Son Mühür/Ayşegül Koç- Türk Kütüphaneciler Derneği İzmir Şubesi Başkan Yardımcısı Mehmet Erken, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Kütüphane Haftası’nın yalnızca belli bir dönemde değil, yıl boyunca gündemde tutulması gerektiğine dikkat çeken Erken, kutlamaların tarihçesine de değindi.
“Biz kitabı kütüphaneyi tüm yıl konuşalım istiyoruz”
Kütüphane Haftası ile ilgili bilgi veren Erken; “Her yıl Mart ayının son haftasında kutlanıyor. Bu sene ekstra bir takım durumlar yaşandı. Bildiğiniz gibi Ramazan Bayramı’nın mart ayının son haftasına denk gelmesi sebebiyle biraz ötelenmesi gerekti. Kütüphane Haftası’nı Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Merkezimiz 1964 yılında kutlamaya başlıyor. Daha sonrasında Bakanlık kutlama haftalarına ortak oluyor ve iki ana paydaş doğrultusunda kutlanıyor.
Bu sene de Kütüphane Haftası ne zaman kutlayalım sorusu gündeme geldiğinde biz 7-14 Nisan tarihlerinin ideal olduğundan bahsetmiştik ama sonrasında Bakanlık ile yapılan görüşmelerde hemen bayramlar arifesi dendi. Onun için bu yıl bitmeyen bir kütüphane haftamız oldu. Biz kitabı, kütüphaneyi sadece bu süreçte konuşmak istemiyoruz. Bir yıl boyunca olsun istiyoruz. Bunu bu sene isteyerek istemeyerek iki haftaya kadar yaymış olduk. Bizim için de güzel oldu.
Kütüphane Haftası dünyada 1958’lerde kutlanmaya başlıyor. İlk resmi kutlanması da IFLA diye bir derneğimiz söz konusu, Uluslararası Kütüphane Dernekleri Federasyonu 1958 yılında Amerika'da kutlamaya başlıyor ve hemen akabinde 1964 yılında da bizim derneğimizin kuruluşu 1949 ve Türk kelimesini kullanan derneklerden bir tanesiyiz 1964 yılında biz kutlamaya başlıyoruz. Biz her yıl İzmir'de bir sürü paylaşım yapıyoruz. Bakanlık ve burada İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve derneğimiz ana paydaş onun altında farklı sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak onları tek programda toplayıp bir hafta kutlamaya çalışıyoruz” dedi.
“İzmir’de daha fazla değer veriyoruz”
“Bizler Kütüphane Haftası’nı coşkuyla kutluyoruz” diyen Erken; “Biz bu haftaya İzmir’de daha fazla değer veriyoruz. Şu anlamda İzmir’in ılıman iklimi vardır, insanları bütünleştirir. Biz de buradan hareketle farklı görüşlerde olsun, farklı anlayışlarda olsun, farklı kütüphane türleri olsun, bunları tek bir potada eritip ortaya çok güzel programlar çıkartıyoruz. Yazar söyleşilerden tutun, atölye çalışmalarına, sempozyumlar, paneller, çalıştaylar, resmi açılışlar, biz bunları görkemli bir şekilde yapıyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda Cumhuriyet Meydanı’na çelenk koyup Konak Meydanı’na kadar yürüyüşlerimiz olmuştur ki orada bizi görenler elimizde kitaba dair sözler, dövizler çok hoş görüntüler oluştu. Biz onun için festival havasında kutlamaya gayret gösteriyoruz. Artık kütüphaneye teknoloji girdi, yapay zeka dediğimiz uygulamalı araçlar kütüphane içerisinde. Bunlara dair neler yapılıyor bunları da konuşuyor” dedi.
“Kütüphaneciliğin bitmesi söz konusu değil”
Erken, dijitalleşmenin avantajlarına rağmen basılı kaynakların önemini yitirmediğine dikkat çekerek, kütüphanelerin bu yeniçağda da güçlü roller üstlenmeye devam ettiğini vurguladı. Erken; “Teknoloji bağımlılık, şu anlamda bağımlılık elektrik kesildiği anda maalesef internetiniz yoksa bir takım verilerden uzaksınız ona erişemiyorsunuz ama basılı kaynak her zaman için erişilebilir. Tamamen basılı kaynaklardan vazgeçmiş değiliz ama bunun ikinci aşaması ne oldu? İnternet hayatımıza girdi artık hatta yapay zeka uygulamaları geldi. Bunların avantajları ve dezavantajları söz konusu. Burada da yine biz kütüphanelere büyük görevler düşüyor.
