Son Mühür- Posta gazetesine verdiği söyleşide kendisine yöneltilen “Yapay zekaya çok olumlu bakanlar da var. Siz kesinlikle katılmıyor musunuz?” sorusunu yanıtlayan Bayülgen, bu teknolojinin günlük hayata kontrolsüz entegrasyonuna karşı çıktı. Bayülgen, “Yapay zeka, insanın kendi başına bela ettiği ticari bir buluş. Sanki buna müthiş bir ihtiyacımız varmış gibi bir algı yaratıldı. Tıp ve bilimsel araştırmalar dışında gerekli değil” dedi. Konuşmasında dijital bağımlılığı da hedef alan sanatçı, “15 saniyede bir cep telefonuna bakmak zorunda olan bir insan, bir aptal değildir de nedir?” ifadelerini kullandı.
“Sokakta zombilerle yürüyoruz”
Gösterimi süren Drakula adlı tiyatro oyunundan da söz eden Bayülgen, çağın insan profiline dair sert eleştirilerde bulundu. “Sokaklarda zombilerle yürüyoruz, metroya bindiğimde karşımda zombiler var. Call center’larda, kahvecilerde zombilere denk geliyorum. Sanatçı bile ‘bana alkış tutun’ peşinde” diyen Bayülgen, sanat anlayışının yozlaştığını belirtti.
“Kimseye yaltaklanmıyorum”
Kendisine yöneltilen “Siz de dışarıdan kibirli görünüyorsunuz ama hiç öyle değilsiniz” yorumu üzerine Bayülgen, “Dışarıdan öyle algılanmamın nedeni ne biliyor musun? Çünkü kimseye yaltaklanmıyorum” diye konuştu.
“Yalnızlıktan korkmam, kalabalıkta yalnız hissederim”
Yalnızlık üzerine yöneltilen soruya ise Bayülgen, “Ben yalnızken kendimi yalnız hissetmiyorum. Kalabalıkta, insanlarla anlaşamadığımda yalnız hissedebilirim. Gürültüye ihtiyacım yok. Beni bomboş bir yere yalnız bırak, çok mutlu olurum” yanıtını verdi. Tatil anlayışına da mesafeli olduğunu belirten Bayülgen, “Tatil denen şey herkesin zıvanadan çıktığı bir tür cehennem” dedi.
“Telefonumun nerede olduğunu bile bilmiyorum”
Teknolojiyle arasındaki ilişkiye dair konuşan Bayülgen, günlük hayatında telefon kullanımı olmadığını belirtti. “İş dışında herhalde sıfır. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum. Çalarsa duyuyorum. Sadece tuvaletteyken Instagram’a giriyorum, o kadar” ifadelerini kullandı.
“Beni linçlediler çünkü tıklanmak istiyorlar”
Bayülgen, geçtiğimiz dönemde Cübbeli Ahmet ile yaptığı bir yayın sonrasında sosyal medyada uğradığı linç hakkında da konuştu. “YouTube yayıncılığı yapan gazeteciler bir anda bana hücuma geçtiler. Orada gazetecileri kastetmedim. Ama sadece YouTuber oldukları için tıklanmak uğruna kırıcı, saygısızca bir tartışma üretmek işlerine geldi” dedi.
“Kompleksli gazetecilik istemiyorum”
Kendisinden beklenenin konuklarına saldırgan ve kışkırtıcı sorular sorması olduğunu ifade eden Bayülgen, “Benim anladığım şu; herkes istiyor ki ben kimi konuk alırsam onu hemen tokatlayayım. Neden yapayım? Kutuplaşma üzerinden gazetecilik yapmak da politika gibi tehlikeli bir oyun. Ama bu da işimin bedeli” diyerek medyadaki linç kültürünü eleştirdi.





