CHP lideri Özgür Özel, Doğanşehir'deki halk buluşmasında belediye yönetiminin güçsüzlüğünü vurgulayarak, şehrin kendi imkanlarıyla ayağa kalkamayacağını dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin desteğine ihtiyaç olduğunu belirten Özel, Malatya'daki depremzedelerin sorunlarını gündeme getirerek hükümetin vaatlerini yerine getiremediğini ve kira yardımlarının devam etmesi gerektiğini savundu. Ekonomik adalet talebiyle zenginlerin vergi ayrıcalıklarına karşı çıktı ve milletin kaynaklarının doğru kullanılması gerektiğini vurguladı. Tütün üreticilerinin yaşadığı zorlukları da eleştiren Özel, hükümetin çok uluslu şirketlerle ilişkilerini sorguladı ve adaletsiz uygulamalara karşı çıkacağını ifade etti. Siyasette şiddet ve kavganın yerine akıl ve vicdanla hareket edeceklerini vurgulayan Özel, partisinin sorumluluklarını ve mücadelelerini sürdüreceğini belirtti.

CHP lideri Özel, Malatya'da yaptığı konuşmada şehirde sokakta yaşayan 100 depremzedenin 93'ünün durumuna dikkat çekerek, "Türkiye’nin en büyük direnişini kira yardımı için başlatacağım. Sana depremzeyi ezdirmeyiz" dedi. Ayrıca normalleşme sürecine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu ve Kayseri'deki saldırı için "Acizlik" ifadesini kullandı.
 

CHP lideri Özgür Özel’in Doğanşehir’deki halk buluşmasında yaptığı konuşmasından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

“Hep birlikte el birliğiyle Doğanşehir Belediyesi'ni de kazandık. Belediye başkanımız ‘Doğanşehir'i ayağa kaldıracağız’ dedi. Tabi gönül ister bu olsun. Ama belediyenin gücü hele hele büyükşehir yoksa, Doğanşehir Belediyesi'nin gücü Doğanşehir'i ayağa kaldırmaktan çok uzakta. Bunun için Malatya'nın bütün milletvekillerinin seferber olması lazım. İktidar, muhalefet ayrımının ortadan kalkması lazım. Doğanşehir Belediyesi'nin imkanlarıyla Doğanşehir ayağa kalkmaz. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imkanlarıyla Doğanşehir de ayağa kalkar, Malatya da ayağa kalkar. Yeter ki siz kimden yana olduğunuzu gösterin.

"Emekliye açlığa mahkum ederek, aç kal demekle olmaz"

Bakın biz Türkiye'de siyasette normalleşme istiyoruz. Normalleşme demek, normal davranmak demektir. Kurallara uygun davranmak demektir. Hukukun üstünlüğüne inanmak, anayasaya bağlı kalmak demektir. Seçimi kaybedince kabullenmek, tebrik etmek demektir. Sopalarla saldırınca normalleşme olmaz. Ankara'nın ortasında bir siyasi cinayetin kanını yerde bırakmakla olmaz. Emekliye on bin lira vererek, açlığa mahkum ederek, aç kal demekle olmaz. Asgari ücretliye seçimden önce dört kez yılda zam yapacağım deyip, seçimden sonra yapmamakla olmaz.

"Sizin sesinizi Türkiye'ye duyuracağız"

Siyaset taraf olma işidir. Siyaset öncelik belirleme işidir. Sen eğer zengin müteahhitlerden yanaysan, sen yandaşlardan yanaysan, beşli çetelerden yanaysan, işte Doğanşehir, viranşehir olur kalır. Ama sen gerçekten bu insanları seviyorsan biz elimizi uzatıyoruz. Gelin Doğanşehir'i hep birlikte ayağa kaldıralım. Ama burada umudum biraz kırık. Geçen sene deprem oldu. 650 bin konut sözü verdiler. Malatya'ya verdikleri konut sözü 103 bin. ‘Bir yılda yapıp vereceğiz’ dediler. Ama ama maalesef bir yılın değil, bir buçuk yıl neredeyse oluyor, 103 bin konuttan sadece Malatya’da sadece 7 bin 881 konut yapıldı. 100 kişiden 93’ü çadırda, 93’ü konteynerde. Biz CHP olarak iktidara diyoruz ki bu ay kira yardımı bitiyor. Evler bitmediğine göre kira yardımı da bitemez. Ama Mehmet Şimşek diyor ki ‘para yok’, Recep Tayyip Erdoğan diyor ki ‘para yok’. Buradan sesleniyoruz. Para var, kaynak var. Yeter ki doğru yere harcayın. Ve Doğanşehir'den bir kez daha çağrı yapıyoruz. Evler teslim edilene kadar kira yardımı etmek zorundadır. 30 Haziran'da Kocaeli'nde, emeğin başkentinde Gebze'de hem asgari ücrete zam için hem emekli maaşları için hem de çiftçinin hak ettiği için hep birlikte ‘Geçinemiyoruz Mitingi’ yapacağız. Sizin sesinizi Türkiye'ye duyuracağız.