Kütüphaneciliğin bitmesi söz konusu değil. Yapay zeka ile birlikte yeni yeni iş alanları oluşuyor. Veri madenciliği gibi kavramlar ortaya çıkıyor. Bunların doğrultusunda sadece bizim üzerimize düşen, teknolojiye ayak uydurup yeni yetkinlikler, beceriler kazanıp onlar doğrultusunda hareket etmek zorundayız. Kullanıcımız artık bizden ne bekliyorsa, biz ona o hizmeti verecek yetkinliğe sahip olarak onun karşısında olmalıyız. Biz bir hafta sonu kültür turu şeklinde kütüphaneleri dolaştık ve inanın iğne atsan yere düşmeyecek şekildeydi.
Öğrencilerimiz, gençlerimiz buraları ne amaçla kullanıyor; ders çalışma amaçlı kullananlar var, koleksiyon için kullananlar var, ödünç alıp kullananlar var. Rakamlara baktığımızda gerçekten İzmir için en azından umut verici durumlar söz konusu. Kitap fiyatları bazen bütçeleri zorluyor olabilir ancak çok basit bir şekilde bir üyelikle dünya kadar kitabın kapıları sizlere açılabilir” ifadelerini kullandı.
“Kütüphane müdürlükleri kurulsun”
İzmir’deki kütüphaneleri değerlendiren Erken, belediyelere çağrıda da bulundu. Erken; “Eksikler söz konusu tabii. 2004 yılında halk kütüphanelerinin yerel yönetimlere devri konuşuldu, Bakanlık düzeyinde. Tabii ki bunun öncesinde yurtdışında bir takım örnekleri vardı. Biz çok tedirgin olduk. Çünkü Türkiye böyle bir şey hazır değil. Gelinen noktada baktığımızda İzmir’de biz paydaşı olduğumuz ya da işbirliğinde olduğumuz belediyeleri ısrarla öğrencinin çalışma alanlarının yetersizliğinden bahsettik.
Bunun İstanbul'da Bursa’da farklı illerde çok güzel örnekleri var. Çok fazla imkanlar sunuluyor. Bir nebze olsun buna Alsancak Kültür Sanat Fabrikası olarak açılan yer çözüm oluşturuyor. Daha önce Bayraklı Belediyesi’nde bir halk kütüphanesi vardı. Son dönemlerde sayıları eksildi vesaire belediyeler kütüphaneler, kitaplıklar açılıyor. Biz bunların tamamını destekliyoruz ama diyoruz ki bu yaptığınız açtığınız çok güzel koleksiyonlarla donattığınız yerleri sürdürülebilir kılmak lazım.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bir tane kütüphaneci meslektaşımız var. Bir tane, çok kıymetli diyoruz ki kendisine sahip çıkın, başka yok. Yakın zamanda Karşıyaka Belediyesi bir kütüphaneci arkadaşımızı istihdam etti. Buna da çok mutlu olduk. Sonuna kadar destekliyoruz. Belediyelerin kütüphane müdürlüklerini oluşturmalarını istiyoruz. Açan yerler var, açık olan, kapatan yerler de var. Biz sonuna kadar her türlü işbirliği içerisinde oluyoruz.
Bornova Belediyesi bu dijitalleşme sürecini tamamladı. Burada yine bizim arşivci bir arkadaşımız devreye girdi. Sonrasında Karabağlar Belediyesi aynı şekilde. Belediye hizmeti veriyor, kalitesini artırıyor, hizmet kalitesini yükseltiyor, halk memnun oluyor. Bu tarz güzel şeylere bizlerin dokunuşları önemli. Biz kendi tarafımıza dönüp baktığımızda da bu alanlarda yetiştirilmiş eleman eksikliği olduğunu görüyoruz” diye konuştu.