Son Mühür- Jeofizik Yüksek Mühendisi ve deprem bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı çarpıcı açıklamayla Balıkesir'in Sındırgı ilçesindeki deprem riskine dikkat çekti. Son üç ayda yaşanan iki büyük deprem sonrasında Sındırgı'nın acil önceliklendirilmesi gerektiğini belirten Ercan, özellikle zemin açısından riskli bölgelerde hemen yapı yasağı ilan edilmesi çağrısında bulundu. Ercan'a göre, bölgede oluşan toplam kırık boyu ve beklenen sarsıntı senaryoları, Sındırgı için büyük bir tehlike arz ediyor.
İki deprem, tek kırık gücü: Potansiyel büyüklük M6,7
Prof. Dr. Ercan, Sındırgı'da son üç ay içinde meydana gelen, her ikisi de M6,1 büyüklüğündeki iki depremin yarattığı etkiyi analiz etti. Bu iki deprem sonucunda yer kabuğunda oluşan toplam kırık boyunun yaklaşık 33 kilometreye ulaştığını belirten Ercan, bu uzunluktaki bir kırığın tek bir depremde oluşması durumunda, sarsıntının büyüklüğünün teorik olarak M6,7 seviyesinde olacağını vurguladı. Ercan, Sındırgı'nın deprem eşik değerinin M6,2 civarında olduğunu hatırlatarak, böyle bir sarsıntının ilçenin büyük bir bölümünün (tahmini $\frac{2}{3}$'sinin) göçmesine neden olabileceği yönünde kritik bir uyarıda bulundu.
Eski bataklık ve göl alanlarına dikkat: Hasar kritik boyutta
İlçe genelindeki hasar tespitlerine de değinen Ercan, özellikle Balıkesir yolu ile Akhisar yolu üzerindeki yapıların büyük hasar aldığını belirtti. Hasarın yoğunlaştığı bölgelerin ise eski bataklık alanları ve eski göl alanları olduğunu bilimsel verilerle ortaya koydu. İlk depremde hasar alan ve zayıflayan yapıların, ikinci depremle birlikte ya yıkıldığı ya da yıkılma eşiğine geldiği ifade edildi.
Prof. Dr. Ercan, bu riskli zeminlere sahip alanların acilen sınırlandırılması ve buralarda yapı yasaklı bölge ilan edilmesi gerektiğini belirtti. Bu bölgede ikamet eden vatandaşların derhal TOKİ benzeri sağlam zeminlerde inşa edilecek konutlara taşınmasının zorunlu olduğunu ekledi.
Deprem sonrası atılması gereken acil bilimsel adımlar
Ercan, Sındırgı'da hemen başlatılması gereken bilimsel çalışmaları da maddeler halinde sıraladı. Kentin gelecekteki güvenliği için ivedilikle;
• Jeofizik ölçümlerin başlatılması,
• Rezonans ölçümleri ile yeraltı katmanlarının davranışının belirlenmesi,
• Depremde kentin yer davranış haritasının çıkarılması,
• Zemin dayanım haritalarının oluşturulması ve
• Yeraltı suyu derinliğinin haritalanması gerektiğini belirtti.
Bunlara ek olarak, iki büyük depremin yarattığı hasarın derecelendirme haritasının hızla çıkarılması, riskli yapı stokunun tespiti açısından büyük önem taşıyor.
Demirci’ye uzanan kırık hattı yeni bir tehlike mi?
Mevcut depremlerle oluşan yer kırığının Demirci ilçesine doğru uzandığı bilgisine de değinen Ercan, bu uzantıda yeni bir depremin kesin olarak yaşanıp yaşanmayacağını söylemenin mümkün olmadığını kaydetti. Ancak olası bir senaryoda, bu kez Sındırgı'da çok az sayıda evin ayakta kalabileceği ve Demirci ile çevre köylerin de büyük risk altına gireceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ercan, art arda yaşanan sarsıntıların ardından Sındırgı'nın "hayalet kent" görünümünde olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu bölgeye büyük bir öncelik vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.





