Muğla’nın Dalaman ve Ortaca ilçelerinde yaşayan ve kökenleri 19. yüzyılda Mısır ve Sudan’dan gelen Afro-Türkler, bölgenin kültürel zenginliğinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Yaklaşık 2 bin kişilik bir nüfusa sahip olduğu belirtilen bu topluluk, hem aidiyetlerini hem de kimliklerini güçlü bir şekilde dile getiriyor. Topluluğun önde gelen isimlerinden Melek Dinçözden (53), siyahi bir kadın olarak milletvekili adayı olmayı hedeflediğini açıklayarak dikkatleri üzerine çekti.

Abbas Hilmi Paşa ve tren geçmeyen istasyonun mirası

Afro-Türklerin Muğla bölgesine yerleşimi, Osmanlı dönemine uzanan tarihi bir olaya dayanıyor. Tarihi kayıtlara göre, dönemin Mısır Valisi Abbas Hilmi Paşa, 1905 yılında Dalaman’daki Sarsala Koyu'na hayran kalmış ve bölgeyi geliştirmek amacıyla koydan ilçe merkezine kadar bir yol yaptırmıştır. Bu yolun iki kenarına, Mısır’dan getirilen okaliptüs ağaçları dikilmişti. Mülkiyeti 1874’te paşaya geçen arazilerde çalıştırılmak üzere, çok sayıda Mısırlı ve Sudanlı işçi bölgeye getirildi.

İlginç bir detay olarak, Abbas Hilmi Paşa’nın 1908’de yaptırmak istediği av köşkünün planlarının, Fransız mühendisler tarafından tren garı projesiyle karışması sonucu, Dalaman'da İzmir yerine "tren geçmeyen tek istasyon" olarak bilinen ikonik yapı inşa edilmiştir. Afrika’dan istasyonda ve paşanın arazilerinde çalışmak üzere getirilen bu işçilerin torunları, bugün Dalaman ve Ortaca’da yaşamlarını sürdürüyor. Topluluk üyeleri, genellikle Türk isimlerini (Melek, İbrahim, Mehmet, Ayşe, vb.) tercih ediyor.

"Siyahi kadın olarak var olduğumuzu dile getirmek istiyorum"

Muğla bölgesine atalarının geliş hikayesi hakkında bilgi veren 2 çocuk annesi Melek Dinçözden, atalarının (dedesinin isminin Osmanlı arşivlerinde "Zahder" olduğunu öğrendiğini belirtti) inşaat malzemelerini Mısır’dan getirdiğini aktardı. Dalaman ve Ortaca'da yaklaşık 250-300 hanede yaklaşık 2 bin kişinin yaşadığını tahmin ettiklerini söyledi.

Dinçözden, topluluğun ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı bir proje hazırlığı içinde olduğunu ve özellikle yaşlıların barınması, temizliği ve evlerinin boyanması gibi konuları içeren bu projeyi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na sunacağını belirtti. En çarpıcı açıklaması ise siyasete atılma hedefi oldu:

"Siyahi kadın olarak milletvekilliği için adaylığımı koymak istiyorum. Dünyada ve Türkiye'de var olduğumuzu dile getirmeyi arzuluyorum." Henüz bir siyasi parti belirlemediğini ifade eden Dinçözden, bu yolla sesini duyurmayı amaçladığını söyledi. Yabancılarla konuştuğunda nereli olduğu sorulduğunda Dalamanlı olduğunu söylediğinde şaşırdıklarını dile getirdi.

"Her Türk neyse biz de oyuz": Tarihi ve kültürel kimlik

Topluluğun diğer üyeleri de Türk vatandaşı olmaktan duydukları gururu ifade etti. Yazar İbrahim Aydınlı (67), atalarının Sudan’dan geldiği söylense de, herhangi bir bağ arayışında olmadığını ve "Türk vatandaşıyız. Her Türk neyse biz de oyuz" dedi. Aydınlı, aynı zamanda bölgenin 1790 yılından günümüze kadar olan olaylarını, kahramanlarını ve gelişimini belgelediği "Devran-ı Dalaman" adlı kitabın yazarı olduğunu ve kitabı 2021 yılında Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yayınladıklarını belirtti.

Ortaca ilçesinde çiftçilik yapan Mehmet Bozyer (59) ise köklerinin Mısır'dan geldiğini doğrulayarak, "Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Askerliğimize gittik, vatani görevimizi de yerine getirdik" diyerek topluluğun ülkeye olan bağlılığını vurguladı.

Kaynak: DHA