Son Mühür - Osman Günden / AK Parti İzmir İl Başkanlığı, 28 Şubat’ın 28. yıl dönümünde, 28 Şubat Post Modern Darbesi’ni bir kez daha kınayarak, darbe zihniyetinin tarihsel etkilerini ve bugünkü yansımalarını masaya yatırdı. İzmir’deki açıklamada, AK Parti İzmir İnsan Hakları Başkanı Tuğbanur Atılğan, 28 Şubat’ın “düpedüz bir darbe” olduğunu vurguladı ve o dönemdeki darbeci zihniyetin Türkiye halkına yönelik uyguladığı baskıları sert bir şekilde eleştirdi. Atılğan, açıklamasının sonunda, AK Parti’nin lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde darbecilerin ve vesayet odaklarının karşısında durmaya devam edeceklerini belirtti.

"28 Şubat, amasız fakatsız bir darbedir"

AK Parti İzmir İnsan Hakları Başkanı Tuğbanur Atılğan, 28 Şubat’ın yıl dönümünde yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Bugün, 28 Şubat Darbesinin 28. yıl dönümünde darbe ve darbecilik zihniyetini bir kez daha kınamak için bir araya geldik. Burada şunun altını kalın çizgilerle bir kez daha çiziyoruz ki 28 Şubat başına ne sıfat getirilirse getirilsin, amasız fakatsız, düpedüz bir darbedir. Millet iradesine silah çekilmiştir. Seçilmiş hükümet süreç içinde silahların gölgesi altında görevinden el çektirilmiştir.”

Atılğan, darbecilerin iktidara gelme amacının halkın seçtiği hükümeti devirmek ve ülkeyi kendi diktatörlüklerine göre şekillendirmek olduğunu belirtti. 28 Şubat’ı bir “siyasi operasyon” olarak nitelendiren Atılğan, özellikle dini inançları nedeniyle mağdur edilen insanlara dikkat çekti.

“Sözde irtica bahanesiyle karalama kampanyası”

28 Şubat döneminde, sözde “irtica” bahanesiyle başlatılan büyük bir karalama kampanyasına değinen Atılğan, o dönemin devletin en üst kademelerinde yer alan isimlerinin, halkın inanç özgürlüğüne yönelik sistematik bir saldırı başlattığını söyledi:

“Sözde irtica bahanesiyle bu ülkenin öz evlatlarına sırf dini inançlarından dolayı karalama, aşağılama, işten çıkarma, fişleme ve engelleme gibi yöntemlerle topyekûn bir karanlık kampanya başlatılmıştır. Çok geniş toplum kesimleri katsayı adaletsizliği ve başörtüsü zulmü gibi hukuk dışı uygulamalarla kamusal alandan adeta silinmeye çalışılmıştır. Gençlerin hayatları karartılmıştır. İnsanların gelecekleri ellerinden alınmıştır.”

Atılğan, 28 Şubat’ın sadece toplumsal ve siyasal düzeyde değil, insanların günlük yaşamları üzerinde de derin etkiler bıraktığını belirtti. Bu zulmün özellikle gençler ve dini inançlarını açıkça ifade eden bireyler üzerinde ağır sonuçlar doğurduğunu vurguladı.

“Millet, en net cevabı sandıktan aldı”

Atılğan, darbeci zihniyetin halk üzerindeki baskılarına rağmen, 28 Şubat’a en büyük cevabı yine halkın sandıkta verdiğine dikkat çekti. O dönemde uygulamaya çalışılan “1000 yıl sürecek projeler”in, AK Parti iktidarı ile sona erdiğini ifade etti:

“Darbeci zihniyet bu ülkenin vatandaşlarına yönelik gözü dönmüş bir nefretle hem toplumu hem de siyaseti dizayn etmeye çalışmıştır. Ancak aziz milletimize 1000 yıl sürecek projeler dayatanlar en net cevabı yine milletin kendisinden sandıkta aldılar.”

2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından, Türkiye’deki darbe ve vesayet odaklarının etkisiz hale getirildiğini ve bu süreçte halkın iradesinin ön planda tutulduğunu belirten Atılğan, AK Parti’nin bu dönemde yalnızca altyapı projeleri yapmakla kalmadığını, aynı zamanda vesayet odaklarını bozguna uğratma konusunda da büyük adımlar attığını söyledi.

“Darbecilere karşı durma azmiyle çalışmaya devam ediyoruz”

AK Parti'nin 28 Şubat’ta yaşananlara karşı duruşunun hiçbir zaman sarsılmadığını ifade eden Tuğbanur Atılğan, şu ifadelerle açıklamalarını sürdürdü:
“2002 yılında iktidara gelen AK Parti, geçen yıllar içinde sadece bu ülkede altyapı atılımı yapmakla kalmamış; medyadan bürokrasiye sermayeden siyasete darbe ve vesayet odaklarını teker teker bozguna uğratmıştır. Bunların artıklarıyla da her koşulda mücadele devam etmektedir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin birçok alanda büyük başarılara imza attığını belirten Atılğan, özellikle savunma sanayiindeki başarıların, vesayet odaklarının çökertilmesinden sonra elde edildiğini söyledi. Atılğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu büyük dönüşümün en önemli mimarı olduğunu belirterek, 15 Temmuz direnişinin de bu mücadelenin bir sembolü olduğunu ifade etti.

“Demokrasiye karşı çıkanlar tarihten ders almalı”

Son dönemde bazı çevrelerin, vesayet günlerini özleyen açıklamalar yaptığına dikkat çeken Atılğan, bunların 28 Şubat’ı hatırlatan bir dil kullandığını söyledi ve şunları ekledi:
“Yine son zamanlarda bazı çevrelerin vesayet günlerini çağrıştıran açıklamaları da bizlere 28 Şubat dönemine özlem duyanların olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Dünyaya gıpta ettirecek bir demokratik seçim sonucu iş başına gelmiş Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Cumhurbaşkanımızın sandıkta bükemedikleri bileğini demokrasi dışı hukuk dışı yollarla bükme arayışında olanların tarihten ders alması gerekmektedir.”

Atılğan, bu tür açıklamalar yapan çevrelerin, milletin iradesini ve demokrasiyi tehdit ettiklerini ve bunun Türkiye’nin geleceği açısından tehlike oluşturduğunu belirtti. Bu tür girişimlere karşı, AK Parti olarak her zaman dik duracaklarını ifade etti.

“Demokrasi bilincini canlı tutarak çalışmalarımıza devam edeceğiz”

Konuşmasının sonunda Atılğan, AK Parti’nin demokrasiye olan bağlılığını ve milletin iradesine olan güvenini bir kez daha vurguladı.
“Bizler AK Parti olarak Allah’ın izni, milletimizin oyu ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde bugüne kadar ülkemize hizmet üretme aşkı ve darbecilerin karşısında dik durma azmiyle durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Milletimizin bir daha 28 Şubat gibi süreçleri tecrübe etmemesi için demokrasi bilincini ve millet iradesi fikrini her zaman canlı tutacağız.”

Muhabir: Osman Günden