Son Mühür- Ankara Hukuk Fakültesi'ni dereceyle bitiren, girdiği hakimlik sınavında Türkiye 1.'si olmayı başaran Ömür Kabak, 2003-2010 yılları arasında AK Parti İzmir il yönetiminde il başkanlığı da dahil çeşitli görevlerde bulunmuştu.
Mesleği gereği bölücü örgüt üyeleriyle karşılaştığını belirten hukukçu Ömür Kabak, Abdullah Öcalan'ın 'silahları bırakın' çağrısıyla yeni bir boyut kazanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Kabak, sürecin bugüne kadar çok konuşulmayan bir detayına dikkat çekerek, önümüzdeki dönemde tahliyelere yol açacak yeni bir infaz düzenlemesi olabileceğine işaret etti.
Ömür Kabak mesajında şunları söyledi.
Hiç Türkçe bilmiyordu...
PKKlı teröristlerle 2 kere yüz yüze geldim ve konuştum;
İlki 1990'da Doğubayazıt kırsalında devriye gezen askerlere pusu kuran, omuzdan atılan roketi ateşlemek istemesine rağmen silah tutukluk yaptığından ya da heyecandan beceremediği için o haliyle yakalanan bir teröristti.

Hakim olarak sorgusunu yapmış ve tutuklamıştım.
Hiç Türkçe bilmeyen çok genç yaşta biriydi. İran sınırındaki köyünde çobanlık yaparken bir yıl kadar önce PKKlılar zorla alıp götürmüş, eğitmiş ve eylem için Doğubayazıt'a getirmişti.
Öyle zavallı bir hali vardı ki, korkudan titreyerek çok az konuşabilmişti.
Ne T.C.'nden, ne PKK'dan, ne Kürtlükten, ne siyasetten haberi yoktu. Nerede olduğunun bile farkında değildi.
Kırıklar F Tipi Cezaevinde gördüm...
İkincisi 2005 yılında İzmir İl İnsan Hakları Komisyonu üyesi avukat olarak cezaevi incelememiz sırasında oldu.
İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevinde ağır cezalık siyasi ve adi mahkumlarla görüşmeler yapmıştık. Bunlardan biri PKKlıydı.
20'li yaşlarda ufak tefek konuşkan biriydi. Heyet üyesi 5 kişiydik ve ani bir hareketle sıradan hepimizin elini sıktı.
Ancak o an oluşan ruh halim ve özellikle emrivaki şeklinde tokalaşmamın pişmanlığı ile onun varlığını ve konuşmasını içim kaldırmadı ve odadan dışarı çıktım.
Kimdi, neydi, ne anlattı diğer arkadaşlara da sormadım. Profesyonel görevim gereği onunla konuşmam gerekiyordu ama duygularım buna mani oldu.
Adli/siyasi gelişmeler olacaktır...
Abdullah Öcalan hiç bir şey talep etmeden silah bırakma ve PKK'yı kapatma çağrısı yaptı. Tabii ki bunun arkasından şimdi açıklanmayan adli/siyasi gelişmeler olacaktır.
Olayın doğası bunu gerektirir, normaldir ve olması gereken de budur.
En beklenen şey ise tahliyelere yol açacak bir infaz düzenlemesi olma ihtimali.
Böyle bir şey olursa yukarıda bahsettiğim PKK'lılarla belki dışarıda rastgele bir ortamda tekrar yüz yüze gelebiliriz.





