Bektaş, 1912’de Şarköy açıklarında meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremin kırığının Orta Marmara Çukuru’nda, bu yıl Silivri açıklarında yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ise Çekmece önlerinde sonlandığını hatırlattı. Her iki durumda da fay kırığının İstanbul’a doğru ilerleyişini durduran faktörün fay sürünmesi olabileceğini ifade etti.
“Creep” nasıl çalışıyor?
Bektaş, “Creep (fay sürünmesi), önündeki deprem kırığının ilerlemesini engelleyerek gerilimi arkasındaki fay segmentine aktarır” sözleriyle mekanizmanın işleyişini açıkladı. Bu davranışın, Ana Marmara Fayı’nın belirli bölgelerinde de gözlemlendiğini vurguladı.
1766 İstanbul depremine atıf

Uzman isim, tartışmalı 1766 İstanbul depremine de değindi. Bektaş, bu depremin ardından bölgedeki fay segmentinin kilitli kaldığını ve günümüze kadar benzer bir gerilimi biriktirmiş olabileceğini söyledi.
Kuzey Anadolu Fayı’ndan örnekler

Bektaş, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 1943’te meydana gelen Destek (M7,6) ve 1944’teki Gerede (M7,3) depremlerinin ardından fayın kilitli durumdan çıkarak sürünme davranışına geçtiğini hatırlattı. Bilimsel verilerin Ana Marmara Fayı’nda da benzer bir tabloyu desteklediğini belirtti.
Ana Marmara Fayı’nda sürünme izleri
Bilim insanı, “Ana Marmara Fayı’nın bazı bölümlerinde sürünme gözlemlenmiştir” diyerek, bu mekanizmanın olası büyük İstanbul depremine dair tartışmalarda dikkate alınması gerektiğini dile getirdi.





