Son Mühür / İzmir’de ulaşım politikalarına yönelik tartışmalar, art arda gelen zamlar ve kaldırılan uygulamalarla yeniden alevlendi. Kentin en yoğun kullanılan toplu ulaşım hattı olan İZBAN başta olmak üzere ulaşım ücretlerinde yaşanan artışlara dikkat çeken İzmir Halkevleri, 5 bin kişiyle yapılan görüşmeler sonucu hazırladığı kapsamlı “İzmir Ulaşım Raporu”nu kamuoyuna açıkladı. Karşıyaka Halkevi’nde düzenlenen toplantıda konuşan yönetim kurulu üyesi Elçin Dönder, ulaşımın temel bir kamu hakkı olmaktan çıkarıldığını, İzmirlilerin ise giderek “müşteri” konumuna itildiğini söyledi. Raporda, son bir yılda İzmir’de ulaşıma dört kez zam yapıldığı ve toplam zam oranının yüzde 57’ye ulaştığı vurgulandı.
‘İmza kampanyasında 5 bin kişiye ulaştık’
Son yapılan ağustos ayı zammı ile TCDD ve İzBB arasındaki anlaşmazlık bahane edilerek İZBAN’ın kendisinin zam yapmayacağını ancak 90 dakika aktarma ve 05.00-07.00 ve 19.00-20.00 arasındaki yarı ücret alınan halk taşıt uygulamasını kaldırdığını açıkladığını hatırlatarak hazırlanan metni okuyan Elçin Dönder, “Eylül ayında İZBAN’a zam yapılmış ancak 90 dakika ve halk taşıt uygulaması geri getirilmemiştir. İzmir Halkevleri olarak kent ulaşımın ana hattını oluşturan İZBAN’da aktarmanın ve halk taşıt uygulamasının geri getirilmesi ve artı para sisteminin kaldırılması talebiyle başlattığımız imza kampanyasının ardından 5 bin kişi ile görüşerek İzmir Ulaşım Raporu oluşturduk. Bu uygulama ile İzmirliler’in ulaşım ücretleri iki katına çıktı. Kentte tüm ulaşım sorunun çözülmesi için belediye meclis üyelerinden, TÜKODER, kent konseyleri, CHP il başkanlığı, yerel demokratik kitle örgütleri ve dernekler ile kadar görüşmeler gerçekleştirdik. İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı ise görüşme talebimizi yanıtsız bıraktı” dedi.
‘Ulaşım eşit ve ulaşılabilir olmalı’

4 kişilik bir ailede 2 öğrenci olduğu var sayılırsa aylık ulaşıma harcanan paranın 3 bin 600 TL olduğunu söyleyen Dönder, “İZBAN’da kaldırılan aktarma sistemi ile sadece 1 öğrenci ve 1 yetişkinin İZBAN kullandığı düşülse dahi iki kez ücret basmak zorunda kalan ailenin ulaşım masrafı 3 bin TL artmıştır. Belediyelerin kamu hizmeti olarak sunma yükümlülüğü bulunan ulaşım hizmeti kamu yararı esasında herkes için eşit ve ulaşılabilir düzeyde gerçekleştirmesi gerekir. Dolayısıyla ulaşım tüm yurttaşlar için bir haktır. Yapılan zamlar ve uygulamalar ile ulaşımı kamu hizmeti kapsamından çıkararak belediyenin kar ve zararına sebep olan bir unsur olarak değerlendirmektedir. Ulaşımın kar ve zarar odaklı değerlendirilmesi ise yurttaşların bir bölümünün maddi kaynakları itibariyle herkese ait olan bu alandan yararlanamaması anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Metrodaki sorunlar denetimsizliğin sonucu’
Ulaşımın kar ve zarar odaklı düşünülmemesi gereken her yurttaşın eşit ve ulaşabilir şekilde yararlanması gereken bir kamu hizmeti olduğunun altını çizen Dönder, belediyelerin bunu sağlamakla yükümlü olmasının yanında aynı zamanda kenti araçlar için değil insan yararına düzenlemeyi temel alması gerektiğini söyledi. Döner, “Belediyeler kent merkezlerini insanların kullanımına açmalıdır. Bunun için en uygun olan metro gibi toplu taşım ulaşım seçeneklerini geliştirmeli ve bu ulaşım türlerini yaygınlaştırmalıdır. Büyükşehir belediye yönetimi, yurttaşlar için temel bir hak olan ulaşım hakkını hak olmaktan çıkararak yurttaşları hizmetten yararlanan değil hizmeti satın alan haline getirmektedir. Bugün İzmirliler yurttaş değil müşteri konumuna sokulmak istenmektedir. Taleplerimiz ve çözüm önerilerimiz raporumuzda bulunmaktadır. Talebimiz sadece 90 dakika ve halk taşıt uygulaması değil, metroda sıklıkla yaşanan metro ve yürüyen merdiven sorunları denetimsizliğin bir sonucudur. Dün Bornova’da raydan çıkan metroda bunun sonucudur” diye konuştu.



