Son Mühür- Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yargılandığı dava için Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu bitişiğindeki mahkeme salonu sabah saatlerinden itibaren doldu. Yurdun dört bir yanından gelen partililer, tezahüratlarla destek verdi.

Savunma heyetinin duruşmanın İstiklal Marşı okunarak başlatılması yönündeki talebi, mahkeme başkanı tarafından “usule aykırı” olduğu gerekçesiyle kabul edilmedi.

"İçerde olmamın sebebi Öcalandır"

Söz alarak savunmasına başlayan Özdağ, “Bu iddianameyi kaleme alan savcı, yarın karşıma
çıktığında ‘Yanlış anlaşılma olmuş’ diyecek” ifadelerini kullandı. Hakkındaki tutuklamanın “Cumhurbaşkanına hakaret” veya “Kayseri olayları” nedeniyle değil, “Öcalan sürecine” dair eleştirilerinden kaynaklandığını öne sürdü. Özdağ, “Siyasi olarak yaptığım tüm uyarılar, Türk milletine ve Türk devletine karşı görevimdir. Yalnızca sorumluluğumu yerine getiriyorum” dedi.

"Biz ikinci sınıf vatandaşlarız"

Özdağ, savunmasının devamında “Bu ülkede muhaliflere düşman hukuku uygulanıyor. Biz ikinci sınıf vatandaş konumuna itildik” diyerek yargılamayı eleştirdi.

Ümit Özdağ savunmasında şunları söyledi:

Ümit Özdağ savunmasında şunları söyledi:

"Sayın Hakim;

Arkanızda “Adalet Mülkün Temelidir” yazıyor. Bu üç kelimede, 4.000 yıllık Türk devlet
felsefesi var. Bu üç kelimede aynı zamanda evrensel siyasal düşünceler tarihi ve hukuk
felsefesinin özü bulunuyor. Adalet mülkün temelidir ifadesini duvardaki bir süs

olmaktan çıkaracak ve yaşama geçirecek olan hakimlerdir. Hakimlerin hukuk bilgisi,
vicdanı, aklı, muhakeme gücü, entelektüel cesareti, hukukun temel ilkelerine ve
Anayasa’ya bağlılığı ancak devletin temellerini adalet üzerine kurabilir.

Hakimler, vermiş olduğu kararlar ile anayasa ve yasal haklarını korumakla görevli
oldukları yurttaşların kaderi üzerinde söz sahibidir. İnsanların kaderine de etki
edebilmek, hakimlerin yarı ilahi bir misyonu üstlendiklerini göstermektedir. Bu çok
büyük bir manevi sorumluluktur.

Hakimler, anayasa ve yasalar çerçevesinde, kendilerinin hukuk bilgisi ve vicdanlarına
emanet edilen yurttaşların hukukunu, yani Anayasa ve yasaları düşman ceza hukuku
uygulamalarına karşı savunmalıdır.

Hakimlerin anayasa ve yasaları savunma cesareti, ülkemizin geleceğini de
belirleyecektir. Hakimlerin hukuka bağlılığı ve cesareti, Adaleti tekrar mülkün temeli
yapacaktır."

"Sayın Hakim;

"Sayın Hakim;

Burada bulunmamın, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile hakkımda dava
açılmasının, 21 Ocak’ta Ankara Başsavcılığı’nın 11 iddianame hazırlamasının nedeni;
PKK terör örgütü baş yöneticisi A. Öcalan ile yürütülen görüşmelere eleştiriler
yöneltmemdir. PKK terör örgütüne güvenilmeyeceğini düşünmemdir.

PKK’nın ancak dizleri üzerine çökerek, teslim oluyorum demesi durumunda muhatap alınması
gerektiğini savunmamdır. Bu gerçeği bütün dünya ve büyük Türk Milleti biliyor. Tarih
böyle kaydedecek. 100 sene sonra tarih kitaplarında “Ümit Özdağ, Kayseri’de olayları
kışkırttığı için yargılandı” diye yazmayacak. “PKK’ya güvenmeyin, Anayasayı
değiştirmeyin dediği için yargılandı” diye yazacak.

Bütün bu bilgiler ışığında hüküm sizin, adalet Allah’ındır. Umarım Türk Milleti adına
vereceğiniz hükmünüz, milletin vicdanını ve adaleti temsil eder. Saygılarımla."

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özdağ hakkında “Zincirleme biçimde basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçundan 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası talep edilmişti. İddianamede ayrıca, olası mahkumiyet halinde TCK 53. madde uyarınca siyasi haklardan yoksun bırakılması isteniyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