Siloam Yazıtı, Kudüs’teki yaklaşık 2700 yıllık Siloam Tüneli’nde bulunan, paleo-İbranice alfabe ile yazılmış antik bir taş metni. M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen yazıt, Yahuda Krallığı döneminde (Kral Hezekiya devri) şehrin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan, kayadan oyularak açılan Siloam Tüneli’nin mühendislik ve tamamlanma sürecini anlatır. Bu yapı, hem arkeolojik hem de filolojik olarak bölgedeki en eski ve en uzun antik İbranice yazıt olarak kabul edilir. 1880’de Kudüs’te bulunup aynı yıl İstanbul’a getirilmiş, halen İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Siloam yazıdı nedir, ne yazıyor?
Siloam Yazıtı, iki uçtan kazı yapan işçilerin ortada nasıl buluştuğunu, tünelin nasıl tamamlandığını ve suyun kaynaktan şehir surları içindeki havuza nasıl aktarıldığını detaylı biçimde anlatır. Metinde, işçilerin kazı boyunca birbirlerinin sesini duyarak birleşmeye yaklaştıklarından ve tünel kazılıp suyun havuza ulaştığı anın bir mühendislik başarısı olarak kayda geçmesinden bahsedilir. Yazıtın İbranice metni, arkeoloji ve dil bilim açısından çok değerli; Fenike alfabesinin bölgesel bir varyantı olan Paleo-İbranice ile yazıldığı için İbranice dilinin evrimi açısından da önemli bir belgedir.

Yazıttan örnek:
“... Kazılar birbirine doğru ilerlerken, sesler duyuldu; tünelin iki ucu birleşti ve su kaynaktan havuza aktı. İşçiler başlarının üstündeki kayaları kazarken, ortada buluştular...”
(Yaklaşık altı satırlık metin, tünel kazısının iki taraftan başladığını, tam ortada birleşildiğinde suyun aktığını kayda geçiriyor.)
İsrail neden istiyor?
İsrail devleti, Siloam Yazıtı’nı hem arkeolojik hem de siyasal ve kültürel nedenlerle Türkiye’den yıllardır talep ediyor. Bu yazıt, Kudüs’te binlerce yıl öncesine dayanan Yahudi varlığının somut ve fiziki kanıtı olarak sunuluyor. Modern İsrail’in temel arkeolojik sembollerinden biri sayıldığı için, yazıtın iadesi Yahudi kimliğinin ve Kudüs’teki tarihsel köklerin uluslararası düzeyde tescili anlamı taşıyor. İsrail, bu eserin “Yahudilerin Kudüs’teki en eski ve en önemli yazılı mirası” olduğunu vurgularken, birçok kez diplomatik girişimde bulundu ve yazıtı Türkiye’den geri istedi.
Türkiye ise, yazıtın Osmanlı döneminde yasal yollarla İstanbul’a getirildiğini ve Türkiye’ye ait uluslararası bir miras statüsünde olduğunu savunuyor; eser şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sıkı güvenlik altında korunuyor.
Son dönemde İsrail’in kamuoyunda bu eserin geri alınmasını isteyen kampanyaları ve siyasal liderlerin açıklamaları nedeniyle Siloam Yazıtı, iki ülke arasında tartışmalı bir kültürel miras ve tarihsel kimlik sembolü haline geldi.





