Son Mühür / Yiğit Uzun - İzmir’in Beydağ ilçesinde tarımın lokomotifi olan incir ve kestane üretimi, aflatoksin kaynaklı kalite kayıpları ve piyasadaki fiyat dengesizlikleri nedeniyle kritik bir süreçten geçiyor. İYİ Parti İzmir İl Başkanlığı Tarım Politikaları birimi tarafından hazırlanan değerlendirme raporu, üreticinin hem iç pazarda hem de ihracatta ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.

Rapor, İYİ Parti İzmir Tarım Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı İshak GÜNDÜZ tarafından, İl Başkanı Ülkü Doğan’ın talimatıyla hazırlandı. GÜNDÜZ’ün saha çalışmaları, Beydağ’ın yüksek üretim kapasitesine rağmen kalite sorunları nedeniyle gelir kaybı yaşadığını gösteriyor.

Aflatoksin nedeniyle geri dönen ürünler piyasayı kilitledi

Raporda özellikle incirde aflatoksin sorununun bu sezon üreticiyi derinden etkilediği belirtiliyor. Geçtiğimiz yıl ihracata gönderilen çok sayıda ürünün aflatoksin tespitiyle geri dönmesi nedeniyle bu yıl tüccarların alım yapmaktan kaçındığı ifade edildi. Ürününü satamayan çok sayıda üretici incirini depolarda bekletmek zorunda kalırken, ilçedeki ticaret adeta durma noktasına geldi.

Aflatoksin oluşumunda yüksek nem–sıcaklık dengesizliği, geciken hasat, toprak zeminde yapılan geleneksel kurutmalar ve yetersiz depolama koşulları en önemli risk unsurları olarak gösterildi.

Kestane üretimi yüksek ama marka değeri dışarı akıyor

Türkiye’deki kestanenin yaklaşık beşte biri Beydağ’da üretiliyor. Buna rağmen markalaşma ve işleme tesisi eksikliği nedeniyle ürünün büyük bölümü “Bursa kestanesi” etiketiyle piyasaya giriyor. Ürünün ham olarak başka illere gönderilmesi, katma değerin Beydağ dışına çıkmasına yol açıyor.

Rapor, üreticide 120–180 TL’den alınan kestanenin pazarda 250–350 TL’ye satıldığını; ancak üreticinin bu fiyatlardan hak ettiği payı alamadığını ortaya koydu.

İlçe ekonomisinin yüzde 20’si bu iki üründen geçiniyor

12 bin nüfuslu Beydağ’da 2 bin 361 kişinin incir ve kestane üretiminden doğrudan gelir elde ettiği belirtildi. İlçe tarımının üçte ikisinin meyvecilik üzerine kurulu olması, bölgenin bu iki ürüne olan yüksek bağımlılığını gösteriyor.

İshak GÜNDÜZ Son Mühür’e konuştu: “Beydağ sessiz bir kriz yaşıyor; derhal önlem alınmalı”

Hazırlanan raporu Son Mühür’e değerlendiren İshak GÜNDÜZ, ilçenin çok ciddi bir ekonomik daralma yaşadığını söyledi:

“Ülkü Doğan Başkanımızın talimatıyla yaptığımız incelemelerde gördük ki Beydağ’da üretici sessiz ama derin bir kriz yaşıyor. Aflatoksin nedeniyle incirde büyük bir ihracat kaybı var. Tüccar alım yapmıyor, ürün depolarda bekliyor. Bu tablo böyle devam ederse Beydağ’ın omurgası çöker.”

GÜNDÜZ, özellikle standart kurutma alanları, modern depolama sistemleri, üretici eğitimleri ve bir kestane işleme tesisinin ilçeye kazandırılmasının ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu vurguladı:

“Beydağ’ın yetiştirdiği ürünlerin markası başka illerin raflarında parlıyor. Bu kader değil. Doğru planlamayla hem incirde hem kestanede Beydağ kendi markasını oluşturabilir.”

“Her kaybedilen sezon, üreticinin cebinden eksiliyor”

Raporda modernizasyon yatırımlarının hızlandırılması, kooperatiflerin analiz kapasitesinin artırılması ve ihracata yönelik tek tip kalite protokolünün uygulanması gerektiği belirtildi.

Beydağ kestanesinin tescillenmesi gerekiyor

Raporun en kritik başlıklarından biri ise marka değeri kaybı oldu. GÜNDÜZ, Beydağ kestanesinin coğrafi işaret sürecinin başlatılmasının zorunlu olduğunu vurguladı:

“Beydağ kestanesi bugün Türkiye’nin en kaliteli kestanelerinden biri olmasına rağmen Bursa etiketiyle pazara çıkıyor. Bu durum üreticinin emeğini ucuzlatıyor. Beydağ kestanesinin coğrafi işaretinin alınması, hem iç piyasada hem ihracatta hak ettiği değeri bulması için şarttır.”

Tescil sürecinin tamamlanmasıyla ürünün fiyat değerinin artacağı, pazar payının büyüyeceği ve ilçe ekonomisinin güçleneceği ifade edildi.

Muhabir: Yiğit Uzun