Son Mühür / Yağmur Daştan - İzmir’in Gediz Deltası’nda yer alan Kuş Cenneti, Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sulak alanlarından biri olarak adını tüm dünyaya duyurmuş bir yer. Doğal yapısının yanı sıra göç yolları üzerinde bulunması, bölgeyi kuşlar için vazgeçilmez bir durak haline getirirken, İzmir için de geri dönüşü olmayan kayıplarla karşı karşıya kalmaması gereken stratejik bir ekolojik hazine niteliği taşıyor. Bu yerin bugünlere gelmesinde en büyük pay sahiplerinden biri ‘Kuşların babası’ olarak bilinen Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı.

1980’li yıllarda başlattığı mücadeleyi tam 36 yıl boyunca sürdüren ve yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan eşsiz doğal yaşam alanını adeta gün yüzüne çıkarak adını dört bir yana duyuran Prof. Dr. Sıkı ile bölgenin geçmişten bu yana serüvenini ve şu anki durumunu masaya yatırdık. Kuş Cenneti’nde büyük problemler yaşandığını aktaran Prof. Dr. Sıkı, günden güne yaşanan bozulmalar konusunda uyarılarını sıraladı, İzmirliler’e sitemde bulundu.

“Bu garip Mehmet Sıkı tek başına savaştı”

“Bu garip Mehmet Sıkı tek başına savaştı”

“Kuş cennetinin yaşayan tarihiyim” sözleriyle açıklamalarına başlayan Sıkı, “Kuş Cenneti’ni benden daha iyi bildiğini söyleyen varsa elini de sıkarım, hiç gocunmam. 1980’li yıllarda kuş cennetiyle ilgilenmeye başladık. Önce kuşların üreme dönemini izledik. Tuzla, Homa Dalyanı, Çilazmak’ı adım adım gezerek nerede hangi kuş var, hangisinin yuvası var hepsini not ettik. Her ne kadar 1832’lerde bu kuşların İzmir’de görüldüğüne dair not düşülmüşse de flamingo, tepeli pelikan, küçük ak balıkçıl, deniz saksağanı, uzun bacak, mahmuzlu kız kuşunun ve diğer ötücü kuşların burada ürediklerini doktora tez konumla birlikte kamuoyu ile paylaştım. 1982 yılına kadar burası avcı cennetiydi, o günleri hatırladıkça üzülüyorum. Burada çuvallarla ördek avlayan avcılar vardı. Öyle bir ortamdan bugünkü İzmir Kuş Cenneti’ne geldik. Güzel günlerimiz oldu. O günden bu yana yoğun ilgim ve çalışmalarım nedeniyle bana ‘Kuşların babası’, ‘Kuş cenneti hamisi’ ve hatta ‘İzmir Kuş Cenneti Büyükelçisi’ gibi unvanlar takıldı. 1982 yılından 2018’e kadar 10 ayrı valiyle birlikte çalıştım. Kuş Cenneti meselesinde çalıştıkça refaha çıkacağımıza zaman geçtikçe türlü türlü sorunlar üzerimize geldi. 1996 yılında Gediz ağzına bir şirketin tersane kurması, Homa Dalyanı’na plaj yapılması gündeme geldi. Sonra Sasalı tarafına balıkçı barınağı yapılmak istendi. Çamaltı Tuzlası’na altı kere liman yapılması önerisi geldi. Tüm bunlarla bu garip Mehmet Sıkı tek başına savaştı. Mücadele ettik ve başardık” dedi.

‘En şaşaalı zamanını Aziz Kocaoğlu döneminde yaşadı’

‘En şaşaalı zamanını Aziz Kocaoğlu döneminde yaşadı’

Kuş cennetinde ilk bozulmaların 1983 yılında başladığının altını çizen Sıkı, “Bugün Kuş Cenneti’nin kalbi dediğimiz sazlıklar tuz sanayisi nedeniyle bozulmaya başladı. Orada Salıburnu Azmağı vardı, tatlı su ekosistemi. O zaman yılan balıkları bilek kalınlığındaydı, sazan balıkları o kadar kuvvetliydi ki tutmanıza imkan yoktu. O yıllarda buraya tatlı su yerine tuzlu su verileceğini öğrendik. Üç buçuk tavalık elde edecekleri tuzla ülkeyi kurtaracaklarını sandılar. Zaman zaman benim bile alana girmeme izin vermediler. Buna karşın Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’ne müracaat ettim ve 1985 yılında İzmir Kuş Cenneti’nin sit alanı olarak ilan edilmesini sağladım. Ondan öncesinde tarihi kalıntılar alınıyor, doğal ekosistem mahvedilmeye çalışılıyordu. Kuş Cenneti en şaşaalı dönemini ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde yaşadı. Başkan Kocaoğlu aynı zamanda İzmir Kuş Cenneti’ni Koruma ve Geliştirme Birliği’nin başkanıydı. Çok güzel çalıştık ve 23 milyon liralık yatırım yapıldı. Ancak ondan sonraki dönemde burası siyasi malzeme yapıldı” dedi.

