İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay selefi Tunç Soyer'e göre çok daha sıkıntılı bir başlangıç yapmış görünüyor. Genel Merkez'le yaşanan Aykut Erdoğdu gerginliği, hala tam çözülemeyen memur sendikaları krizi ve kamuoyunu uzun süre meşgul eden işten çıkartmalar Cemil Tugay'ın başını ağrıtan gelişmeler olarak öne çıktı. İki siyasi figürün kadro tercihi konusunda Tunç Soyer'in aksine çok hızlı yol alan Cemil Tugay bu hızlı hamlesinin sonuçlarıyla boğulmak zorunda mı kalıyor sorusunu da beraberinde getiriyor.

İkilinin ortak noktası Aziz Kocaoğlu...
Soyer ve Tugay'ın görev dönemlerinin ortak noktalarından biri olarak Aziz Kocaoğlu faktörü öne çıkıyor. Soyer'in koltuğu devraldığı Aziz Kocaoğlu, Tugay'ın gerek adaylık mücadelesinde gerekse koltuğa oturduktan sonraki kadro revizyonunda ön planda yer alan bir isim olarak dikkati çekti. İki başkanın sıkıntıları arasında ince gibi görünse de derin bir farklılık var. Soyer, Kocaoğlu'nun A Takımı'na fazla dokunmadan yumuşak bir geçiş yapmayı tercih etmişti. Cemil Tugay'ın tercihi ise sert ve hızlı bir geçiş oldu.
İşten çıkartma konusunda Tugay'ın elini kolunu bağladı...
Yeni dönemde etkin bir rol alacağını daha seçim döneminde hissettiren Aziz Kocaoğlu'nun Soyer'in son görev günlerinde işe alınanları hedefe koyarak işten çıkartılması yönündeki çağrısı, Cemil Tugay'ın hala tam olarak nasıl çözüleceği belli olmayan bir kaosla başbaşa bıraktı. Memur ve işçi sendikalarının gösterdiği doğal refleksler, işten çıkarılan onlarca kişinin hak arama mücadeleleri krizler zinciri yarattı. Krizlerle boğuşmakta zorlanan Cemil Tugay'ın, kadro revizyonunu Tunç Soyer'e göre çok daha hızlı yapmak istemesi, yaşanan krizlerin daha da artmasına zemin hazırladı.

Soyer bekledi, Tugay beklemedi...
Koltuğu Aziz Kocaoğlu'ndan devralan Tunç Soyer göreve gelir gelmez başkanlık, özel kalem ve genel sekreter yardımcılığı koltuklarında değişime gitmiş ancak şirketler de dahil geniş çaplı değişim için 18 Haziran 2019 tarihine kadar beklemiş ve o süreç boyunca Kocaoğlu'nun kadrolarıyla çalışmaya devam etmişti. Cemil Tugay kadro revizyonu konusunda çok daha sabırsız davrandı. Başkanlık ve özel kalem atamalarının ardından mali açıdan büyük sıkıntıya düşen İZBETON'la başlayan değişim süreci henüz ilk ay içinde neredeyse bütün belediye kadrolarına ve şirket yönetimlerine yansıdı. Genel Sekreter Barış karcı hariç kadroda çok radikal hamleler yapan Cemil Tugay'ın hızı, yaşanan krizlerde bunun etkisi var mı sorusunu da beraberinde getirdi.
Aykut Erdoğdu'yla başladı, işçi ve memurlarla devam etti...
Cemil Tugay'ın koltuğa oturur oturmaz göğüslemek zorunda kaldığı Aykut Erdoğu krizi, Genel Merkez-İzmir gerginliği pahasına güçlükle aşıldı. Erdoğdu krizinin aşılmasında gösterilen direnç, Cemil Tugay'ın yeni dönemde hangi kaynaklardan besleneceğinin de ipuçlarını taşıması açısından önemliydi.

Dört kutuplu bir Büyükşehir...
Cemil Tugay'ın hem kadro şekillendirmesinde hem yönetim tercihlerinde şu ana kadar öne çıkan dört ayrı kaynaktan bahsetmek mümkün. Sürecin ilk günlerinde çok daha aktif olarak öne çıkan Aziz Kocaoğlu faktörü beklendiği gibi gelinen noktada eski hızını kaybetmiş gibi duruyor. Tunç Soyer döneminin etkili aktörüyken doğru ata oynayıp Cemil Tugay'a yanaşan Mustafa Özuslu da sürecin bir parçası ancak ne kadar etkin olduğu tartışmalı. Cemil Tugay açısından en baskın kesim, '68 kuşağı denebilecek, kendilerine kamucu diyen, sol görüşe yakın' kesim olarak görülüyor. Aykut Erdoğdu krizinde Cemil Tugay'ın bu kadar dirençli durmasının arkasında da kimilerinin iddia ettiği gibi Aziz Kocaoğlu değil, bu eski solcuların etkisi var. ODTÜ kökenli Büyükşehir CHP Grup Sözcüsü Zafer Levent Yıldır, Ali Sabuktay ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına getirilen Fulden Bak Cemil Tugay'ın yeni dönemdeki yol haritasında etkin olan isimler olarak öne çıkıyor. 'Kızıl Sis: Bir Veda ve Feda Hikayesi' romanıyla yazarlıkta da başarısını gösteren Haluk Tekeli de Cemil Tugay'ın düşüncelerine önem verdiği 'Sol Grup'un bir parçası olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz.
Cemil Tugay'ın kendi ekibi...
68 kuşağı, Aziz Kocaoğlu ve Mustafa Özuslu üçgeni dışında Cemil Tugay'ın yol haritasında en öenmli dayanağı Karşıyaka'da birlikte görev yaptığı Zeki Yıldırım ve üniversiteden sınıf arkadaşı olan ve kısa bir süre önce ekibe dahil ettiği Prof. Dr. Pınar Okyay. İzmir için kapalı kutu konumunda olan Okyay önümüzdeki dönemde Büyükşehir Belediyesi'nin en önemli parçalarından biri olmaya aday görünüyor.
Siyahla beyaz kadar farklı...
2019'da göreve gelen Tunç Soyer'in ilk üç ayıyla, Cemil Tugay'ın ilk üç ayı arasında farkı anlamak için iki siyasi figürün hangi gündemlerle uğraştığına bakmak gerekiyor. Tugay işçi ve memur krizlerinden başını kaldıramazken kendi görev döneminde Tunç Soyer'in gündeminin, 'Onur Yürüyüşü' olması iki dönem arasındaki farkı göstermesi bakımından ilginç bir detay aslında.






