Son Mühür / Gamze Eskiköy – İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) Haziran ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir’in yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, küresel ve bölgesel gelişmelerden, yeni ekonomi politikalarına kadar birçok konuda kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
“Bu topraklarda güçlü kalmanın yolu tam bağımsızlıktan geçiyor”
Ortadoğu’da yaşanan gerilimlerin etkilerine değinen Özgener, konuşmasında “Ortadoğu’daki artan jeopolitik gerilimler, zorlu bir dönemden geçtiğimizi açıkça gösteriyor. Yaşadığımız coğrafyanın köklü tarihiyle gurur duyuyoruz; medeniyetlerin doğduğu bu topraklarda yer almak büyük bir miras. Ancak bu miras, beraberinde bazı sorumlulukları ve zorlukları da getiriyor. Bu topraklarda güçlü kalabilmenin yolu; tam bağımsızlıktan, sağlam bir devlet geleneğinden ve toplumsal dayanışmadan geçiyor” ifadelerine yer verdi.
Enerji piyasası ve küresel ekonomi kırılgan
Küresel enerji piyasasındaki belirsizliklerin üretim maliyetlerini artırdığını kaydeden Özgener, “Son dönemdeki gelişmeler, küresel ekonomi üzerinde de ciddi baskılar oluşturuyor. Özellikle enerji piyasalarında yaşanan belirsizlikler, fiyat dalgalanmalarını tetikleyerek tedarik zincirlerini ve üretim maliyetlerini doğrudan etkiliyor. Aynı zamanda, uluslararası yatırım ortamında risk algısının yükselmesine ve sermaye hareketlerinin yavaşlamasına neden oluyor. Küresel ekonominin kırılganlaştığı bu süreçte; makroekonomik istikrarı korumaya, ticaret rotalarını çeşitlendirmeye ve enerji arzını güvence altına almaya yönelik politikaların önemi daha da artıyor” diye belirtti.
“Silahlar değil, müzakere tercih edilmeli”
Ortadoğu’daki İsrail-İran savaşına ilişkin de değerlendirmede bulunan Özgener, şu ifadeleri kullandı:
“İran ile İsrail arasındaki gerilim başta olmak üzere, çevremizde yaşanan her gelişmeyi dikkatle izliyoruz. İletişimin bu denli hızlı olduğu bir çağda, müzakere ve diyalog yerine silahların tercih edilmesi kabul edilebilir değil. Din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin, hiçbir toplumun bu acıları yaşamaması en büyük temennimiz"
“Hürmüz Boğazı kritik bir geçiş noktası”
İran’ın, İsrail ve ABD saldırılarına karşılık olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulunduğunu belirten Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Savaşın insani boyutlarının yanı sıra, hepimizi etkileyen siyasi ve ekonomik yanları da var. Özellikle, İran’ın, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin saldırılarına karşılık olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi ve Katar’da yer alan Amerika Birleşik Devletleri’ne ait üslerin vurulması, sadece bölge ülkelerini değil, küresel ekonomiyi de doğrudan etkileyebilecek çok kritik bir gelişme.
Hürmüz Boğazı, küresel petrolün yaklaşık yüzde 20’sinin taşındığı, enerji arz güvenliği açısından hayati öneme sahip bir geçiş noktası.
Deniz taşımacılığındaki sigorta ve navlun maliyetlerinin şimdiden artmaya başlaması, bazı gemilerin Hürmüz Boğazı dışında konumlanması da piyasaların ne kadar temkinli olduğunu gösteriyor. Hürmüz’den geçen petrol sevkiyatları büyük ölçüde devam ediyor, ancak küresel stok seviyelerinin yüksek oluşu, arz-talep dengelerinin halen kontrol altında olduğunu gösteriyor. Yine de savaşın küresel enerji piyasalarını sarstığının altını çizmek durumundayız”





