Son Mühür/ Osman Günden- Uzman isimlerin sunumlarıyla gerçekleşen ilk buluşmada, İzmir’in yaşam kültürü, tarihi birikimi, mimari dokusu ve sosyal etkileşim alanları farklı yönleriyle ele alındı. Devam edecek programla birlikte kentte kaliteli kamusal alanların artırılmasına yönelik yol haritası oluşturulması hedefleniyor.

“Keyifli sosyal mekanlar”

Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın öncülüğünde hayata geçirilen Güzel İzmir Hareketi kapsamında düzenlenen “Şato’da Kamusal Mekân Söyleşileri” programının ilk oturumu, “Keyifli Sosyal Mekânlar” başlığıyla yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından toplumsal buluşma alanı haline getirilen Varyant’taki tarihi Şato binasında gerçekleşen etkinlikte, “İzmir’de Sosyo-Kültürel Mekânların Dünü, Bugünü ve Yarını” konusu merkeze alındı.

Söyleşinin ilk bölümünde uzman isimler sunumlar yaptı; ikinci bölümde ise katılımcılar keyifli sosyal alanların geliştirilmesine yönelik görüşlerini paylaştı.

“Şato’da kamusallığı artırmayı önemsiyoruz”

“Şato’da kamusallığı artırmayı önemsiyoruz”

Güzel İzmir Hareketi Koordinatörü Yüksek Mimar Esra Yılmaz Keskin, “Şato’da Canlanan Kamusallık” başlıklı sunumunda Şato binasında yürütülen dönüşüm çalışmalarını anlattı.

Keskin, teras alanları, e-kütüphane ve İzmirli Kahve gibi uygulamalarla Şato’nun yeniden işlev kazandığını belirterek şunları aktardı:

“Şato’da yoga ve tango gibi etkinlikler yapıyoruz. Sağlık eğitimleri veriyoruz. Kapalı alanda Güzel İzmir Hareketi kapsamında atölyeler düzenledik. Yakında farklı etkinliklerimiz de olacak. Hem açık hem kapalı alanların canlanması bizim için önemli. Gençlerden ve mahalle sakinlerinden olumlu geri dönüşler alıyoruz.”

“İzmir’de sosyokültürel yaşam kentin hafızasında hep vardı”

DEÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tutku Didem Altun, “İzmir’de Sosyokültürel Mekânların Tarihsel Süreci” başlıklı sunumuyla kentin kültürel mirasına ışık tuttu.

“İzmir’de sosyokültürel yaşam kentin hafızasında hep vardı”

Altun, İzmir’in çok eski dönemlerden bu yana canlı bir kültür-sanat ortamına sahip olduğunu vurgulayarak, “Sanat ve kamusallığın iç içe geçtiği sosyal hayat İzmir’in hafızasında her zaman vardı. 18. ve 19. yüzyıllarda tiyatro ve sanatsal etkinlikler Kordonboyu’ndaki kafelerde, çarşılarda ve kahvehanelerde gerçekleşiyordu. Alsancak bu dönemde önemli bir odak noktasıydı” dedi.

“Kültürpark modernizme açılan kapıydı”

Yüksek Mimar Salih Seymen, “Göl ve Ada Gazinosu’nun Mekânsal Serüveni” sunumunda Kültürpark’ın kuruluş sürecine değindi.

Serüvenin Behçet Uz döneminde başladığını hatırlatan Seymen, şu ifadeleri kullandı:
“Kültürpark, yokluk döneminde ortaya çıkan bir projeydi. O gün hiçbir imkan yokken bu adım atıldı çünkü İzmir, modernizmin ve kültürün Türkiye’ye giriş kapısıydı. Fuar ve Kültürpark, İzmir’i tanımlayan en önemli olgulardandır.”

İzmir’in yemek kültürü ve kamusal buluşma alanları anlatıldı

Araştırmacı ve koleksiyoner Nejat Yentürk, “Dünden Bugüne İzmir’de Kamusal Buluşma Alanları ve Yemek Kültürü” başlıklı sunumunda kentin gastronomi tarihine ilişkin örnekler paylaştı.

İzmir’in liman kenti kimliğinin toplumsal yaşamı şekillendirdiğini belirten Yentürk, “O dönem iş hayatı arı kovanı gibiydi. İnsanlar yoğun tempodan dolayı hızlı tüketilebilen sokak yiyeceklerine yöneldi. Bu yüzden sokak lezzetleri İzmir’de her zaman önemli bir yer tuttu” dedi.

Söyleşi serisi yıl boyunca sürecek

“Şato’da Kamusal Mekan Söyleşileri” farklı disiplinlerden uzmanları, araştırmacıları ve kentlileri buluşturmaya devam edecek.

Serinin yıl boyunca çeşitli temalarla sürdürülmesi planlanıyor. Buluşmalarda ortaya çıkan görüş ve öneriler, İzmir’in kamusal yaşam kültürünü güçlendirmek, sosyal etkileşim alanlarını geliştirmek ve nitelikli kamusal mekân üretimine yön vermek amacıyla değerlendirilerek proje süreçlerine dahil edilecek.

Muhabir: Osman Günden