Son Mühür- İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, 192 gündür tutuklu bulunmasının ardından bugün hakim karşısına çıktı. İmamoğlu, Saraçhane’de 27 Ocak’ta düzenlediği “Turpun Büyüğü” başlıklı basın toplantısı nedeniyle açılan davada yargılanıyor.
İddianamede, İmamoğlu’nun açıklamalarının “bilirkişi ve tanığı etkilemeye teşebbüs” ile “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamaları kapsamında değerlendirildiği belirtiliyor. Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve çok sayıda partili ile yurttaş izledi.
Duruşma yarım saat gecikmeli başladı
İmamoğlu’nun duruşması yarım saatlik gecikmeyle başladı. Kimlik tespiti işlemlerinin ardından başkan, savunmasına geçti.
İmamoğlu’ndan Gazze ve yardım vurgusu
Savunmasına Gazze’deki insani durum ve Sumut insani yardım filosundaki faaliyetleri hatırlatarak başlayan İmamoğlu, “Burada kendi davamı savunurken kalbim Gazze’deki masumlarla ve yardım için cesurca çalışan insanlarla beraber. Bu hepimizin insanlık onurunu savunma mücadelesidir” dedi.
İBB’nin çalışmalarına dikkat çekti
İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu ay gerçekleştirdiği projelere ve dün Elazığ’da açılan yeni liseye dikkat çekti. “Bu ay benim için oldukça önemli. Çalışma arkadaşlarımın yoğun çabalarıyla verimli bir ay geçirdik. Halkımıza kesintisiz destek sağlamak ve zor dönemleri aşmalarına katkıda bulunmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bugün burada savunmamı yaparken, bu hizmetleri sunmanın onurunu yaşıyorum” ifadelerini kullandı.
Eleştiriler ve iddianameye yönelik açıklamalar
İmamoğlu, Elazığ’daki açılış törenine devlet yetkililerinin katılmamasını eleştirerek, “Okul açtık, milli eğitim müdürü gelmedi; cami açtık, imam gelmedi. Ne yazık ki bugün yargılanıyoruz ve hakim burada” dedi.
“Bilirkişi konusu oldukça önemli” diyen İmamoğlu, Çağlayan’daki süreci hatırlattı. “Bir cumhuriyet savcısı telaşla iddianameyi hazırlamış ve hazırlarken pek çok hata yapmış. Bu telaş aynı zamanda iddianamenin nereye evrildiğine dair bize fikir veriyor. Savcılık neden başka bir iddianameyi bu davanın dosyasına ekleme gereği duyuyor? Niçin başsavcıya referans veriyor?” sözleriyle iddianamedeki eksikliklere işaret etti.
Bilirkişi eleştirisi suç sayılamaz
İmamoğlu, savunmasında iddianamede yer alan “bilirkişiyi kendi partisi lehine etkilediği” yönündeki suçlamalara yanıt verdi:
“Bilirkişiyi, mensubu olduğum parti lehine etkilediğim belirtilmiş. Bu nasıl bir suçlama? Bu iddialar nasıl kaleme alınabiliyor? Türk Ceza Kanunu’nda bilirkişiyi eleştirmeyi engelleyen bir madde yok. Avukatlarıma da sordum, bulamadım” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı’na tepki
Savunmasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un CHP’ye yönelik eleştirilerine de değinen İmamoğlu, “Adalet Bakanı, bir partinin ilçe binasında basın açıklaması yapıp CHP’ye yükleniyor. Bir parti tabelasının önünde demeç veren akıl mı Türkiye’yi ve yargı sistemini yönetecek? Biz nasıl yargılanıyoruz? Yazıklar olsun” dedi.
Adaletin önünde haksızlığı eleştirme vurgusu
İmamoğlu, “Benim bilirkişiyi eleştirmem suç kabul edilmiş. Ben adaletin önünde duran her türlü haksızlığı eleştirip ifşa ettim. Etmeye de devam edeceğim. Bu benim vazifemdir, sorumluluğumdur. Türkiye’de farklı düşünen herkesi – gençleri, işçileri, zeytinini savunan köylüleri, çocukları – gözaltına alıp tutuklayan herkesle mücadele edeceğim. Onun için buradayım” ifadelerini kullandı.
Erdoğan ve yargı eleştirisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik değerlendirmelerde de bulunan İmamoğlu, “11 aydır maruz kaldığımız saldırılarla, 19 Mart itibariyle yürütülen süreçle, ‘turpun büyüğü, ahtapotun kolları’ diyerek daha soruşturma yokken suçlu ilan edenler ile karşı karşıyayız. Yargıyı Ankara’dan yöneten bir akılla karşı karşıyayız” dedi.
Uluslararası örnekle yargıya müdahale eleştirisi
ABD Başkanı Donald Trump ve Erdoğan arasındaki görüşmeyi hatırlatan İmamoğlu, “Rahibi bırakın deyince bırakıldığını söylüyorlar. Yargıya asıl müdahale bu değil mi?” sözleriyle yargı bağımsızlığına yönelik eleştirisini sürdürdü.