“Homa Dalyanı’nda mamun aranıyormuş”

“Şu anda Kuş Cenneti’nde neler yaşanıyor?” sorusuna da yanıt veren Sıkı, “İlk çalışmaya başladığımız yıllarda 75 ila 100 olan yuva sayısını 2017 yılında 18 bin 340 flamingo yuvasına kadar çıkardık. Tepeli pelikan risk altındaydı, 10 yuva ile tez çalışmamda yer alan bir tespit var bunu da 183 yuvaya çıkardık. 2019 yılında bu sayı 112’ye, 2022’de Homa Dalyanı’nda sıfıra düşmüş. Tuzla’da yaptırdığımız bir adacık vardı; burada 61 yuva sayılmış. Ragıppaşa tarafında da aynı yıl 20 yuva sayılmış. Şu anda üreme yok diyemem ama bizim çalıştığımız dönemdeki kadar asla değil. Yeni öğrendim, Homa Dalyanı’nda kuluçkaya yatan kuşların civarında mamun aranıyormuş. Mamun dediğimiz şey balık yemi. Kuşlar, insanla karşılaştığında kaçar. Bunu kimse düşünemiyor mu?” diye konuştu.

“İzmir’in yönetimi Ankara’ya şirin gözükebilmek için abartıyor”

“İzmir’in yönetimi Ankara’ya şirin gözükebilmek için abartıyor”

Kuş Cenneti’nden 2019 yılına kadar ilgisini çekmediğinin altını çizen Sıkı, “Kuşlarla ilgili gözlem için bölgeye gitmemeye dikkat ediyorum. Allah korusun, o durumu görünce kalp krizi geçebilirim, inme gelebilir. Tansiyon hastasıyım, şeker hastasıyım. 2019 yılında ben buraları böyle mi bıraktım? 36 yıl verdiğim emek günden güne yok oluyor. Sazlıklar 6 yıldan beri takır takır kuruyor. Biz çalışırken yedi farklı yerden su akıtıyorduk hatta Anadolu’da sulak alanları gezenler buraya geldiğinde en iyi korunan yerin İzmir Kuş Cenneti olduğunu söylüyordu. Son yıllar hepimiz için kocaman bir soru işareti. 2025 yılında flamingo yuva sayısını 15 bin 900 civarında açıklamışlar. Şu anda Kuş Cenneti ile ilgili gelişmelere bakıyorum. İzmir yönetiminin her şeyi Ankara’ya şirin görünebilmek için abarttığını düşünüyorum. Zaten sormak da lazım 18 binden 15 bine nasıl düştü?” sorusunu yöneltti.

‘Bunlar siyasete alet edilecek konular değil’

Flamingo adasının son üç senede dalga erozyonları nedeniyle büyük zarar gördüğünü de aktaran Prof. Dr. Sıkı, “Kuş cenneti üzerinde siyasiler eteklerindeki taşları döksünler. Kuş cenneti gibi İzmir’in doğal zenginliği ve güzelliği için el birliği ile çalışmalar yapılıp sorunlar çözülmeli. Tatlı su eksikliği ile ilgili soruna çözüm bulsunlar, kuşların kuluçkaya yattığı adaların en kısa zamanda restorasyonu yapılsın. İzmir Kuş Cenneti’nde valimizi, belediye başkanımızı, vatandaşlarımızı görmek istiyoruz. 36 yıl boyunca bizler boşuna alın teri dökmedik. Bizim mücadelemiz gelecek nesillere de ders olsun. İzmirliler Kuş Cennetinize sahip çıkın. Burası bırakın Türkiye’yi dünyada eşi benzeri olmayan bir yer. Metropolün içerisinde, şehir merkezine en fazla 20 dakika uzakta olan bu yer bizim en değerli hazinemiz. Şu anda Büyükşehir turlar düzenliyor ama burada da yanlış yapıyorlar. Çeperde geziyorlar, esas gidilmesi görünmesi gereken yerleri kimseye göstermiyorlar. Bir görseniz zaten içiniz acır. Ne yapıp edip İZKUŞ’u yeniden canlandırıp iş görür hale getirmemiz gerekiyor. Yaşım 74, aynı hevesle aynı ihtiyaçla, ‘Mehmet Hoca gel’ deseler koşa koşa gelirim. Herkes Kuş Cenneti için mücadele vermeli. Açıkçası İzmirliler’e güceniyorum, ben 36 yıl boyunca çok mücadele ettim ancak burası Milli Park ilan edilmedi. Bu nedenle de ölürsem gözlerim açık gidecek. Aydın’ın var, Manisa’nın var İzmir’in Milli Parkı yok. İzmir bu kadar değersiz bir yer mi? Adına ister doğa ister tabiat deyin. Bunlar siyasete alet edilecek konular değil” diye konuştu.

Muhabir: Yağmur Daştan