ABD’nin kamu borcu tarihi zirveye ulaştı. Hazine Bakanlığı verilerine göre, ülkenin toplam kamu borcu 22 Ekim itibarıyla 38 trilyon doları aştı. Sadece 82 gün içinde 1 trilyon dolar artan borç yükü, Amerikan ekonomisinde ciddi endişelere yol açtı.
82 günde 1 trilyon dolarlık artış
ABD Hazine Bakanlığı’nın yayımladığı son rapora göre, 2 Ağustos’ta 37 trilyon dolar seviyesine çıkan kamu borcu, yalnızca 82 gün sonra 38 trilyon doları geçti. Bu artış, ülke tarihinde en hızlı borçlanma dönemlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Köln merkezli düşünce kuruluşu Peter G. Peterson Vakfı, bu rakamın kişi başına yaklaşık 111 bin dolar borç anlamına geldiğini duyurdu. Vakıf, ABD’nin dış borç miktarının Çin, Japonya, Almanya, Hindistan ve İngiltere’nin toplam ekonomik büyüklüğüne denk geldiğine dikkat çekti.
“Borç, Avrupa Birliği ekonomisinin iki katı”
Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu Başkanı Jodey Arrington, ABD’nin mevcut borç seviyesini “ülkenin sıradaki büyük savaşı” olarak nitelendirdi. Cumhuriyetçi siyasetçi, borcun büyüklüğünü somut örneklerle ifade etti:
“ABD şu anda 38 trilyon dolar borçlu. Bu miktar, Avrupa Birliği’nin tüm ekonomik üretiminin iki katı, İngiltere’nin yıllık bütçesinin 20 katı ve 18 yaş altı her Amerikalı için 500 bin dolarlık ezici bir yük anlamına geliyor.”
Arrington, eğer borç krizine müdahale edilmezse ABD’nin küresel liderliğini kaybedeceğini vurgulayarak, “Ulusal cesaretimizi toplayıp sorumlu davranmazsak bu savaşı kaybederiz” ifadelerini kullandı.
2047’de GSYİH’nin yüzde 200’üne ulaşabilir
Partiler üstü kurum Kongre Bütçe Ofisi (CBO) ise uyarısını yineledi: Mevcut hızla devam eden borçlanma süreci, 2047 yılına gelindiğinde ABD’nin kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 200’üne ulaşabileceğini öngörüyor.
Ekonomistler, 38,1 trilyon doları aşan borcun her saniye yüzlerce dolar arttığını, birkaç ay içinde 39 trilyon dolara ulaşmasının muhtemel olduğunu belirtiyor.
Moody’s kredi notunu düşürmüştü
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, mayıs ayında ABD’nin kredi notunu AAA’dan AA1’e düşürmüştü. Kararın gerekçesi olarak ise yüksek bütçe açıkları ve artan faiz maliyetleri gösterildi.
ABD hükümeti, 2025 mali yılı bütçesinin yüzde 17’sini yalnızca faiz ödemelerine ayırmak zorunda kaldı. Eylül itibarıyla borç faizi harcamaları 1,21 trilyon dolara ulaştı.
2021’de yüzde 1,61 olan ortalama borçlanma faizi bugün yüzde 3,36 seviyesine yükselmiş durumda. Bu artış, borç servis maliyetlerini hızla büyütüyor.
Borç yükü vatandaşı da etkiliyor
Kamu borcunun büyüklüğü yalnızca hükümeti değil, doğrudan vatandaşları da etkiliyor. Uzmanlara göre yüksek borçlanma; konut kredileri ve kredi kartı faizlerinin artması, yatırımların yavaşlaması, ücret artışlarının sınırlı kalması ve enflasyonun tırmanması anlamına geliyor.
Bazı ekonomistler, eski Başkan Donald Trump’ın vergi artışı politikalarıyla bütçe açığını azaltmaya çalıştığını ve bunun olumlu bir adım olduğunu savunurken, bazı uzmanlar ise “ABD yavaş ama kesin şekilde yoksullaşıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
Trump’tan “Altın Kart” vize önerisi
Artan kamu borcuna dikkat çeken Donald Trump, çözüm olarak sıra dışı bir öneri sunmuştu: Zengin göçmenlere 5 milyon dolar karşılığında “Altın Kart” vizesi verilmesi. Trump, bu öneriyle ülkeye milyarlarca dolarlık kaynak sağlanabileceğini belirterek şunları söylemişti:
“1 milyon kart satarsanız 5 trilyon dolar gelir elde edersiniz. 10 milyon kart satılırsa bu rakam 50 trilyon dolar olur, bu da 35 trilyon dolarlık borcu kapatmak için yeterli olurdu.”
40 trilyon dolar kapıda
ABD’nin borcu, 2024 Ocak ayında 34 trilyon dolarken, Temmuz ayında 35 trilyon dolara, Kasım itibarıyla ise 36 trilyon dolara yükselmişti. 1982’de yalnızca 1 trilyon dolar olan kamu borcu, 2008’de 10 trilyon dolar eşiğini geçti.





