Sinan Cemgil, Türkiye’nin 68 kuşağının önde gelen devrimci liderlerinden biri olarak tarihe geçti. Marksist-Leninist ideolojiye bağlı Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) kurucularından olan Cemgil, ODTÜ’deki öğrenci hareketlerinde öncü rol oynadı ve anti-emperyalist mücadeleleriyle tanındı. 27 yaşında Nurhak Dağları’nda hayatını kaybeden Cemgil’in kısa ama yoğun yaşamı, hem ailesinin hem de dönemin siyasi atmosferinin izlerini taşıyor.

Cemgil’in hikayesi, entelektüel bir aileden gelen bir gencin, rahat bir hayat yerine halk için mücadele yolunu seçmesiyle şekillendi. 31 Mayıs 1971’de Nurhak’ta öldürüldü, ancak mirası devrimci hareketlerde yaşamaya devam ediyor. Peki, Sinan Cemgil’in yaşam öyküsü nasıl gelişti, hangi olaylar onu bir sembol haline getirdi ve ölümü nasıl gerçekleşti? İşte detaylar.

Sinan Cemgil kimdir?

Sinan Cemgil, 15 Kasım 1944’te İstanbul’da doğdu. Öğretmen olan Adnan ve Nazife Cemgil çiftinin ikinci oğlu olan Cemgil, köklü bir aileden geliyordu. Annesinin dedesi Erzurumlu Cemal Bey, Kurtuluş Savaşı’nda Muğla’dan Kuvâ-yi Milliye başkanı olarak mücadele etti. Babası Adnan, 1950’de Türk Barışseverler Cemiyeti’nin Kore Savaşı’na asker gönderilmesini protesto ettiği için hapse atıldı; annesi Nazife ise aynı dava nedeniyle Yozgat’a sürgüne gönderildi. İtalyan Lisesi’nde lise öğrenimini tamamlayan Cemgil, 1964’te ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ne girdi. İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca bilen, entelektüel birikimiyle “Sinan Hoca” lakabını kazanan Cemgil, ODTÜ’de “Hocam” hitap geleneğini başlattı.

Sinan Cemgil

Yaşam öyküsü ve siyasi mücadelesi

Cemgil, ODTÜ’de Sosyalist Fikir Kulübü’nün (SFK) kuruluşuna katıldı ve bir süre başkanlığını yaptı. Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye oldu, ancak partinin reformist çizgisini eleştirerek 1969’da istifa etti. 1965’te arkadaşlarıyla Dönüşüm dergisini çıkardı ve dergi satarken gözaltına alındı. 1968 ODTÜ boykotu ve 1969’da ABD Büyükelçisi Robert Komer’in arabasının yakılması gibi eylemlere liderlik etti. 1967’de Muş’un Korkut ilçesinde ODTÜ kafilesiyle ilkokul inşa etti ve halk kültürü üzerine araştırmalar yaptı; bu süreçte “Çift Jandarma” türküsü popüler oldu.

1970’te Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve diğerleriyle THKO’yu kurdu. Cemgil, şehir gerillası eylemlerinde yer aldı ve anti-emperyalist bir mücadele çizgisi benimsedi. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Ankara’dan ayrılarak Nurhak Dağları’na geçti. Burada THKO’nun gerilla kampını kurdu ve Kürecik Radar Üssü’ne baskın planladı.

Ölümü ve mirası

31 Mayıs 1971’de, Adıyaman Gölbaşı’na bağlı İnekli (Yeşilova) Köyü muhtarının ihbarı üzerine Cemgil ve arkadaşları kuşatıldı. Nurhak Dağları’nda jandarmayla çıkan çatışmada, Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan öldürüldü. Cemgil’in sırt çantasından dört kitap ve bir kuru soğan çıktı. Naaşını almaya gelen annesi Nazife, köylülere, “Bu oğlum Sinan, sizi sevdiği için öldü” dedi. Babası Adnan ise, “Oğlum yüksek mühendis olacaktı, ama sizin iyiliğiniz için öldü” sözleriyle halka seslendi. Cenazesi 10 Haziran 1971’de Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Cemgil’in ölümü, 68 kuşağının devrimci ruhunu simgeledi. “Sinança” adlı kitapta eşi Şirin Cemgil tarafından anıları anlatıldı. X’te bir kullanıcı, “Sinan Cemgil, halkı için ihbar edildiği köylüler tarafından öldürüldü” yorumuyla onun trajik sonunu vurguladı.

Kaynak: Haber merkezi