İzmir'e bağlı Çeşme'den yalnızca bir vapur mesafesinde bulunan Sakız Adası, son yıllarda tatilcilerin dikkatini çeken en gözde Yunan adalarından biri haline gelmiş durumda. Ege Denizi'nin ortasında, Karaburun Yarımadası’nın hemen karşısında yer alan bu ada, hem kolay ulaşımı hem de zengin kültürel mirası ile ön plana çıkıyor. İZDENİZ’in düzenlediği feribot seferleri sayesinde kısa sürede ulaşılabilen bu büyüleyici ada, özellikle yaz aylarında tarih, deniz ve doğayı bir arada yaşamak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.
Sakız Adası’na Ulaşım Kolaylığı
Sakız Adası’na gitmek isteyen tatilciler için en pratik seçeneklerden biri İZDENİZ'in Çeşme'den düzenlediği feribot seferleri. Feribotlar sabah saatlerinde Çeşme Limanı’ndan hareket ediyor ve kısa bir deniz yolculuğu ile adaya varılıyor. Tek yön bilet fiyatı 40 Euro olarak belirlenmişken, aynı gün gidiş-dönüş yapmak isteyenler için bu ücret 50 Euro olarak uygulanıyor. Böylece hem günübirlik ziyaretler hem de birkaç günlük konaklamalar için ideal bir alternatif sunulmuş oluyor.

Sakız Adası’nda İlk Dikkat Çeken Noktalar: Plajlar
Sakız Adası'nın doğa harikası plajları, Ege Denizi'nin serin sularında yüzmek isteyenler için birbirinden özel seçenekler sunuyor. Özellikle Mavra Volia Plajı, siyah renkli volkanik taşlarla kaplı kumsalı sayesinde adanın en ilginç ve özgün noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Bunun dışında Agia Dynami, Apothyka, Komi, Karfas, Glaroi gibi birçok plaj da berrak suları ve huzur dolu atmosferleri ile tatilcilerin gözdesi haline gelmiş durumda. Her plaj farklı bir doğa deneyimi yaşatırken, adanın her köşesinde güneşin ve denizin tadını çıkarmak mümkün.
Köyleriyle Adeta Açık Hava Müzesi
Sakız Adası’nı özel kılan en önemli unsurlardan biri de tarihle iç içe geçmiş köyleri. Pyrgi Köyü, geometrik desenlerle süslenmiş ev cepheleri sayesinde adaya gelen herkesin ilgisini çeken yerlerin başında geliyor. Bu köy sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda adanın en yoğun damla sakızı üretiminin yapıldığı bölge olmasıyla da öne çıkıyor.
Adada görülmesi gereken bir diğer önemli nokta ise Mesta Köyü. UNESCO Dünya Mirası listesine giren bu köy, Orta Çağ izlerini taşıyan dar sokakları ve taş yapılarıyla ziyaretçilerine zamanda yolculuk hissi yaşatıyor. Köyün kale benzeri yapısı ve korunaklı mimarisi, tarih boyunca korsan saldırılarına karşı oluşturulmuş savunma stratejilerinin izlerini taşıyor.
Dağlık bölgede yer alan Avgonima Köyü ise taş evleri ve eşsiz manzarasıyla doğa ve tarih severlerin dikkatini çekiyor. Aynı zamanda adanın en yüksek rakımlı köylerinden biri olan Avgonima, yöresel lezzetleriyle de öne çıkıyor.

Tarihi Yapılarıyla Geçmişten Günümüze
Sakız Adası sadece köyleriyle değil, sahip olduğu tarihi yapılarla da dikkat çekiyor. Özellikle Sakız Kalesi, hem Bizans hem Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan mimarisi ile ziyaretçilerine geçmişin ruhunu hissettiren yapılar arasında yer alıyor. Kalenin surları arasında yürürken farklı dönemlere ait detayları görebilmek mümkün.
Adanın merkezinde bulunan Bayraklı Camii ise 1881 yılında gerçekleşen büyük depremin ardından yıkılan Katolik Kilisesi'nin yerine inşa edilmiş bir yapı. Bu cami, hem mimari özellikleri hem de adada Müslüman geçmişe dair izler taşıması açısından önemli bir ziyaret noktası olarak dikkat çekiyor.

Lezzet Durakları: Sakızlı Tatlar ve Deniz Ürünleri
Sakız Adası, Yunan mutfağının tüm zenginliğini barındıran menülere sahip restoranları ile de ön plana çıkıyor. Özellikle karides, kalamar, ahtapot ve çeşitli balık türleri, adanın sahil restoranlarında en çok tercih edilen deniz ürünleri arasında yer alıyor.
Ancak Sakız Adası’nı özel kılan lezzetler sadece deniz ürünleriyle sınırlı değil. Sakız köftesi, kendine has aroması ve pişirme tekniği ile mutlaka tadılması gereken yöresel yemeklerden biri. Ayrıca, damla sakızından yapılan sakız reçeli, sakız likörü ve özellikle sakızlı Türk kahvesi, hem tatlı hem de içecek tercihlerinde farklı bir deneyim sunuyor.

Sakız Adası Tatilinde Nelere Dikkat Edilmeli?
Sakız Adası’na gitmeden önce pasaport ve vize işlemleri gibi detaylara dikkat etmek gerekiyor. Yunanistan’a giriş yapabilmek için geçerli bir Schengen vizesi zorunluluğu bulunduğu unutulmamalı. Ayrıca adada Türkçe bilen kişi sayısının az olması nedeniyle temel düzeyde İngilizce iletişim kurabilmek seyahati kolaylaştıracaktır.
Tatil planlarını organize ederken yaz sezonunun en yoğun dönemleri olan Temmuz ve Ağustos ayları yerine bahar aylarını tercih etmek, daha sakin ve keyifli bir deneyim yaşamanızı sağlayabilir.





