Son Mühür / Arif Enes Durak - İzmir’in çevresel ve kentsel sorunları büyüyerek devam ederken, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden dikkat çeken bir açıklama geldi. Kentin temel problemlerine yönelik çözüm önerilerini paylaşmak için basın mensuplarıyla bir araya gelen oda temsilcileri, özellikle afet riski, su sıkıntısı, çevre kirliliği ve orman yangınlarına karşı acil önlem çağrısında bulundu.

"Yoksulların gecekondularda ömür tüketmesi kabul edilemez"

İzmir’in kentleşme politikalarına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, gökdelenleşme furyasının sosyal adalet ve afet direnci açısından büyük bir sorun yarattığını belirterek, “Ne yazık ki, kentimizde konut ihtiyacından daha çok, arazi rantı ve barınma-mülkiyet hakkının adaletsiz dağılımı vardır. Beton lobilerinin harıl harıl çalışması ile her gün bir yenisi dikilen gökdelenlerde yüzlerce bağımsız bölüm boş dururken, yoksulların gecekondularda, afete karşı dirençsiz binalarda ömür tüketmesi kabul edilemez" dedi.

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan

"İnciraltı’nın imara açılmasını, akıl tutulması olarak yorumluyoruz"

Afetlere karşı planlı kentleşmenin zorunluluğuna dikkat çeken Önalan, İzmir’in 2020 Sisam Depremi sonrası gereken dersleri almadığı belirterek, "İnciraltı’nın imara açılmasını, üstelik bu eylemin yerel yönetimler tarafıından ısrarla desteklenmesini akıl tutulması olarak yorumluyoruz. Bu durum, Bayraklı’ da yaşanan utançtan yeterli hisse çıkarılmadığının en önemli göstergesidir. İnciraltı öncelikle deprem ve afet riskleri bakış açısı ile imara açılmamalıdır" dedi.

İzmir'in su krizi derinleşiyor

Kuraklık, yanlış tarımsal sulama ve altyapı eksikliği nedeniyle İzmir’in su kaynaklarının tükenme noktasına geldiğini belirten jeoloji mühendisleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Küçük Menderes Havzası için hazırladığı rapora dikkat çekti.

Raporda şu ifadeler yer aldI.

Küçük Menderes Havzası’ndaki toplam su potansiyeli ve sektörlerin su taleplerini her kuraklık koşulu için karşılayamamaktadır. Havzada su kaynaklarının yetersiz olması nedeniyle havza dışından su transferi planlamakta ve bu sayede sektörel su tahsisinde daha yüksek karşılanma oranlarına ulaşılması hedeflenmektedir. Tüm alt havzalarda su potansiyelinin büyük kısmı tarım sektörüne tahsis edilmektedir. Buna rağmen alt havzalarda özellikle şiddetli ve çok şiddetli kurak koşullarda tarım sektörü su talebinin karşılanma oranlarının düştüğü görülmektedir. Ayrıca özellikle Kuşadası Alt Havzası’nda içme suyu ihtiyacının karşılanmasında da sorunlar görülmektedir. İzmir-Körfez Alt Havzası da yüksek nüfusu nedeniyle içme suyu sıkıntısı görülebilecek alt havzalardandır. Tarım sektörü ve içme suyu ihtiyacının karşılanabilmesi için havza dışından su transferi ve havzada oluşan arıtılmış atıksuların yeniden kullanımı alternatiflerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

"Harmandalı çöplüğü heyelan bölgesidir"

İzmir’in tek katı atık depolama alanı olan Harmandalı’nın aktif bir heyelan sahasında yer aldığını belirten Başkan Önalan, bölgenin “Afete Maruz Bölge” ilan edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Harmandalı katı atık depolama yeri seçimi baştan yanlış yapılmıştır. Bölge aktif ve geniş bir heyelan sahasıdır. Sahada, altta geçirimsiz birimler olmasına karşın, bu birimin üzerinde duraysız ve geçirimli volkanik kökenli birimler bulunmakta ve bu birimler topografik eğim yönünden hareket etmektedir. Heyelan çok aktiftir ve bazı evlere kadar ulaşmıştır. Şiddetli yağış ya da İzmir Depremi gibi yakın çevrede oluşabilecek tetiklenme ve ani bir hareketlenmeyle heyelanın çok daha geniş bir alanı etkileyerek diğer evlere kadar ulaşma tehlikesi bulunmaktadır" diye konuştu

"Aliağa ve Gaziemir kontrol altına alınmalı"

Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde asbest tehlikesine, Gaziemir’deki kontrolsüz radyoaktif atıklara dikkat çeken Önalan açıklamalarınu şu sözlerle sürdürdü:

“Gemi söküm işinde çalışan insanların çok büyük çoğunluğu, bir akciğer zarı kanseri türü olan MEZOTELYOMA tümörü ile boğuşmakta. Gaziemir ilçesi sınırları içerisinde, kontrolsüzce doğaya terk edilen radyoaktif atıklar için de gerekli tedbirlerin alınmadığını, bölge için belirsizliklerin hala sürdüğünü hatırlatmak istiyoruz. Aliağa gemi söküm ve Gaziemir kurşun fabrikası gibi, tıbbi jeolojik riskler içeren sahalar mutlaka kontrol altına alınmalı, uluslararası sözleşmeler ışığında Bakanlık ve yerel yönetimler Tehlikeli atıkların nasıl, nerede ve ne şekilde bertaraf edildiğini mutlaka denetlemelidir. Tüm bu sorunları dile getirmeyi kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü sorumluğu ve anayasadan aldığımız güç ile kamuoyuna açıklamayı görev biliyoruz. Bu sorunların çözümü tek başına yerel yönetimler ve bağlı kurumların çabası ile değil, halkın ve meslek örgütlerinin katılımı ile çözüme kavuşacaktır. Burada, iktidarın belediyeler üzerindeki mali baskısının aslında yerel yönetimlere değil kentte yaşayan her bireyin üzerine yük getirdiğini ve bu baskıların kaldırılması gerektiğini de belirtmek isteriz"

"Körfezin kirletilmemesini konuşmamız gerekir"

Körfezin tamamen temizenmesi için kirletilmesinin durdurulması gerektiğine dikkat çekilen açıkamada, "İzmir körfezinin temizlenmesinden daha çok, kirletilmemesini konuşmamız gerekir. Bu durum ise arıtma tesislerinin varlığı ve çalıştırılması ile mümkündür. İZSU tarafından 4. Faz arıtmanın da devreye alındığı düşünülürse, var olan arıtma tesisleri ile birlikte kirlilik zaman içinde ortadan kalkacaktır" denildi.

Liyakat çağrısı

Başkan Önalani çözüm için yerel yönetimlerin halk ve meslek örgütleriyle birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bu sorunların çözümü tek başına yerel yönetimler ve bağlı kurumların çabası ile değil, halkın ve meslek örgütlerinin katılımı ile çözüme kavuşacaktır… Yerel yöneticilerden, ellerindeki genç ve dinamik kadroyu 'liyakatı' esas alarak kullanmaları gerektiğini önemle hatırlatıyoruz" diye konuştu

Muhabir: Arif Enes Durak