Son Mühür- Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, Son Mühür Ankara Temsilcisi Dilek Ataseven Yüzer'e verdiği röportajda, Türkiye'nin Filistin politikasını, adalet sistemindeki sorunları, ekonomik krizi ve siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Karayalçın, Gazze'de yaşananlar için "soykırım" ifadesini kullandı ve diplomatik girişimlerin artık yetersiz kaldığını belirtti.
Filistin meselesinde TBMM'nin acil toplanması talebi
Karayalçın, CHP'nin Filistin için Meclis'in acil toplanması yönündeki talebini "çok doğru bir girişim" olarak nitelendirdi. Gazze'deki duruma dikkat çekerek, "İnsanlar eriyorlar, insanlar açlıktan ölüyorlar. Açlıktan ölen de var, mermiyle de ölen var, bombayla da ölen var, bir soykırım yaşanıyor orada" dedi.
Bu süreçte diplomatik girişimlerin anlamını yitirdiğini savunan Karayalçın, Dışişleri Bakanı'nın da bu yönde bir açıklama yaptığını hatırlattı. Yeni bir yöntem bulunması gerektiğini vurgulayan Karayalçın, TBMM'nin toplanarak bu konuda yeni öneriler sunmasını umduğunu ifade etti. Meclis'in toplantıya çağrılması için yeterli çoğunluğa sahip olduklarını ancak toplantının açılabilmesi için gereken 200 milletvekili sayısının sağlanıp sağlanamayacağından emin olmadığını dile getirdi.
"Belediyeciliğin en kara yılı"
Karayalçın, son dönemde yaşanan belediye başkanı tutuklamalarını ve özellikle Ekrem İmamoğlu'nun avukatlarının gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirdi. Bu durumu, Türkiye belediyeciliğinin 150 yıllık tarihinin "en kara, en kötü yılı" olarak değerlendirdi.
"Hiç kimse yargılanmadan muaf değildir doğal olarak. Herkes yargılanabilir" diyen Karayalçın, yargılamaların tutuksuz yapılması gerektiğini vurguladı. Mevcut yasalara uygun davranılmadığı için reformdan bahsetmenin anlamsız olduğunu belirterek, öncelikle yasaların ve anayasanın uygulanması gerektiğini savundu. "Reform ondan sonra düşünülecek olan bir şeydir" ifadelerini kullandı.
Ekonomik kriz ve erken seçim beklentisi
Artan yaşam maliyetleri, yüksek işsizlik ve enflasyon gibi ekonomik sorunların halkın iktidara bakışını olumsuz etkilediğini belirten Karayalçın, "Türkiye tarihinin en büyük şanssızlıklarından bir tanesi" olarak nitelediği mevcut durumu, "irrasyonel ekonomi politikalarının" sonucu olarak gösterdi. Rasyonel politikalara dönülmesi gerektiğini, ancak Mayıs 2023'ten bu yana istenen sonuçların alınamadığını ifade etti. Karayalçın, Türkiye'nin planlı döneme geri dönmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
CHP'nin son dönemdeki mitingleriyle halkta erken seçim umudu yarattığına dair soruya ise, "Anketler erken seçim isteğinin yüksek olduğunu gösteriyor" yanıtını verdi. Halkın geçim zorlukları nedeniyle erken seçim istediğini söyleyen Karayalçın, CHP'nin de bu isteğin "sözcüsü" olduğunu belirtti.
Siyasi uzlaşma ve demokrasi
Siyasi uzlaşma konusunda AKP ile anlaşabilecekleri konuların sınırlı olduğunu düşündüğünü söyleyen Karayalçın, "özellikle terörün durdurulması" gibi ülke yararına konularda uzlaşma olabileceğini ifade etti. Ancak Cumhur İttifakı'nın anayasa değişikliği teklifi gibi konularda uzlaşma taraftarı olmadıklarını belirtti.
Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde yapılması gereken reformlar hakkında ise mevcut anayasanın ve yasaların işletilmesi gerektiğini söyledi. Bunun ilk adım olması gerektiğini belirten Karayalçın, "Yaklaşımların ortaya konulması gerektiğini düşünüyorum. İstediğiniz sistem olsun, halkın doğrudan seçimin içinde yer alacağı bir sistem olması gerekiyor" dedi. Temsili demokrasinin bittiğini ve doğrudan demokrasiye geçilmesi gerektiğini savunan Karayalçın, bunun da öncelikle mevcut yasaların uygulanmasıyla mümkün olacağını vurguladı.





