Korona döneminde televizyon vazgeçilmez zaman ve eğlence aracı oldu. Ancak ne yazık ki kanalların program seçimleri sırasında halkın beğeneceği, eğleneceği halka bi şeyler veren projeler yerine kanalların drama bölüm müdürleri tarafından ve televizyon reytinglerinden kanalın nerden ne kadar para kazanacağı ön plana alındığı için kaliteli dizilerin sayısı neredeyse yok denecek kadar az.

Buna birilerinin dur demesi gerekiyor. Çünkü toplumumuz televizyonda neyi görüyorsa, neyi izliyorsa onu taklit etmeye meraklı bir toplum. Üstünde siyah bir pardösü, elinde siyah bi tesbih olan jönler çoğaldı. Hele o elinde tesbih olan, racon kesen dizideki jön herkesin hayran olduğu sevilen biri olarak gösteriliyorsa bu onu örnek alan kişi sayısını arttırmaktadır. Ben sadece bir örneğini verdim. Öyle meraklıları var ki bu dizilerden etkilenip evin döşemesini bile dizilerdeki koltuklardan, arabalardan, kullanılan malzemeyi örnek alan... Seyyar satıcıdan alınan saat bile bir ünlünün kolunda görüldüğünde değeri artmakta. Falancanın saati diye o ürüne koşuşturulmakta. Bunun bi sakıncası yok fakat kişilerin yanlış davranışları alınıp da taklit edildiğinde hiç hoş olmuyor.

KANALLARIN CAN SUYU REKLAM

      Kanallar yaşayabilmek için diziyi yurtdışına satmak, bolca reklam almak zorundadırlar. Bu konuda çok haklılar. Oyuncular astronomik ücretler alarak kanala verilen dizilerin fiyatlarını çok yükseltmekte kanalların bu paraları ödeyebilmesi içinde kanallara başka çare bırakılmamaktadır.

      Kanallara verilen eğitici, örf ve adetlere uygun insanlara bilgi, görgü, adap, üslup öğreten diziler nerdeyse hiç şans bulamamakta. Nerede bir entrika nerede bir yalan dolan, arkadan iş çevirme kalleşlik silahların konuştuğu, dolandırıcıların boy gösterdiği diziler varsa reyting kaygısından dolayı bunlar seçilmekte. Bu da toplumun eğitilmesinin önüne duvar örmektedir.

      Röportaj yapıldığında herkes belgesel seyrettiğini söylüyor. Belgesellerin reytinglerine bakıldığında ilk 100’de olmadıklarını gördüğümde bu insanların nereden belgesel seyrettiğini sorasım geliyor. Hiç gördünüz mü bi belgeselin ilk 10’a girdiğini'

       Bence bu Türk toplumu kaliteli programları hak ediyor. Kötü örnek vermek istemiyorum ama inşallah iyi projeler olan 'Bizimkiler', "Çocuklar Duymasın" gibi iyi projeleri daha çok görürüm. Demek ki iyi örneklerde verilerek para kazanılabiliyormuş. Bu arada yanlış örneği de gösterirken onun doğrusunun ne olduğu da bir filmde verilmeli tabi ki bunlar benim düşüncelerim katılır mısınız bilmiyorum.

         Gelelim Türkiye’de en önemli ve en çok karşılaştığımız ve herkesin illallah dediği konuya. karı-koca kavgaları, karısına şiddet uygulayan erkek, çapkınlık yapan erkek, haksızlığa uğrayan kadın, namus davasına kurban giden kadın yani kısacası insan haklarını ihlal eden projelerin tamamıyla karşısındayım. Bu sahnelerin bir dizide övünecek şeymiş gibi işlenmesine karşıyım. İnsanın insana saygı göstermesi, haklarının gasp edilmemesi insanoğlunu yücelten en önemli faktörlerden biridir.

 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun.

Sevgice kalın.