Genel Yayın Yönetmenimiz sevgili TUNÇ ERCİYAS ile  yazıları teslim etmeden bir hafta öncesi aramızdaki diyalog şu şekilde oluyor…

 “Yazın nerede kaldı?”

“Hadi daha gelmedi” 

Tatlı sert uyarılarılarının ardından içimdeki ses “Hay bir kunduz…”diyor

Akşama yazı elinde Tunç, söylemleri içerisinde kendime ilham konusu ararken;

‘Nazım Hikmet ve Kadınları’ konulu bir yazıya denk geldim. Eril Eril konuşan erkek cinsini bir masaya yatıralım istedim.

Nazım’ın Kadınları…

Büyük Şair ve Komünist Nazım Hikmet’in şairliği ve komünist kimliğini eleştirmek haddimiz olmayacağı gibi sanatçı kimliğini ve düşüncelerini öperek başımın üzerine koyuyor, sevgi ve saygı ile avuçlarının içini öpüyorum. Ama… O can yakıcı eril halleri yok mu?

Gökyüzü mavisi gözleri ile kadınların kalplerine buse konduran, kızıl güller açtıran… 

Evlerden ırak…

Nazım Hikmet; sanatçı bir ruhun da getirisi olarak Kadın’ın varoluşundaki o zerafete tutkun ki aşka aşık ve birazda hercai bir beyefendi. Kendisi havada uçan karada kaçan güzel ve biraz da çarpıcı bir kadın gördüğünde aşık olmak için kalbinin kapılarını sonuna kadar açar ve her aşkını büyük bir tutku ile yaşarken aynı hakkı ressam olan annesi Celile hanıma tanımamıştır. Uzun zamandır,  dostlar ile bir araya geldiğimizde bu konuyu açmaya ve üzerinde düşünmeye başladığımı fark ettim.

Nazım Hikmet’in annesi Celile hanım…

Çok özel eğitimlerden geçerek kendi kuşağının diğer ressamları gibi portreler üzerine yoğunlaşır. Şair Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet bey ile evlenir. Nazım Hikmet dünyaya gelir. Celile Hanım, şiddetli geçimsizlikten dolayı Hikmet Beyden ayrılmak üzere olduğu sıralar ünlü şair Yahya Kemal ile tanışır ve onunla büyük bir aşk yaşar. Nazım Hikmet ‘e şiir hocalığı da yapan Yahya Kemal, Nazım Hikmet’in de bu aşka şiddetle karşı çıkması nedeni ile büyük aşkı Celile hanım ile evlenmez. Celile hanım da yurt dışına gider. Annesi ve babasının ayrılmasını kabullenemeyen Nazım Hikmet, annesi Celile hanım’ın hocası olan Yahya Kemal’e aşık olmasını hiç kabullenemez. Ey havada uçan karada kaçan anasının koynundan kız kaçıran Nazım Hikmet demezler mi adama?

Nuzhet Hanım, Kalbimin Kızıl Saçlı bacısı dediği Piraye , Semiha Berksoy, Münevver hanım, Galina ve Vera derken… Bir aşkı sonlandırmadan, başka bir aşka yelken açan, her aşkında bir öncekini özleyen, aşkını yaşamak için Vera’nın kocasından ayrılmasını bekleyen Sen değil misin? Kendine aşk ta sınırsız özgürlük isterken, annesi  Ressam Celile hanıma ve öğretmeni Yahya Kemal’e aşk konusunda tavır alan, karşı çıkan sen değil misin?

Öptük seni başımıza koyduk büyük üstad Nazım Hikmet… Ardında kalbi kırık bir kadın ordusu bıraksan da biz seni çok seviyoruz. Günahın vebalin kendi boynuna…

Tanrı kadınları şairlerden korusun.