Son Mühür - Atakan Başpehlivan / Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ‘Türkiye Ekonomisine İlişkin Üye Beklenti Anketi’nin sonuçları açıklandı. Çarpıcı sonuçların çıktığı ankete göre, sanayici ve iş insanları 2025 yılında ekonomideki en büyük tehlikeyi jeopolitik riskler oldu. Öte yandan ESİAD üyeleri İzmir’de öncelik verilmesi gereken ilk konunun “şehir içi” ulaşım olduğunu belirtti. 2. Çevreyolu da listenin ikinci sırasında yer aldı.
Şehir içi ulaşım ve 2’nci Çevreyolu
ESİAD üyeleri, “İzmir’de öncelik verilmesi gereken en önemli yatırım nedir” sorusuna geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “Şehir içi ulaşım” yanıtını verdi. Öncelik verilmesi istenen yatırımlarda ikinci sırayı “2. Çevreyolu” aldı. Bu alandaki sıralama, kentsel dönüşüm projeleri, İzmir Körfezinin temizlenmesi ve rehabilitasyonu, limanların geliştirilmesi, dijital altyapı yatırımları, metro-raylı sistem ağının genişletilmesi, ihtisas organize sanayi bölgeleri, tarımsal dönüşüm şeklinde gerçekleşti.
Yapısal reformlara ağırlık verilmeli

2025 yılında atılacak adımların çok önemli olduğunu belirten ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “Sadece para politikası yeterli değil. Maliye politikalarında da düzenlemelere gidilmesini, yapısal reformlara ağırlık verilmesini bekliyoruz” dedi.
“Türkiye Ekonomisine İlişkin Değerlendirmeler ve 2025 yılı Üye Beklenti Anketi Sonuçları” toplantısına Emtia ve Vadeli İşlem Piyasaları Uzmanı Dr. Tolga Uysal konuk konuşmacı olarak yer aldı, Ekonomi Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget 2025 yılı Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin bir sunum yaptı.
“Cevap bekleyen çok soru var”
Türkiye’nin ekonomik görünümü, küresel ticaret ve iş dünyasının karşılaşabileceği riskler üzerine değerlendirmelerde bulunan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “2024 yılını, yakın coğrafyamızdaki krizlerin, savaşların ve küresel siyasi güç çekişmelerinin gölgesinde tamamladık. Önümüzdeki döneme dair küresel düzeyde cevap bekleyen pek çok soru var. Ülkemizde yeni ekonomi yönetimiyle birlikte devreye giren politikalarla olumlu gelişmeler yaşanmaya başladı.
“Maliye politikalarında düzenlemelere gidilmeli”

