Alper Temiz / Son Mühür 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'de gerçekleşen 6.6 şiddetindeki depremde 117 kişi yaşamını yitirmişti. 30 Ekim'de gerçekleşen depremde, Barış Sitesi'nde de 11 kişi yaşamını yitirmiş ve 6 belediye görevlisi hakkında taksirle öldürme ve yaralama suçundan dava açılmıştı. Kamuoyunda “Barış Sitesi Davası” olarak bilinen ve kamu görevlilerinin yargılandığı dava, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davanın ilk celsesine İzmir Barosunun katılma talebi reddedilmiş ve ikinci celse 15 Mayıs günü bir sanık ile bir kısım müştekilerin ifadesinin alınması ile devam etmişti. İzmir Barosunu temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aylin Aras Öztürk’ün gözlemci olarak katıldığı dava, taraf teşkilinin sağlanması talebi ile 17 Kasım tarihine ertelendi. Ancak görülen duruşmaya ilişkin tuhaf detaylar ortaya çıktı.
Duruşmada gözlemci olarak yer alan Av. Aylin Aras Öztürk, "Bildiğiniz üzere dava, Asliye Hukuk'tan alınıp 'bilinçli taksirle öldürme' suçu söz konusu olduğu için Ağır Ceza Mahkemesi'ne devredildi. 30 Ekim depreminin üstünden 4 yıl geçti ve nihayet ikinci celse 15 Mayıs'ta gerçekleşti. Bayraklı Belediyesi İmar Müdürü'nün ve müştekilerin ifadesi alındı. Ancak bazıları gelmedi ve bu nedenle dava 17 Kasım'a ertelendi. Dava, adli tatile denk geldi ve maalesef süreç oldukça fazla uzayacak" bilgisini aktardı.

"SORUMLULARIN KİMLİK BİLGİSİ YOK... YANDI, KAYBOLDU DİYORLAR"
Duruşmalara katılanların ifadelerinde yer alan tuhaf açıklamalara değinen Av. Aylin Aras Öztürk, "Uzun bir yargılama olacak evet... Ancak bunun başka nedenleri de var. Bornova Belediyesi ve Karşıyaka Belediyesi'ne, Barış Sitesi alt kısım bloklar ile ilgili belediyeye başvuru yapılıyor ancak yetkili kişiler reddediyorlar. Belediyelerin toplamda yüzde 25'lik bir sorumluluğu söz konusu. Bunun yüzde 10'u Karşıyaka Belediyesi'ne ait. Ancak mahkemede istenen dosyalar ortada yok. Bu dosyaların tamamı müştekiler tarafından getirilmeli. Barış Sitesi'nin inşaatından sorumlu olanların kimlik bilgisi ortada yok. İmar Müdürü 'Ben onay merciiyim ve şekli inceleme yapıyoruz. Tüm hesaplamaları İnşaat Mühendisleri Odası yaptı. Oda'nın yaptığı statik incelemelerin tamamını biz, sadece onaylıyoruz' dedi. Ancak bu işlemleri gerçekleştiren mühendisin kimlik bilgileri yok ve tespit yapılamıyor. Kimlik bilgilerinin olmaması tuhaf olduğu gibi, karşı taraf bunu 'Yandı, kayboldu' diye açıklıyor. Bu nedenle dava 17 Kasım'a ertelendi ancak o gün de muhtemelen benzer şeyler yaşanacak" diye konuştu.