"Milletin parasını millete harcamalarını savunuyoruz"

Geçen yıl zenginler parasını döviz yapmasın, Türk Lirası’nda tutsun, döviz fırlayıp hükümeti seçim üstü zor durumda bırakmasın diye Kur Korumalı Mevduat’ı icat ettiler. Hepimizin cebinden 1.2 trilyon lira Kur Korumalı Mevduat’a para ödediler. Oysa sizin istediğiniz tarımdaki yani Malatyalı kayısı üreticisinin, Manisalı üzümcünün, Ordu’da, Giresun’da, Sinop’taki fındıkçının, Rize’deki çaycının, Antalya'daki narenciye üreticisinin, Adana'daki pamuk üreticisinin sıkıntısını çözmek için bu paranın yarısı yetiyordu. Bir avuç zengine verdiklerinin yarısı hepimize yetecek. Ekonomi zorda, paramız yok yalanına inanmayın. Zordaysa senin yüzünden zorda. Para var ama verdiğin yer yanlış. Biz CHP olarak milletin parasının, millete harcanmasını, sizlere harcanmasını savunuyoruz. Onun için vergide adalet diyoruz.

"Bu hükümet karşısına tütün kartellerini almaya korkuyor"

Bugün milletin barınma sorunu var. Biz adalet dedikçe bunlar yine kıvırmaya, gerçek vergi alınacak yerlerden almak yerine, yine size kemer sıktırmaya, yine sizin sırtınıza binmeye devam ediyorlar. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ben çok mücadele gördüm ama en büyük mücadelelerden ve muhalefetin zorluklarına rağmen en başarılı mücadelelerden bir tanesini sizin de ana geçim kaleminiz olan tütün üreticileri içindeyken gördüm. Tütünü ekmek serbest ama satmak yasak. Yolda yakalanınca ağır vergiler var. Dünyanın en güzel tütünü, karıştırmadan içilen, sarmalık tütünü. Tek başına tüketilebilen bu tütünün düşmanı kim biliyor musunuz? Bu tütünün düşmanı dünya devi şirketler. Bu hükümet karşısına Philip Morris’i almaya, British American Tobacco’yu almaya korkuyor. Bu hükümet karşısına çok uluslu tütün kartellerini almaya korkuyor, onları almayınca Doğanşehirlileri, Adıyamanlıları karşısına almaktan korkmuyor. Sizi küçük görüyor, hor görüyor. Tütün üreticisine hapis getirenlere, ekmeğini kazanan, çocuğunu geçindiren tütün üreticisini hapisle ve ağır para cezasıyla tehdit edenlere yazıklar olsun. Tütün üreticisini karşısına alan şunu bilsin; daha önce önce milletvekillerimiz sahip çıktı, yine çıkar. Tütün üreticisinin ihtiyacı olursa Genel Başkan Özgür Özel gelir, o yolu onlarla kapatır ve haklarını alır.

"Müzakere edeceğiz ama sonuna kadar mücadele edeceğiz"

38 bin nüfuslu Doğanşehir’in 50 milyon lira borcu var. Belediyeler eskisi gibi değil. Yetkilerini ellerinden aldılar, borçlandırdılar. Yönetirken kötü yönettiler, perişan halde kaldı.  Belediye başkanımızın arkasındayım. Türkiye Belediyeler Birliği’nde, sosyal demokrat belediyelerin varlığında elimizden ne gelirse bu belediye için çalışacağız. Bugün siyasette artık gündemi CHP  belirliyor. Seçimlere 20 gün vardı. Gündemi bir elimize aldık, bir daha da bırakmadık. Kimseyle kavga niyetinde değiliz. Kavga edenler oldu. Canınız sağ olsun dedik. Küfür edenler oldu. Duymazdan geldik. Ne derlerse desinler, gerçek sorunları konuştuk. Böyle de yapmaya devam edeceğiz. Adına normalleşme diyorlar. Elbette el sıkışacağız, konuşacağız, müzakere edeceğiz ama sonuna kadar mücadele edeceğiz.

"Biz kavgayı, gözyaşını geri getirmeyeceğiz"

Bir partinin içindeki iki yönetici, işi baltalamak istiyor. Sinan Ateş cinayeti konuşulmasın istiyorlar. CHP ile normal ilişkiler kurulmasın istiyorlar. Arayın dedim MHP’nin Grup Başkanvekilini... Gece 12’de konuştuk. Cevap vermeyeceğiz dedik. İntikam almayacağız ama bu rezillere de sahip çıkmayın dedik. Biz siyaseti elimizdeki mikrofonla, aklımızla, vicdanımızla yapıyoruz.  Siyasete kurşunu, kanı karıştırmaya çalışanları kınıyorum. Buradan bütün örgütüme sesleniyorum. Sözüme kıymet veren Cumhuriyet Halk Partililere, Türkiye ittifakında olanlara, bize oy veren 17,5 milyona, sözüme kıymet veren herkese sesleniyorum. Biz siyasete, şiddeti, kavgayı, gözyaşını geri getirmeyeceğiz.”

Kaynak: Haber Merkezi