2025 yılında atılacak adımlar çok önemli. Sadece para politikalarının yeterli olmadığını, maliye politikalarında da düzenlemelere gidilmesini, yapısal reformlara ağırlık verilmesini bekliyoruz. Ülkemiz ekonomisinin darboğazdan çıkış yoluna girebilmesinin temel unsurları ise hukukun üstünlüğü, tarafsız ve güvenilir kurumlar, öngörülebilir ekonomi politikaları. Bunlardan biri eksik olduğunda taşlar yerine oturmuyor. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde bu dönemin iş dünyamız açısından bazı riskleri barındırmakla birlikte yeni açılımlar getirebileceğini düşünmek istiyoruz.
“Eğitim sisteminin dönüşümü, rekabet gücünü artıracaktır”
Yeniden inşa süreçleri ve ekonomik fırsatlar, Türkiye için olumlu bir dönüşüm sağlayabilir. Veri merkezleri ve teknolojik okuryazarlık, Türkiye’nin gelecekteki büyümesi için kritik öneme sahiptir. İşgücünün yetenek yönetimi ve eğitim sisteminin dönüşümü, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır” dedi.
“İmalat sanayimiz büyümüyor”
Küresel piyasaları değerlendiren Emtia ve Vadeli İşlem Piyasaları Uzmanı Dr. Tolga Uysal euro dolar paritesinde 1,01-1,03 aralığında bir beklentisi olduğunu söyledi. Petrolün 65-85 dolar bandında hareket edeceğini, metallerde ise yılın ikinci yarısında bir yükseliş beklediğini dile getiren Uysal, “Orta Vadeli Program’da beklentiler daha düşük olsa da yüzde 30-35 aralığında olacağını düşünüyorum” dedi. Amerika ve Avrupa PMI verilerini de yorumlayan Uysal, “Global PMI, 50’nin biraz üstünde gözüküyor. Ayrıştırdığımızda ellinin üstünde olmasının sebebi hizmetler tarafından geliyor. Dünyada böyle bir şey var, sadece Türkiye değil. Yani biz ne diyoruz imalat sanayimiz büyümüyor” diye konuştu.
“Türkiye ilk 20 ekonomi arasında olmaya devam edecek”
Son 20 yılda tarım sektörünün payında azalma gözlendiğini, hizmetler sektörünün payının arttığını belirten ESİAD Ekonomi Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget, “Küresel ölçekte, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’nın da içinde bulunduğu Batı Avrupa ile Japonya’nın dünya milli gelirindeki payı azalırken, Çin’in payı önemli ölçüde artmıştır. Türkiye, ekonomik dalgalanmalara rağmen dünyadaki ilk 20 ekonomi arasında yer almaya devam edecektir.”
“Katma değerli üretime yönelmeliyiz”

Dış ticaret verilerini değerlendiren Bilget, “Düşük teknolojili ürünlerde dış ticaret fazlası veriyoruz ancak orta düşük, orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde dış ticaret açığımız sürüyor. Bu tablo, Türkiye’nin sanayide katma değerli üretime yönelmesi gerektiğini gösteriyor. Hem küresel düzeyde hem ülkemizde gelir dağılımı, servet eşitsizliği, iklim değişikliği, yönetilemeyen yapay zeka sürekli risk ve tehdit unsurları olmaya devam edecektir” dedi.
Jeopolitik risklere dikkat çekildi
Türkiye Ekonomisine İlişkin Üye Beklentisi’nde ESİAD üyeleri önümüzdeki dönemde iş dünyasını bekleyen en büyük riskin “jeopolitik riskler” olduğunu belirtti. Bu alandaki sıralama finansmana erişim, kurlardaki belirsizlik, yüksek faiz, öngörülebilirlik, ticaret savaşları şeklinde devam etti.
Yatırıma maliyet engeli
Ankete katılanlar, öncelik verilmesi gereken konuları ise “Ekonomik istikrar, hukukun üstünlüğü, öngörülebilirlik ve finansmana erişim” olarak sıraladı. Ankete göre, iş dünyasının yatırım kararını etkileyen en önemli konunun maliyetlerdeki artış ve bunun piyasaya yansıtılamaması olduğu görüldü. Finansmana erişim, kurlardaki belirsizlik, teşvikler ve vergi sistemleri de yatırım kararını etkileyen diğer unsurlar oldu.
Enflasyon tahmini yüzde 37.5
Anket katılımcılarının 2025 yılı enflasyon beklentisi ise TÜFE’de yüzde 37.5, ÜFE’de yüzde 33.4 şeklinde gerçekleşti. Katılımcıların 2025 yılı sonundaki dolar beklentisi 44.47 TL olurken, euronun 2025 yılı sonunda 47.42 TL’ye yükseleceği tahmin edildi. İşsizlik oranını yüzde 11.2 bekleyen ESİAD üyelerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) tahmini de yüzde 3.1 oldu.
Ankete katılanlara göre, 2025 yılında İzmir’de yatırım potansiyeli olan ilk 4 sektör de sırasıyla enerji, turizm, sağlık, inşaat ve gayrimenkul oldu.





