İzmir Ticaret Borsası Meclisi, 25 Kasım Salı günü gerçekleştirdiği olağan toplantıda, öncelikle ulusal ve küresel ekonomik gelişmelerin İzmir ve Ege Bölgesi ticaretine yansımalarını değerlendirdi. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, kuru meyve sektöründeki fiyat artışlarının bir illüzyon yarattığını belirterek, reel kazançtaki erimeye dikkat çekti. Kestelli, fiyatlar yükselse dahi "satılabilir miktar azaldı, maliyetler çok daha hızlı arttı" dedi ve Türkiye için COP31 İklim Zirvesi'nin tarımda zorunlu bir dönüşüm için tarihi bir kaldıraç olabileceğini vurguladı. Meclis üyeleri, özellikle yüksek enflasyon, döviz kuru hareketliliği ve faiz politikalarının tarımsal girdi maliyetleri üzerindeki etkilerini analiz etti. Bölge sanayicileri ve üreticileri için finansmana erişim ve enerji maliyetlerinin rekabet gücüne etkileri, önemli gündem maddeleri arasında yer aldı.
Toplantının ana odak noktalarından biri, Ege Bölgesi'nin kritik tarım ürünlerindeki güncel gelişmeler oldu:
Zeytinyağı Sezonu: Kasım ayında resmen açılan zeytinyağı sezonu ile ilgili son rekolte tahminleri, piyasadaki fiyat hareketlilikleri ve uluslararası ticaretteki konumu değerlendirildi. Üretim kalitesinin artırılmasına yönelik stratejiler görüşüldü.
Kuru Meyve ve Pamuk: Kuru meyveler (üzüm, incir, kayısı) ve pamuk gibi Borsa tescil işlemlerinin önemli bir kısmını oluşturan ürünlerdeki sezonluk gelişmeler, ihracat potansiyeli ve stok durumları ele alındı. Meclis, tarımsal üretimde karşılaşılan nitelikli iş gücü temini sorununun çözümüne yönelik önerileri de gündemine aldı.
İdari konular ve bütçe görüşmelerinin yanı sıra, İzTB'nin devam eden stratejik projeleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Özellikle tarım sektöründe inovasyonu teşvik etmeyi amaçlayan İZQ İnovasyon Merkezi ve ürünlerin güvenli depolanması ve ticareti için hayati öneme sahip olan Lisanslı Depoculuk projelerindeki ilerlemeler değerlendirildi.

Meclis toplantısına paralel olarak, Borsa bünyesindeki ilgili meslek komiteleri de bir araya geldi. Bu toplantılarda:
Kurutulmuş Meyvelerin İmalatı (02. Grup)
Meyve ve Sebzelerin Toptan Ticareti (11. Grup)
Sıvı ve Katı Yağların Toptan Ticareti (16. Grup)
alanlarında yaşanan spesifik sorunlar, yeni pazar arayışları ve ticari uygulamalara dair kararlar alındı. Toplantının, Ege tarım ve ticaretinin önümüzdeki döneme yönelik yol haritası için önemli bir zemin oluşturduğu belirtildi.

Fiyat Artışı Memnuniyet Getirmedi: "Maliyetler hız kesti"
Geleneksel ihraç ürünlerimiz olan kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısıdaki son durumu değerlendiren Kestelli, küresel iklim krizi kaynaklı rekolte kayıplarının fiyatları rekor seviyelere taşıdığını doğruladı. 2000-2001 sezonundan bu yana kuru üzüm fiyatının 0,82 dolardan 3,55 dolara, kuru incirin 1,63 dolardan 6,89 dolara ve kuru kayısının 1,21 dolardan 8,45 dolara kadar yükseldiğini belirtti.
Ancak Kestelli'nin asıl uyarısı bu artışın ardındaki acı gerçekti:
"Son dönemde fiyatların yüksek seyretmesine rağmen, hem üreticilerimizin hem de ihracatçılarımızın gelirlerinden memnun olmadığını görüyoruz. Fiyat yükselse bile satılabilir miktar azalmış, maliyetler ise çok daha hızlı artmıştır."
Gübre, enerji, işçilik ve sulama maliyetlerindeki patlamanın üreticinin reel kazancını dibe çektiğini söyleyen Kestelli, ihracatçıların da yüksek fiyatlar nedeniyle küresel pazarda rekabet gücü kaybettiğini ve alıcıların alternatif ülkelere yöneldiğini ifade etti. Sürdürülebilir liderlik için tek çözümün iklim uyumlu üretim modelleri ve maliyetleri düşürecek destekler olduğu belirtildi.
Kestelli, küresel belirsizlikler ve enflasyon hedeflerindeki sapmada gıda fiyatlarının büyük rol oynamasının, Türkiye'nin en temel reform alanının tarım olduğu gerçeğini bir kez daha kanıtladığını kaydetti.
Bu bağlamda Başkan Kestelli, 2026 yılında Türkiye'nin ev sahipliği yapacağı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nın 31'incisi olan COP31'i tarihi bir fırsat olarak gördüklerini açıkladı.
"COP31'e ev sahipliği yapmak, sadece diplomatik bir prestij değil; iklim değişikliğinin etkilerini en yoğun hisseden tarım sektörümüz için güçlü bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olabilir."
COP31'in tarım sektörüne kazandıracakları:
Fon ve İş Birliği: İklim uyumlu üretim, su verimliliği ve dijital tarım için uluslararası fonlara erişim.
Standart Yükselişi: AB Yeşil Mutabakatı ile uyumun hızlanması ve sürdürülebilir üretim standartlarının yükselmesi.
Yeniden Yapılanma: Tarımsal üretimden ticarete kadar tüm değer zincirinin yeniden değerlendirilmesi için güçlü bir zemin oluşması.
Kestelli, COP31 hazırlık sürecinin kamu, özel sektör ve meslek odaları arasında daha güçlü bir iş birliği zemini oluşturacağını ve sektörü yeni bir seviyeye taşıyacağını sözlerine ekledi.





