Son Mühür- Ankara'da gerçekleşen trajik uçak kazasının ardından, modern savunma teknolojilerinin en stratejik katmanı olan "Elektronik Harp" konusu yeniden Türkiye’nin gündemine oturdu. Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı ve Av. Dr. Alp Aslan, savaş alanlarının görünmez cephesi olarak nitelendirilen bu alana dair hayati açıklamalarda bulundu. Elektromanyetik spektrumun kontrolünü ele geçirme mücadelesi olarak tanımlanan Elektronik Harp (EH), sadece çatışma dönemlerinde değil, barış zamanında da ülkelerin güvenlik mimarisinin temel taşını oluşturuyor.
Elektromanyetik spektrumda hakimiyet savaşı
Tarihsel kökleri 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan bu teknolojik mücadele, günümüzde konvansiyonel silahlar kadar belirleyici bir güç haline gelmiştir. Elektronik Harp; düşmanın radar, telsiz ve her türlü elektronik veri ağını felç ederken, dost unsurların bu frekansları en yüksek verimle kullanmasını amaçlar. Sadece askeri değil, istihbarat ve caydırıcılık noktasında da kritik bir enstrüman olan bu disiplin, modern orduların teknolojik üstünlüğünü simgelemektedir. Uzmanlar, bu alanın sadece bir sinyal karıştırma faaliyetinden ibaret olmadığını, üç temel saç ayağı üzerinde yükseldiğini belirtmektedir.
Üç boyutlu strateji: Taarruz, savunma ve destek
EH disiplini; taarruz, savunma ve destek olmak üzere birbirini tamamlayan üç ana operasyonel dala ayrılmaktadır. Elektronik taarruz, düşman sistemlerine yönelik aktif müdahaleleri ve aldatma tekniklerini kapsarken; elektronik savunma, kendi haberleşme ve radar ağlarımızı karşı saldırılardan koruma görevini üstlenir. Üçüncü boyut olan elektronik destek ise, düşman sinyallerini pasif olarak analiz ederek kritik bir veri bankası oluşturur. Bu çok boyutlu yapı, EH'nin sadece bir destek unsuru değil, doğrudan muharebenin gidişatını değiştiren, düşman sistemlerini "kör ve sağır" bırakan öldürücü olmayan bir silah olduğunu kanıtlamaktadır.
Terörle mücadele ve sınır güvenliğinde EH etkisi
Elektronik Harp sistemleri, büyük ölçekli savaşların ötesinde terörle mücadele ve sınır güvenliği operasyonlarında da aktif rol oynamaktadır. Uzaktan patlatılabilen düzeneklerin sinyallerini bastırarak can kayıplarının önüne geçen bu teknoloji, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekatlarında da etkinliğini ispatlamıştır. Özellikle 2020 yılındaki Bahar Kalkanı Hareatı'nda SİHA'ların güvenli operasyon yapabilmesi için düşman hava savunma sistemlerinin EH ile etkisiz hale getirilmesi, bu alandaki yetkinliğin operasyonel başarı için ne denli elzem olduğunu bir kez daha göstermiştir.
TSK'nın yerli ve Milli teknolojik kalkanı
Türkiye, son yıllarda savunma sanayiinde gerçekleştirdiği atılımlarla EH alanında dışa bağımlılığını asgariye indirmiştir. ASELSAN ve bağlı kuruluşlar tarafından geliştirilen KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi, MİLKAR karıştırıcıları ve radar ikaz alıcıları gibi ürünler, sahadaki etkinliklerini bizzat tecrübe ederek envantere girmiştir. Türkiye'nin sadece karıştırıcı sistemlerle yetinmediğini vurgulayan Prof. Dr. Hamit Hancı, NAZAR Lazer EH Sistemi gibi yönlendirilmiş enerji projelerinin deniz kuvvetleri için devrim niteliğinde olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca 2026 yılında teslimi planlanan HAVA SOJ projesi ile Türkiye’nin gökyüzündeki elektronik hakimiyetinin yeni bir seviyeye ulaşması beklenmektedir.
Geleceğin harp sahası: Yapay zeka ve siber entegrasyon
Savunma teknolojilerinin evrimi, elektronik harbin gelecekte çok daha karmaşık ve belirleyici olacağına işaret etmektedir. Makine öğrenmesi ve yapay zeka destekli otonom EH sistemleri, yeni tehdit sinyallerini anlık olarak tanıyıp saniyeler içinde karşı tedbir üretebilecek kabiliyete kavuşacaktır. Siber savaş ile elektronik harbin iç içe geçtiği yeni nesil operasyonlarda, radyo dalgaları üzerinden düşman ağlarına sızmak ve yazılım tabanlı sistemleri çökertmek mümkün hale gelecektir. Mikrodalga silahları ve uzay tabanlı karıştırıcı uyduların devreye girmesiyle birlikte, elektromanyetik spektrum üzerindeki mücadele geleceğin en büyük güç gösterisi olacaktır.





