Afyon Kocatepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Jeoteknik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Süleyman Gücek, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos ve 27 Ekim’de meydana gelen depremler sonrasında oluşan hasarın temel nedeninin, “2000 yılı öncesinde yapılan ve mühendislik hizmeti bulunmayan yığma yapılar” olduğunu açıkladı.
Deprem sonrası gönüllü çalışma
İlçedeki iki büyük depremin ardından sahadaki incelemelere gönüllü olarak katıldığını belirten Gücek, can kaybı yaşanmamasının en önemli teselli olduğunu ifade etti. Gücek, “Her iki depremde de Sındırgı’daydık. Vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi.
724 bina İlk sarsıntıda ağır hasar aldı
10 Ağustos’ta meydana gelen depremin ardından hazırlanan raporlara değinen Gücek, toplam 724 binanın yıkık ya da acil yıkılması gereken durumda tespit edildiğini söyledi. En ağır hasarın, fay hattına yakın, alüvyon zeminli ve yığma yapıların yoğun olduğu bölgelerde görüldüğünü belirtti.

İkinci depremde hasar tablosu genişledi
27 Ekim’de yaşanan ikinci depremin de yapıları olumsuz etkilediğini aktaran Gücek, “Bu kez 500’den fazla bina ağır hasarlı veya yıkık olarak kayıtlara geçti. Bu yapıların yaklaşık yüzde 91’i, 2000 yılı öncesi ve mühendislik hizmeti alınmadan yapılan yığma evlerden oluşuyor. Her iki depremde ağır hasarlı bina sayısı 1250’ye yaklaştı” dedi.
İlk tespitler olası felaketi önledi
Gücek, ilk deprem sonrası hızla gerçekleştirilen hasar tespitlerinin ikinci depremde olası bir felaketin önüne geçtiğini belirtti. “Ağır hasarlı yapıların tahliye edilmiş olması büyük bir tehlikeyi engelledi. Bakanlığın zamanında müdahalesi kritik rol oynadı” ifadelerini kullandı.
Türkiye genelinde eski yapılar risk oluşturuyor
Türkiye’de 2000 yılı öncesi yapı stokunun yüksek risk taşıdığına dikkat çeken Gücek, kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Modern yönetmeliklere uygun binaların depremlerde neredeyse hiç zarar görmediğini, yanlarındaki eski yapıların ise yıkılabildiğini söyledi.
Zemin yapısı hasarı büyüttü
Sındırgı’daki yapıların büyük bölümünün yığma ve alüvyon zemin üzerinde bulunduğunu ifade eden Gücek, bu durumun hasarın geniş bir alana yayılmasına neden olduğunu belirtti.
Doç. Dr. Gücek, değerlendirmesini “Tüm ilçe halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Benzer afetlerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum” sözleriyle tamamladı.





