Son Mühür- Telegram hesabından bir açıklama yapan Paşinyan, “Kamu-siyasi alanda küfür ve dolaylı hakareti durdurarak yalnızca medeni, saygılı ve kanıtlanmış gerçeklere dayalı tartışmalara geçelim” ifadelerini kullandı. Başbakan, bu kapsamda 1 Temmuz’u “uzlaşının başlangıcı” olarak önerdiğini belirtti ve kendi adına 5 Temmuz’a kadar hakaret içeren ifadeler kullanmama taahhüdünde bulundu.
Siyasi gerilim yüksek

Paşinyan’ın açıklaması, ülkede siyasi gerilimin yükseldiği bir döneme denk geldi. Son günlerde Ulusal Güvenlik Servisi'nin (AAS) Ermeni Patrikhanesi’ne yönelik operasyonları ve bazı din adamlarının gözaltına alınması kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Başpiskopos Mikael’in gözaltına alınması, halk arasında suçlamaların uydurma ya da abartılı olduğu yönünde tepkilere neden oldu.
Önümüzdeki günlerde, Başpiskopos Bagrat ve Mikael’e destek için çeşitli gösterilerin düzenlenmesi beklenirken, Paşinyan’a yönelik eleştirilerin ve hakaret içerikli ifadelerin artabileceği belirtiliyor.
Siyasi hesap mı, önleyici savunma mı?
Bazı siyasi yorumcular, Paşinyan’ın bu önerisini 2026 yılında yapılması planlanan genel seçimler öncesi kendisine yönelen sert eleştirileri ve hakaretleri yumuşatma girişimi olarak değerlendiriyor. Ancak karşıt görüşlere göre, Paşinyan geçmişte küfürlü söylemlerde rakiplerine fark atacak düzeyde sert ifadeler kullanmış olduğundan bu yorumlar gerçekçi değil.
Bir başka görüş ise Başbakan’ın halkı öfkelendirecek yeni bir planı hayata geçirmeye hazırlandığı ve “hakaret moratoryumu” çağrısıyla kamuoyundaki olası tepkilere karşı bir tür ön savunma geliştirmeye çalıştığı yönünde.
Meta’nın etkisi gündemde
Konuyla ilgili dikkat çeken bir başka analiz, Paşinyan’ın bu çağrısının arkasında Ermeni kamuoyunu yatıştırma çabası değil, sosyal medya platformu Meta’nın (Facebook) baskısının olabileceğini öne sürüyor. İddiaya göre Paşinyan’ın bir paylaşımı Meta tarafından kaldırılmış, ardından platform kendisine sayfanın askıya alınabileceği yönünde bir uyarıda bulunmuş. Bu gelişmenin ardından Paşinyan’ın kamuoyuna yönelik “hakaretsiz siyaset” açıklaması yaptığı düşünülüyor.





