Son Mühür - İstanbul’daki bir boşanma davasında yerel mahkeme, kadının makyaj yapmamasını gerekçe göstererek onu “kusurlu” saydı. Ancak dosyayı değerlendiren İstinaf Mahkemesi, bu hükmü kaldırarak makyaj yapmamanın kusur olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
Darp iddiası
Habertürk’ün aktardığına göre, İstanbul 6. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında kadın, eşinin evlilik sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisine şiddet uyguladığını ve yaklaşık bir yıldır eve uğramadığını belirterek dava açtı. Çocuğun velayetini talep eden kadın, 100 bin lira tazminat ile kendisi ve çocuğu için nafaka da istedi.
'Kusurlu' bulundu
Davalı koca ise eşinin evlilik öncesi verdiği sözlere uymadığını, ailesinin etkisi altında kaldığını iddia etti. Ayrıca eşinin ev içinde temel kişisel bakımını yapmadığını ve makyajdan uzak durduğunu ileri sürerek 100 bin lira tazminat talebinde bulundu.
İstanbul 6. Aile Mahkemesi, boşanmaya yol açan süreçte erkeğin kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı ve onu çocuğuyla birlikte evden çıkardığı gerekçesiyle ağır kusurlu olduğuna hükmetti. Mahkeme, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalması, kişisel bakımına yeterince özen göstermemesi ve makyaj yapmaması gibi sebeplerle kadını ise daha az kusurlu buldu. Kararda çocuğun velayeti anneye verildi; ortak çocuk için 3 bin TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 3 bin TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildi. Ayrıca kadın lehine 15 bin TL maddi ve 15 bin TL manevi tazminata karar verilirken, erkeğin tazminat talepleri reddedildi.
İstinaf kararı bozdu
Bölge Adliye Mahkemesi 2. Dairesi, yerel mahkemenin kararını kaldırarak evlilik birliğinin erkeğin kusurlu tutumları nedeniyle sarsıldığına hükmetti ve kadına herhangi bir kusur yüklenemeyeceğinin altını çizdi. Kararda şu ifadeler kullanıldı:
“Kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak bu yönde beyanda bulunan tanıkların beyanlarının soyut olduğu ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine kadının kişisel bakımına özen göstermediği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak tanıkların bu konuda kadının makyaj yapmadığından bahsettikleri ve bu hususun kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen kusur durumuna göre, mahkemenin kusur dağılımı isabetsiz bulunarak erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadının karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.”





