgisayar, yazıcı ve çalışma ortamı sağlanacağını, herkesin çayını, kahvesini alarak gelebileceği, farklı projelerini konuşabileceği ya da çocukların, gençlerin dersleri veya kişisel gelişimleri açısından onlara koçluk yapabilecek akademik kadromuzla birlikte destek vereceklerini kaydetti.

“Fuar, İzmir için çok değerli”

Dereci, İzmir Enternasyonal Fuarı’nın kendisi ve nesli için ayrı bir anlamı olduğunu belirterek çocukluk anılarını paylaştı:

“Biz çok güzel bir nesiliz. Ben 81’liyim, bizim için fuar çok şey ifade ederdi. Yeni kıyafetler alınır, fuara gidilirdi. Lunaparka gitmek, stantları gezmek bizim için çok büyük bir coşkuydu. Aynı zamanda şehrin yaşanılabilirliğini gösterirdi. Üniversite hayatımdan döndüğümde bir dönem fuar stantlarında da çalıştım. Bu nedenle benim için çok özel bir yeri vardır. İzmir için de çok farklı ve değerli, asla kaybolmamalı”

“Fuar demek sanatçı demekti”

Dereci, fuarın 94. yılına ulaştığını hatırlatarak, “Hatta dün konuştuk, lunaparka gitsek mi dedik. Hâlâ içimizdeki çocuğu öldürmediğimiz için. Fuar demek sanatçı demekti. Bugün ise teknoloji değişiyor, çağ değişiyor. Belki bizim çocukluğumuzdaki fuar kültürü yok ama sergiler çok kıymetli, İzmir için çok büyük yatırımlar. Bir İzmirli olarak bu gurur verici” dedi.

“Gelecek yıl fuara katılmayı hedefliyoruz”

Vakıf olarak gelecek yıl fuarda yer almak istediklerini de ifade eden Dereci, “Bir sonraki yıl çok güzel bir stantla biz de orada olmayı hedefliyoruz. Yaptıklarımızı katlayarak sizlere anlatmak istiyoruz. İzmir’le sınırlı kalmadan, tüm dünyada isminden bahsedilen bir vakıf olmayı hayal ediyoruz” diye konuştu.

Son olarak tüm izleyicilere destek çağrısı yapan Burcu Dereci, “Çocuklar bizim geleceğimiz, umudumuz. Onlara sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu. Birlikte daha çok çocuğun hayatına dokunabiliriz” dedi.

Muhabir: Merve Turan