Son Mühür / Erkan Doğan - Eğitim-İş Kemalpaşa Temsilciliği tarafından Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve şehit öğretmenler anısına düzenlenen ‘Öğretmenler Günü Müzik Dinletisi’nde gözyaşları sel oldu.

Karanlığa ışık olan, eğitim can veren öğretmenler

Etkinliğin açılışında konuşan Eğitim-İş Kemalpaşa Temsilcisi Salih Topuk, “Biz bu programı “Ay yıldızlı al bayrağın dalgalandığı her yer benim vatanımdır; Orada yaşayan her çocuk benim de çocuğumdur; Okumak, öğrenmek, aydınlanmak o çocukların da hakkıdır; Devlet beni bunun için yetiştirdi.” diyerek; Yurdun en ücra köşelerine aşkla koşan; Ama bir gün köyü basılıp kimi sofrasında elinde bir dilim ekmekle; Kimi sınıfında elinde bir tebeşir ile; Kimi bebeğinin beşiğinin başında elinde bir biberon ile şehit edilen öğretmenlerimizin anısını yaşatmak için hazırladık. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu önderi, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ü ve mücadele arkadaşlarını; Bizler bu topraklarda rahat yaşayalım diye, kendi yaşamlarını feda eden tüm şehitlerimizi; Cumhuriyetin açtığı aydınlanma yolunda karanlığa ışık olan, eğitime CAN veren tüm Şehit öğretmenlerimizi saygı, sevgi, minnet, ve özlemle anıyoruz. Biz şehitlerimizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü onlar bu topraklar için, bu millet için, bu bayrak için, bu cumhuriyet için bedel ödediler. Hem de o bedeli canlarıyla ödediler. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Işıklar içinde yatsınlar” dedi.

Ogretmen Sehit

Şehit öğretmenler konuşursa…

Programda terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Şenol Atar, Neşe Alten, Rüstem Şen, Necmettin Yıldız ve Aybüke Yalçın’ın şehit olmadan önce yaşadıkları temsili olarak öğretmenler tarafından anlatıldı. Belgeselin gösterimi sırasında, salondaki öğretmenler gözyaşlarını tutamadı. Gecede öğretmenlerden oluşan koro, bir müzik dinletisi sundu.

Ben Şenol Atar benim sonsuzluk hikayem...

“Biz eğitime can veren şehit öğretmenleriz .Ben Şenol Atar, benim sonsuzluk hikayem. 1987 yılında başlar. Kimsenin güvenle ayak basmadığı topraklarda yapıyordum görevimi. İlk görev yerim olan Şırnak Yoğurtçular köyündeydim. Öğrencilerimi okuyan çalışan soran sorgulayan bilime inanan bireyler olarak yetiştirmeye çalışıyordum. Benim hikayem ömrümün baharında kaldığım okul lojmanını kuşatan teröristlerin kurşanlarıyla sona erdi. Benim gibi onlarca öğretmenin hikayesini kaldığı yerden devam ettirmek için canını siper eden nice vatan evladı, nice şehit öğretmen geldi geçti bu topraklardan. Bazen hatırlandık, şehadet günümüzde anıldık, çoğu zaman da unutulduk adımız bile anılmaz oldu”

Ogretmen-16

Babamı gözümün önünde vurdular…

“Ben Neşe Alten. Atamam yapılınca memleketim Tekirdağ’dan Diyarbakır Bismil’e görev aşkıyla gitmiştim. 21 yaşındaydım. Ailem ve arkadaşlarım ‘oralarda öğretmenlik yapmak çok tehlikeli’ diyerek gitmemi istememişti. Ama ben gittim. Çünkü oradaki çocuklar da öğretmen bekliyordu. Virane bir yapıya dönen okul binasını kendi imkanlarımızla babamla birlikte tamir ettirdik. Öğretmenliğimin 25. günüydü. 26 ekim 1993. O gece kapımız çaldı. ‘Köydeniz Neşe öğretmene bir şey soracağız’ dediler. Gözümün önünde babamı vurdular. ‘Burayı hiçbir öğretmen girmeyecek’ demedik mi diye bağırarak beni saçlarımdan tutup yerlerde sürükleyerek köyün dışına çıkardılar. Feryadımı, figanımı duyup hiçbir Allah’ın kulu yardımıma gelmedi. Beş mermi sol göğsüme, 5 mermi sağ göğsüme girdi. Hayat ışığımı orada söndürdüler. Ama aydınlanma yolunda benim yerimi dolduracak benim gibi binlerce öğretmenin yürüyeceğini düşünemediler”

Muhabir: Erkan Doğan